girip ve soğuk algınlığı hastalanmamıza yol acan virusler hastalanmamıza neden olan virusler


Meleklerim kış ayındayız hastalanmamız normal hastalık geliyorum diye haber vermeden anında bizi bulur.Onun icin dikkat edelim ​








Grip, influenza denilen virusun bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana getirdiği, ozellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara yol acan yuksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur.
İşgucu kaybı acısından bakıldığında tum dunyada işe devamsızlığın %10′undan sorumludur. Dunya nufusunun yaklaşık %10-20′si her yıl gribe yakalanmaktadır.
Grip olan kişilerin aksırık, oksuruk ve hatta konuşmaları ile ust solunum yollarındaki salgılardan yayılan virus yuklu su damlacıkları havaya gecerek orada saatlerce asılı kalabilir. Bu damlacıklar nefes yolu ile alındıklarında, alt ve ust solunum yoluna yerleşirler ve orada hızla coğalırlar. Kulucka suresi 1-3 gun arasında değişir ve bu donemde kişide hastalık belirtisi olmamasına karşın hastalık bulaştırıcı ozellik bulunmaktadır. Bu ozellik grip belirtileri başladıktan sonra 4-6 gun kadar da devam eder.

BELİRTİLERİ NELERDİR?
Başlangıcı genellikle anidir. Kişi kendini iyi hissediyorken, 1-2 saat icinde once; uşume, titreme, terleme, baş ağrısı, kas ağrıları ve ateş (38°C-40°C) başlar, daha sonrasında ise burun akıntısı, baş donmesi, oksuruk, boğaz ağrısı, goğuste yanma, ağrı, gozlerin sulanması ve gozlerde ışığa hassasiyet şikayetlerinden bir ya da birkac tanesi tabloya eklenebilir.
Bu belirtiler 3-5 gun kadar surse de genellikle 2-3 gun icinde duzelme başlar.
EN COK KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Kucuk cocuklar ve 65 yaşından buyuk olan kişiler,
Şeker hastaları,
Astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar,
Transplantasyonlu organ nakli yapılmış hastalar,
Bobrek hastaları,
Bakımevlerinde ve huzurevlerinde kalanlar,
Bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi goren kişiler,
Anne adayları,
Bebekler,
Turkiye’de bu gruplara giren yaklaşık 30 milyon kişi yaşamaktadır.

GRİPTEN NASIL KORUNMALI?
Grip virusunun vucuda girmesi ile başlayan bu bulgular genellikle 5-7 gunde iyileşme ile sonuclansa da, bazen kulak (otit) veya akciğer enfeksiyonları (zaturre) gibi bazı ciddi enfeksiyonlara yol acabilirler. Bu nedenle korunma cok onemlidir.
Korunma icin;
Dengeli beslenmeli: Vucudun ihtiyacı olan protein, yağ, şeker ve vitamin yeterli olarak alınmazsa, vucut direnci duşer ve solunum organları mukoza hucreleri de bu durumdan etkilenir. Ozellikle besleyici değeri duşuk, yağdan zengin hamburger gibi yiyeceklerin aşırı tuketilmesi grip hastalığına davetiyedir.
Yeterli miktarda su icilmeli: Solunum mukoza hucrelerinin nemli olması, virus taşıyan damlacıkların etkisine karşı direnci sağlar. Bu nedenle ozellikle su icme ihtiyacının azaldığı kış mevsimi de dahil olmak uzere, her donemde gunde 8-10 bardak su icilmelidir.
Duzenli spor yapılmalı: Yetişkin biri icin haftada 3 gun, gunde 1 saat olmak uzere spor yapılması gereklidir. Spor vucut direncinin arttırılması icin cok onemlidir.
Stresten uzak yaşamalı: Stres, vucut direncini azaltarak hastalıklara davetiye cıkaran en onemli etkenlerdendir.
Sigara icmemeli: Sigara da aynı stres gibi vucut direncini azaltır. Ayrıca virus yuklu damlacıklar, sigara icilen ortamlarda, dumana yapıştıkları icin hastalık yapıcı ozellikleri artar.
Tokalaşmayın: Grip olan bir kişi ile tokalaşmak, salgın zamanlarında iş yerlerinde bir cok kişi tarafından kullanılan cihazları kullanmak ta bulaş yollarındandır. Cunku virus bu gibi yerlerde 2-3 saat canlı kalabilir. Bu nedenle temizlik onemlidir.
Kalabalık yerlerden mumkun olduğu kadar uzak durun: Toplu taşıtlar, sinema, tiyatro gibi kalabalık yerlerde grip olan bir kişinin aksırması ile virusler buyuk bir hızla (160 km/saat) hareket ederek 3-4 metre uzağa yayılabilir.
Duzenli uyuyun: Bir gece uykusuz kalındığında, viruslere karşı savaşan vucut hucreleri yarı yarıya azalmaktadır.

