Gastrit, nedir, tedavisi, belirtileri, hakkında bilgiler icin yazımıza buyrun arkadaşlar.







Gastrit, mide ic tabakasının; bir başka deyişle, mukozasının iltihaplanmasıdır. Coğunlukla kronik bir tabloyla seyreder. Bu hastalıkta aylarca, hatta yıllarca suren hazımsızlık, şişkinlik, ekşime ve gaz şikayetleri gorulur…

Gastrit genellikle ulser veya reflu belirtileriyle, kimi zaman da her iki hastalığı taklit ederek ortaya cıkar. Hastalık, midenin ust kısmında ortaya cıkan ve bazen sırta vurabilen bir ağrı, şişkinlik, hazımsızlık, bazen bulantı ve kusma şeklinde kendini gosterir. Bunlar ulser hastalığının tipik goruntulerindendir. Bu yuzden, gastrite bazen yanlışlıkla ulser teşhisi koyulabilir.
Hastalık reflu belirtileriyle seyrettiğinde ise; gaz, şişkinlik, midede ve yemek borusunda yanma şeklinde ortaya cıkar.
Yuzeysel ulserlerin eşlik ettiği gastritlerde ve bazı karaciğer, akciğer, bobrek ve kalp hastalıklarıyla birlikte gorulen, temelde dolaşım bozukluğunun yol actığı gastrit tipinde ise sızıntı şeklinde kanama, buna bağlı olarak da kansızlık gorulur. Nadiren gastritli hasta midesinde sorunlar yaşayacağı endişesiyle daha az yemek yer ve sonucunda kilo verir.

Gastritin buyuk coğunluğunda, mide mukozasının uzerine yerleşerek enfeksiyon oluşturan bakteriler sorumludur. İkinci sırada ise; başta aspirin olmak uzere, romatizma ilacları yer alır. Bu ilaclar, mideyi koruyan prostoglandinlerin salgılanmasını onler ve bu bolgeyi besleyen damarlardan kan akışı olumsuz yonde etkilenir. Bunların sonucunda mide mukozasının dayanıklılığı bozularak ortaya gastrit cıkar.
Ayrıca sigar da damarlar uzerinde olumsuz etki yaratarak, mide duvarlarının beslenmesini bozar.

Gastrite neden olan bir başka neden ise; strestir. Cağımızın onemli sorunlarından biri olan stres etkisiyle, mide aşırı asit salgılamaya başlar. Bu durum zamanla gastrit oluşumuna sebep olur.

Aşırı yağlı, fazla sıcak ve soğuk besinler ve icecekler; ya midede asit salgılanmasını artırır, ya koruyucu mukus tabakasını bozar.

Teşhisin onemli bir kısmı hastadan alınan oykudur. Muayenenin ardından doktor gereken tetkikleri belirler.
Gastritte kesin tanı, hasta ozellikle 40 yaşın ustundeyse ve kansızlık, kilo kaybı, kusmalar, yutma gucluğu gibi durumlar varsa; endoskopik inceleme ve bu sırada gerekiyorsa, mideden alınan biyopsi ile konulur.Gerektiğinde karın bolgesinden ultrasonografi, bazı kan tahlilleri ve dışkı tahlilleri istenir.

Endoskopi: 8-10 milimetre kalınlığında son derece yumuşak, kıvrılabilen, dışı kaygan bir plastik maddeyle kaplı olduğu icin yutma sırasında boğaz, yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağında tahrişe neden olmayan bir alettir.
Yaklaşık 1 metre olan bu cihazın ucunda yer alan kamera, gectiği bolgelerin goruntulerini, televizyon ekranına yansıtır. Doktor da bu goruntulere bakarak, incelenen ic yuzeyi gorur ve teşhisi koyar.

Bu alet sayesinde bazen ulser ve daha ciddi kanamalara yol acan damar zedelenmeleri sonucu oluşan kanamalara, aletin icinden gecen uzun enjektorlerle ilac verilir. Boylelikle kanama durdurulup, hastaya gereksiz kan transfizyonu ve ameliyatın onune gecilmiş olur.

Gastritin tedavisi altta yatan neden gore belirlenir. Eğer, gastrit nedeni en sık gorulen Helikobakter Piori’ye bağlı gelişmişse, 10-15 gunluk ikili antibiyotik ve mide asidini baskılayıcı ilacların birlikte kullanılması yeterli gelir.
Gerektiği durumlarda diyet uygulanması, sigara ve alkol kullanımının bırakılması, ağrı kesici ilaclardan kacınılması da tedaviye yarar sağlar.

Safra gastriti gibi ozel gastrit turleri ise, bazen hayat boyu ilac kullanmayı gerektirebilir.