Cocuk Sahibi Olmak Artık Cok Kolay!


PGT (Preimplantasyon Genetik Tanı), dondurma tekniği, sperm secimi icin kullanılan IMSI tekniği gibi başarıyı artıran ileri tup bebek uygulamalarının gebelik şansı “sıfır” olan her uc ciftten birini anne-baba yaptığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tup Bebek Uzmanı Prof. Dr. Aydın Arıcı, tup bebek tedavisinde başarı oranının %60 ’lara kadar yukseldiğini, yeni yontemlerle bu oranın daha da artacağını belirtiyor.

İlk tup bebeğin dunyaya gelmesinin uzerinden tam 37 yıl gecti... Yıllar icinde tıbbın bugun geldiği nokta, bu durumdaki ailelere dune gore daha fazla cocuk sahibi olma şansı sunuyor. Gunumuzden 20-30 yıl oncesinde tup bebek tedavisinde imkansız olan tedaviler artık yerini yeni umutlara ve başarılı yontemlere bırakıyor.


Kok hucre sperm ve yumurta uretimi ile imkansız ortadan kalkacak

Ciftlerin cocuk sahibi olamamasının en onemli nedenlerinden biri olan yeterli sperm ve yumurta uretimi sağlanamaması artık tarih oluyor. 20 yıl kadar once bir kişide yeterli sperm veya yumurta uretimi olmaması tedaviyi sonlandırıyordu. Yakın geleceğin en heyecan verici gelişmelerinden biri olan kok hucre sperm ve yumurta uretimi ciftlere yeni umut kapısı acıyor. Henuz cok yeni olan bu yontemle ilgili buyuk umutlar beslediklerini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tup Bebek Uzmanı Prof. Dr. Arıcı “İşte bu yeni uygulama hepimizi cok heyecanlandırıyor. Hicbir şekilde spermi olmayan bir erkeğin ya da yumurta uretimi biten bir kadının kok hucrelerinden sperm ve/veya yumurta uretimi sağlanabilirse tıp dunyasında cok buyuk bir miladın da başlangıcına tanık olacağız. Şu anda bu yondeki calışmalar henuz emekleme aşamasında olsa da yeni gelişmeler kaydediyoruz” diyor. Bir diğer onemli konunun ise, embriyolardaki genetik sorunlar olduğunu belirten Prof. Dr. Arıcı “Orneğin, kromozomlarında sayısal bir hasar, belirli bir gende eksiklik ya da yanlış yapılanma gibi sorunların teşhisini koyabiliyoruz ve ‘bu sorunludur ’ diyerek o embriyoyu transfer etmiyoruz. Ancak yakın gelecekte gen tedavisi embriyolara uygulanabilecek; bunun etik boyutları da araştırılıp değerlendirilerek hayata gecirilebilecek” diyor.

Mujde, baba oldunuz!

Daha onceleri sperm sayısı cok duşuk, hatta “0” olan erkeklerin baba olmalarına hicbir şekilde imkan olmadığını ancak bu durumun tersine donduğunu belirten Prof. Dr. Arıcı, “Bu anlamda gunumuzde once mikroenjeksiyon tekniğinin keşfedilmesi ve kullanılması, spermin direkt testisten alınabilmesi ve kullanılabilmesi ciddi boyutta sorunu olan erkeklere de sağlıklı cocuk sahibi olma imkanı verdi” diyor.

