Kızlar merhaba. Size yine icimi dokmeye geldim zira kapkaranlık icim yine bu aralar. Konu 4 ay once kaybettiğim babam. Daha once konu acmıştım babamı kaybetmemle ilgili. Hissettiğim ne varsa yazacağım buraya. Belki yazacağınız bir şey icime su serper, cok ihtiyacım var buna.
Babam aslında hep var ama yok gibiydi hayatımda.
Annemin zaten hayatını zehir etti. Annem tek başına buyuttu coluğunu cocuğunu. Maddi manevi hep annemin uzerine yuktuk biz. Babamın hic bir sorumluluğu olmadı uzerimizde . Annem işte gucte calışılıp didinirken, evlatları icin dişini tırnağına takarken, babam icin adı var olan ama yanında olmayan , hic bi sorumluluğumuzu ustlenmediği , sadece ona babalık duygusunu tattırmış olan evlatlarıydık biz.
Son 6-7 senedir yalnız yaşıyordu. Annemle tamamen ayrılmışlardı. Zaten hep kopuk bi ilişkileri vardı. Aile kavramı nedir tatmadım ben. Anneme haksız yere attığı bir kac iftira, sinirimi bozan bi kac hareketini, yanlış davranışlarını gordukten sonra babamla olan iletişimimi kopardım. Son 2 senedir goruşmuyordum. Ondan once emin olun bi evlat olarak uzerime duşeni yaptım. Fakat son 2 sene iplerin koptuğu noktaydı benim icin. Gecmişim babamla ilgili travmalarla dolu. Şimdi tek tek her birini anlatmak uzun olur ama anlayın diye soyluyorum. Bu yuzden cok kinliydim ona karşı.
Hastaydı. Bir cok hastalığı vardı. Buna rağmen akıl almaz şekilde sigara ve alkol iciyordu . Hayatını ele gecirmişti alkol zaten. Birgun eşimle tartıştık. (Babamın olduğu gunmuş) Ben ağlayıp zırladım ve herzamanki gibi ruh halimle alakalı babamı sucladım kendi kendime cunku o hep kafamın icindeydi. Nerde, ne yapıyor, ne yiyor, ne iciyor, iyi mi, mutlu mu… Ona bir mektup yazdım. Ertesi gun yırtıp cope attım. O mektupla birlikte icimdeki kin, ofke, nefret yok oldu sanki. Anladım, affedersem hafifleyecektim. Bir kac gun oncesinde zaten hastalığının kotuye gittiğini durumunun ağırlaştığını oğrenmiştim. Babamı gormeye karar verdim. Ama bunu yalnız yapacak cesaretim yoktu. Gidersem herşeyin daha kotu olmasından o kapıdan kovulmaktan korktum. Ki bu daha once bi kac kez yaşandı. Babamı kırmaktan, beni kırmasından yine paramparca etmesinden korktum cunku ceviz kabuğu kırar gibi insan kalbi kırardı inanın. Cok cabuk pişman olurdu ama ben paramparca olmuşluğumla kalırdım.
Neyse, bir kac gun sonra eşimle duzeldik. Yeni evliyiz zaten. Eşime “yarın babama gidelim” demeye hazırlandığım akşam, eşim benden once davrandı. Bir telefon geldi, yatak odasında konuştu, sonra yanıma geldi. Elinden geldiğince beni bu konuşmaya hazırlamaya calışarak, benim ne olup bittiğini kesinlikle anlamadığım bir an bana “baban vefat etmiş” dedi. Şu uc keline beni yaktı kavurdu kızlar. Hic beklemiyordum. “Babamı ozledim, babamı goreceğim” dediğim vakit tabiki boyle acı bir haber beklemiyordum.

Sessizce yok olup gitti.. Vedalaşamadım. Babam 2 gun o evde cansız halde durmuş. Hani ona mektup yazdığım akşam var ya , o akşam olmuş işte babam. Bir insanın 2 gun boyunca olduğunun farkına varılmayacak kadar yalnız olması…




Gececek mi bu? Yuruduğum yollarda bile aklıma geliyor babam da buralardan gecmiştir diyorum. Hergun sosyal medya hesaplarına bakıyorum resimlerine, videolarına. Beni yine vicdanımla baş başa bıraktı. Zaten hep vicdanıma oynardı. 2 senedir evet yanına gitmedim ama o da bir kez olsun aramadı kızım gel demedi
