O kadar farklıyız ki hala nasıl evlendik sorusuna cevap bulamıyorum. Ben sabah neşeli uyanırım o oğle 1e kadar uyur sonra da 2 saat suratı asık oturur. Ben saat 12:00de uyurum o tum gece oturur. Ben gezmeyi severim o asla sevmez. Ben en ufak şeyden mutlu olmak isterim eşimin bir kez "şunu yaptık ne iyi oldu" gibi icinde bulunduğumuz durumdan bir keyif alma cumlesi ya da hareketi sarf ettiğini gormedim. (Bu keyif almama durumu en beteri cunku birlikte mutlu olduğumuz anılarımız olamıyor. Tatile gitsek hava sıcak denizi sevmiyorum yoruldum of pof der hevesim kacar. Evde otursak elinden telefon duşmez hep oyun oynar.)
Ben tartışınca cozmek isterim o hep susar bir kez dahi konuştuguna şahit olmadım. Yani en ufak bir mesele bile olsa cozum uretmek gereken en basit durumda dahi susar. Ben konuşurum susarım sesim yankilanır bana geri doner. Cevap asla alamam. Ne mi hissediyorum. Yapayalnız. Gecen gun ilk defa sinir krizi gecirdim kurtarın beni diye ağladım. Şoka girdi o da cok uzuldu. Ağladı anladım seni dedi. Beni bırakma dedi. Ama ben 3 yıl sonunda inancımı kaybettim hevesini kaybettim.
Nişanlıyken dışarıda buluşmak zorundaydık ve oyle boyle bana ayak uyduruyordu belki de ben goz yumdum. Hata benim dahi olsa gucum kalmadı.