Konu annem. Beni oldum olası hep başkaları ile karşılaştırdı hayatım boyunca.
Cocukken başarılıydım. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hic değildim. İlkokul ve ortaokul doneminde karnemde hic 4 bile olmadı. Ama zeka kupu bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda odul falan alırdı, okul birincisi secilirdi her yıl. Teyzem onun zekasıyla ovunurdu cok, calışmıyo ama cok ileri bi zekası var derdi, annemde ona katılırdı, girdiğimiz her ortamda kuzenimi over ondan bahsederdi. Benim konum hic gecmezdi.
Bana cok sevgi gostermezdi kucukken, bir şekilde memnun olmazdı. En guzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir cocuktum, bende takdir edecek birşey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni ovmemesindense, surekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu icin gururlana gururlana konuşurdu ama ben cok siliktim.

Liseye gectiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkur falan alıyodum okulda. Ama hic sınıfta kalmadım, ortalama bir oğrenciydim. Ama bana hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o donem. Ozguvenimi hep duşururdu. Cunku o cevresinde okul birinciliklerini falan goruyordu. Okumayan ust uste sınıfta kalanları da goruyordu ama onun cıtası hep en ustteydi. Benden hic universiteyi kazanabileceğime dair umudu yoktu. Ha bu arada, bu kadar ustun şeylerde gozu varkende, ya ben ders calıştırıyım, kursa gondereyim destek olayım gibi bir duşunceside olmadı. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onun icin bu hic yeterli değildi. Bana universite sınavından once okusanda bişey olamazsın cunku bu hayatta onemli olan en iyisi olmak demişti.

Neyse uni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koc, Boğazici falan değil yani bi tık altı).. Pek memnun olmadı. Yine gururlanmadı. Oysa ki şimdi duşunuyorumda, ben 30 yaşındayım, 12 yıl once benim zamanımda universite kazanmak birşeydi. Onemli birşeydi. Kolay değildi. Bu kadar cok universite ve bolum sonradan acılmaya başladıda insanlar okumaya başladı.
Bu arada ben okudum, calışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterıma başladım.... Ama ben hic yetemedim gibi geldi.

Bu karşılaştırma hic bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkca yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hic ovunmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle ovunup duruyo ki... Ama benimki cok takıntılı birşeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi ovup beni ovmediğine gore ben hic yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama bu işi. Neden ben o mevkide değilim. Daha cok yapmalıyım daha cok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır cok yoruldum koşmaktan, cunku yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep ozguvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının calışmaktaki hırsını, başkasının alanındaki başarısını konuşmaktan kendisini alamaz.

Bugun şunu farkettim; başka bi kuzenim meğer Amerika'ya gitmiş gecen ay calıştığı şirket gondermiş, bunu duymuş bugun birinden. Bunu bana sordu sesi azcık icine kacmış şekilde, haberin var mıydı? nasıl gitmiş? şirketi mi sponsor olmuş? Kendi mi başarmış? sonra ben en iyisi arayım sorayım detayları dedi. O kızın anne babasını kıskandığını iliklerime kadar hissettim.
Ve kendimi cok kotu hissettim. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama şimdi bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.