Başarı oranı hızla artıyor

Ozellikle teknolojinin gelişmesiyle tedavide kullanılan ilacların daha doğal hale getirilmesi, tedaviye cevabın ne şekilde olması gerektiği ve bunun değerlendirilmesi konusunda hekimlerin tecrube kazanıp daha faydalı olmaya başlamaları bu sebeplerin başında geliyor. Gunumuzde başarı oranının %60 ’lara kadar yukseldiğini belirten Prof. Dr. Aydın Arıcı, bunun pek cok sebebi olduğunu soyluyor: “Laboratuvar ortamında embriyoları beslemek icin kullanılan sıvıların besin değerinin anlaşılması, embriyonun gelişimine yardımcı olabilecek ek aşamaların keşfedilip kullanılabilmesi başarı oranını artıran en onemli sebeplerden biri.”
Yeni dondurma yontemi ile embriyolar zarar gormuyor
Devrim niteliğindeki gelişmelerden birinin embriyo dondurma tekniğinde yaşandığını ve son 5 yıl icerisinde onemli gelişmeler kaydettiklerini belirten Prof. Dr. Arıcı “İstatistiklere gore gunumuzden 5 yıl oncesine kadar, dondurulup cozulmuş embriyo transferlerindeki hamilelik oranı, aynı kişilerde taze embriyo transferlerindeki hamilelik oranının yarısıydı. Orneğin; taze embriyo transferinde %40 bir başarı oranı varsa, dondurulup cozulen embriyo grubunda bu oran %20 ’ye iniyordu. Bugun vitrifikasyon (camlaştırma) tekniğiyle dondurulmuş embriyoların transferinde, taze embriyo transferine gore bile bir miktar daha fazla başarı soz konusu. Birincisi; embriyolar iyi bir şekilde dondurulmuşsa hicbir şekilde zarar gormuyor; hatta cozulduğunde sorunlu olanlar yaşayamadığı icin guclu olanların transfer edilmesiyle hamilelik oranları daha yuksek seyrediyor. İkincisi ise, rahmin gelişimi daha iyi kontrol edilebildiği icin dondurulmuş embriyolarda daha iyi bir zamanlamayla başarı yuzdesi artıyor” diyor.

PGT ile coğul gebelik riski azalıyor

20 yıl oncesinde coğul gebelik riskinin cok yuksek oranlarda olduğunu ve bu oranın hızla azaldığını belirten Prof. Dr. Arıcı bunun sebebini şoyle acıklıyor: “Embriyoların hangisinin daha sağlıklı olduğu bilinmiyor, bu nedenle hepsi birden transfer ediliyordu. Bu durum da coğul gebeliklere neden oluyor, erken veya sakat doğum riskine yol acıyordu. Gunumuzde gerek PGT (Preimplantasyon Genetik Tanı) gerek embriyoların diğer değerlendirme testleri sayesinde embriyoları daha rahat secebiliyor, coğul gebelik riskini de ciddi bir şekilde azaltmış bulunuyoruz.”

Mikrometrik tıraşla her şey kontrol altında


1990 ’larda laboratuvar ortamında ko-kultur adlı bir teknikle rahimden biyopsi alınıp o hucrelerin yanında embriyo beslendiğini soyleyen Prof. Dr. Arıcı, bilimsel gelişmeler sayesinde hucrelerin ne salgıladığının analizlerinin yapıldığını ve artık bugun o sıvıların laboratuvar ortamında kullanılmaya başlandığını ifade ediyor. Boylece bu alanda biyopsi yapmak tarihe karışırken, enfeksiyona ve yapışıklıklara sebebiyet verme gibi bazı sakıncalar da ortadan kalkıyor. Mikrometrik tıraşın onemli bir gelişme olduğunu belirten Prof. Dr. Arıcı “Gecmiş yıllarda, sert kabuğu olan embriyoların kabuğunun delinmesi (assisted hatching), yani diğer adıyla embriyo kabuğu tıraşlaması sırasında yumurtaya ve embriyoya zarar verilebiliyordu” diyor ve ekliyor; “Oysa bugun lazer teknolojisi sayesinde, 1 milimetrenin %1 ’i kalınlığındaki bir duvar hicbir zarar vermeden delinebilir hale geldi.”

Ultrasonla 2 milimetrelik parca dahi gorulebiliyor

Prof. Dr. Arıcı, yıllar oncesinden farklı olarak gunumuzde tup bebek tedavisinde kullanılan malzemelerin de evrim gecirdiğini belirterek ekliyor: “En onemli gelişmelerden biri de ultrason kullanımında oldu. 20 yıl oncesine gore artık ultrasonla 2 milimetrelik bir parcayı bile gorebiliyoruz.” Aynı zamanda embriyo transferinde kullanılan tuplerde de gelişme olduğunu belirten Prof. Dr. Arıcı “Kateter isimli ince tuplerin yapıldığı madde ve yumuşaklık derecesi de ciddi anlamda değişti; yumurta toplama işleminde kullanılan iğnelerin kalibresi de daha kullanışlı hale geldi” diyor.