

Sevgili melekler,
Cağımızın en zor hastalıklarından biri kanserdir.Kanser ceşitleri icinde son gunlerde en cok one cıkan ise pankreas kanseridir.
Pankreas karın en arka bolumunde yerleşmiş, yaklaşık 15 cm uzunluğunda, mide, oniki parmak barsağı ve kalın barsakla on yuzu tumuyle kapatılmış bir organdır. Bircok onemli gorevi olmakla birliktr, alınan gıdaların sindiriminde ve kan şekerinin dengede tutulmasında onemli rol oynamaktadır
Pankreas kanserleri organın her bolgesinden gelişmekle birlikte en sıklıkla baş bolgesinden gelişmektedir. Yine en sıklıkla salgı yapan hucrelerden koken alırlar ve adeno-kanser olarak adlandırılırlar.
Cok sıklıkla 65 yaş ve uzeri kişilerde gelişir. Erkeklerde daha sık gorulur.
Hastalığın Belirtileri:
Sarılık; En sık ve en erken ortaya cıkan belirtidir. Başlangıcta gozlerde ortaya cıkar, daha sonra deride sararma olur, idrar renginin koyulaşarak 'cay renkli idrar' yapma takip eder ve nihayet 'camcı macunu' olarak tanımlan dışkının acık renk alması ile sonuclanır. Sarılığın nedeni, karaciğerde yapılan biluribun maddesinin, pankreas kanseri tarafından safra yolunun tıkanarak oniki parmak barsağına olan atılımın engellenmesidir.
Ağrı; Onceleri muphem karın ağrısı olarak tanımlanan, hafif bir rahatsızlık hissi şeklindeyken, ileri donemde sırta vuran karın ağrısı şeklini alır. Kunt tabiatlıdır. Şişkinlik ve hazımsızlık belirtileri ile sıklıkla birliktedir.
Kilo kaybı; Şişkinlik, hazımsızlık ve iştah kaybı ile birlikte yetersiz gıda alımı sonucunda hasta kilo verir.
Diyabet; Aniden ortaya cıkan, genellikle aile oykusu olmadan gelişen şeker hastalığı hastalığın belirtisi olabilir.
Hastalığın Tanısı:
Hastalık sinsi belirtilerle ortaya cıktığı icin tanı zor olabilir. Erken donemde yakalanan hastalarda, en sıklıkla hekime başvuru anında, bu hastalıktan hekimin şuphe etmesi ve buna yonelik araştırmalar yapması onemlidir.
Laboratuar tetkikleri: Serum bilurubinleri, alkalen fosfataz, karaciğer transaminazları ile CEA, Ca 19-9 ve Ca 125 gibi tumor belirtecleri yukselmiştir. İdrarda bilurubin pozitifliği mevcuttur.
Ultrasonografi: Hemen daima ilk başvurulacak inceleme yontemidir. Pankreasta solid yada kistik kitle varlığını, kitlenin boyutu, kitlenin diğer cevre yapılarla olan ilişiksi ve damarsal yapılara olan yakınlığı hakkında bilgi verir.
Tomografi ve MR: Tomografi ağız ve damar yolu ile kontras ilac verilerek cekildiğinde pankreas tumorleri hakkında cok onemli bilgiler verir. Yaklaşık %95 ve uzerinde tanı koydurucu ozelliği vardır. MR goruntuleme aynı şekilde tumorun ayırıcı tanısında onemlidir. Bu iki inceleme gerektiğinde birlikte kullanılarak hastaya verilecek ameliyat kararı icin doğru sonuclara ulaşılmasını sağlarlar. Tumorun evrelendirilmesinin doğru yapılmasını sağlarlar.
TEDAVİ:
AMELİYATSIZ TEDAVİ YONTEMLERİ:
Yapılan fizik muayene, laboratuar ve radyolojik incelemelerin sonunda, pankreas tumorunun hangi evrede olduğu, komşu organlarla ilişkisinin ne durumda olduğu ve ozellikle komşu damarlara yayılımın olup olmadığı ortaya konur. İleri evredeki tumorlerde cerrahi uygulanmaz. Bu hastalara uygulanacak kemoterapi ile birlikte, mevcut sarılığının duzeltilmesi, beslenme desteğinin sağlanması, ağrının azaltılması ve diğer yaşam konforunun duzeltilmesi amaclarıyla bazı girişimler uygulanmaktadır. Bunlar;
ERCP yapılarak safra yoluna stent konulması
PTK yapılarak safranın dışarı akıtılması
Ağrı icin kateter takılarak devamlı analjezinin sağlanması
Oniki parmak barsağında tıkanıklığa yol acan tumorlerde bu kısma stent takılması
CERRAHİ TEDAVİ:
Yapılan incelemelerde tumor ameliyatla cıkartılmaya uygunsa klasik olarak 'Whipple ameliyatı' uygulanmaktadır. Ayrıca tumor pankreasın govde ve kuyruk kısmına yerleşmişse nispeten daha kolay rezeksiyon yontemleri uygulanmaktadır. Tumorun cerrahi olarak cıkartılması bu hastalar icin tek kur şansını oluşturmaktadır.
Pankreas başı tumorlerinde, cerrahi olarak yalnızca pankreasın baş kısmını cıkartabilmek mumkun olamadığı icin ameliyat daha karmaşık olmaktadır. Uygulanan Whipple Ameliyatında; pankreasın başı ile birlikte, safra kesesi, ana safra kanalının bir kısmı, oniki parmak bağırsağı, midenin bir kısmı ve etraf lenf bezleriyle birlikte bir blok halinde cerrahi rezeksiyon yapılmaktadır. Bu ameliyat tekniğinin değişik uygulama ceşitleri vardır. En cok tercih edileni, daha iyi yaşam konforu sağladığı icin, mideden rezeksiyon yapılmaksızın pilor koruyu yapılan Whipple Ameliyatıdır.
Oldukca uzun sureli, cok ceşitli organların cıkartıldığı ve yeniden rekonstruksiyonun yapıldığı bu ameliyat sırasında veya kısa sure sonrasında hastanın olum ihtimali (mortalite) ve kanama olması, fistul olması, gibi kotu durumlarla (morbidite) karşılaşılabilmektedir. Dunyada kabul edilen olum oranı %5 ve altındaki orandır. Yine ameliyat sonrasında ortaya cıkan komplikasyonlar icin dunyada kabul edilen oran %15-20 dir. Ulkemiz şartlarında bu oranlar %5-10 mortalite ve %20-25 morbidite oranlarıdır.