Cıplak ayak dolaşmayın: Ozellikle kış aylarında, zemin ısısı duşuk olacağından, refleks olarak solunum mukoza hucrelerini de besleyen vucut damarlarında daralma olacak ve sonuc olarak kan dolaşımı yavaşlayacaktır. Mukoza hucrelerindeki nemlilik oranının azalması ile birlikte savunma gucu de azalacak ve viruslerin girişi kolaylaşacaktır.
Sıcak ortamlardan kacının: Ozellikle kış mevsiminde daha cok kapalı ve sıcak ortamların tercih edilmesi de solunum mukoza hucre zarlarının kurumasına neden olarak viruslerin vucuda girişini kolaylaştırır.
GRİP NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Her şeyden once istirahat, mumkunse yatak istirahati onemlidir. Yatarken başın yukarıda tutulması (2 ya da daha fazla sayıda yastık ile yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacaktır.
Yakınmalar duzeldiğinde hemen normal aktiviteye donulmemeli, tam bir iyileşme icin bir sure daha dinlenmeye devam edilmelidir.
Bulunulan ortamın uygun ısıda olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmeli, havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır.
Hastalık suresince, ozellikle yuksek ateş varsa bol sıvı alınması cok onemlidir. Bu nedenle su icinde eritilerek kullanılan anti-gribal ilaclar, sıvı alımının artırılması, hızlı etki sağlaması acısından onerilir. Hastalıkta; su, meyve suyu ve kafeinsiz icecekler tercih edilmelidir. Yeteri kadar sıvı alınması sinuslerdeki ve goğsunuzdeki ifrazatın daha az birikmesine ve vucuttan daha kolay temizlenmesine yardım eder.
Hastalık donemlerinde beslenmeye dikkat etmeli, iştahsızlık varsa enerji ihtiyacını gidermek icin karbonhidrattan zengin diyet uygulanmalıdır.
Antibiyotik turu ilaclar, ancak viral bir enfeksiyon olan gribin uzerine bakteriyel bir başka enfeksiyon eklendiğinde ancak bir hekimin onerisi ile kullanılabilir.
Grip sırasında aspirin kullanılmamalıdır.

SOĞUK ALGINLIĞI NEDİR?
Soğuk algınlığı; ceşitli viruslerin yol actığı, ust solunum yollarında bazı belirtilere yol acan ‘hafif’ seyirli bir hastalıktır.
En sık gorulen virusler:
Rhinovirusler %15-40,
Coronavirusler %10-20,
Parainfluenza virusu %5-10,
Respiratuar sinsityal virusler %6,
Soğuk algınlığı kişiden kişiye bulaşır. Başlangıcta bu bulaşmanın aksırma, oksurme ile etrafa sacılan damlacıkların icindeki viruslerin havada kalması ile olduğu sanılmaktaydı. Ancak şimdi mevcut kanıtlar bulaşmanın virusu almış hastanın elinden hassas insanlara gecmesi ve hassas bireylerin de ağız-burun mukozalarına surmeleri ile olduğu yonundedir. Bu nedenle soğuk algınlığının bulaşmasını engellemenin yolu ellerin sık yıkanmasıdır.
Yapılan araştırmalarda havanın soğukluğunun soğuk algınlığı hastalığının başlaması ve seyretmesi ile ilintili olmadığını, psikolojik stres, ust solunum yollarını etkileyen alerjiler ve adet donemlerinin hastalığa yakalanma riskini artırdıkları saptanmıştır.
Soğuk algınlığına bir cok virus sebep olabileceği icin de vucut hicbir zaman bu viruslerin tumune direnc geliştiremez. Bu sebeple her sene tekrar tekrar soğuk algınlığı gecirilebilir.
Soğuk algınlığı belirtileri: Ateş, baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı, yorgunluk hissi, akan ya da dolu burun, hapşırma, boğaz ağrısı, goğus doluluğu, koku ve tat duygusunun azalması, kulaklarda basınc hissi ve ses kalitesindeki değişiklikler

SOĞUK ALGINLIĞI TEDAVİSİ:
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Tedavi belirtilere gore yapılmalıdır. Su icinde eritilerek kullanılan ve soğuk algınlığına ait belirtileri gideren ilaclar, sıvı alımının artırılması ve hızlı etki sağlaması acısından da onerilmektedir. Ayrıca istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması da vucut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder.
Virusler, mikrobun bulaştığı yerlerde (kapı tokmağı, telefon gibi) canlı kalabildikleri icin, bu yuzeylere temastan sonra virusleri rahatlıkla burnumuza veya gozlerimize transfer edebiliriz. Bunu engellemek icin ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamalıyız.