BİREYSEL GEBELİK BELİRTİLERİ

AMONERE, adet kanamalarının kesilmesi. Sadece gebeliğe bağlı olarak kesilmeyeceği gibi duygusal gerilimler, endokrin sistem hastalıkları, iklim değişikliği, anemi ( kansızlık) gibi kronik hastalıklar, gebe kalmaktan aşırı korkma ya da aşırı gebe kalma isteği gibi nedenlerde amonereye sebep olabilir.

BULANTI- KUSMA, sık olarak gebeliğin erken donemlerinde (2-8, haftalarda) gorulur. Bunun tam nedeni bilinmemekle beraber hormonal değişiklerin sebep olduğu duşunuluyor. Ozellikle hcg duzeyindeki yukselme ve karbonhidrat metabolizmasındaki değişim sonucu ortaya cıktığı duşunuluyor. Bulantılar genelde sabah gorulur. Bu rahatsızlık genelde son adet tarihinden 6 hafta sonra gorulur ve 8-12 hafta sonra kendiliğinden kaybolur. Eğer bu durum 14. haftaya kadar devam ederse patolojik olarak tanımlanır. Hastaneye başvurmak gereklidir.

SIK İDRARA CIKMA, gebeliğin erken donemlerinde ostorojen ve progesteronun etkisiyle pelvik (kadın genital bolgeyi ve leğen kemiği de icine alan bolge) bolge ve mesanede (idrar kesesi) kanlanma artar. Mesanede artan kanlanma sık idrara cıkma gereksinimini meydana getirir. Bunun yanında buyuyen rahim(uterus) mesaneye baskı yaparak kapasitesini azaltır.
Burada dipnot vermekte fayda var hanımlar. Rahimin onunde mesane, arkasında rektum (kalın barsakların anusle sonlandığı yer desem anlarsınız inşallah) bulunur. Rahimdeki genişlemeler onde mesanenin alanını daraltır. Arkada da rektumu sıkıştırır. Bunun icin doğuma gittiğinizde size lavman yapılır ki doğum kanalı mumkun olduğunca genişletilip bebek başı daha rahat bir şekilde gecebilsin diye…
Sık idrara cıkma daha cok ilk uc ay ve son uc ayda gorulur. rahim gebeliğin 3. ayından sonra bulunduğu yerden biraz yukarıya doğru cekilir ve mesaneye olan baskı azalır.

GOĞUSLERDE DOLGUNLUK VE HASSASİYET: kacırılmış adet kanamasından sonra ilk fiziksel değişme 4. haftada annenin goğuslerinde olan değişimlerdir. Goğusler hassas, buyuk ve erektildir. Meme ucundaki kahverengilik daha da koyulaşır. Goğuslere giden kan akımı arttığı icin deri altındaki venler (mavimsi damarlar daha acıklayıcı olur sanırım) belirginleşir. 3. aydan sonra goğusler sıkıldığında halk arasında onsut denilen kolostrum gelir.

BEBEĞİN CANLILIĞININ İLK HİSSEDİLMESİ: genelde 16. haftada hissedilir. Anne tarafından karnında bir dalgalanma hareketi gibi hissedilir.

HALSİZLİK-YORGUNLUK: gebeliğin başlangıcında kadınların coğunda yorgunluk ve uyku gereksiniminin arttığı gozlenir. Bu durum normal veya bir psikolojik rahatsızlığın habercisi olabilir.

DERİ RENGİNİN DEĞİŞMESİ: ostrojen seviyesinin yukselmesi ile on hipofiz bezi uyarılır ve deriye renk veren pigmentler artar. Bu hormon kadının doğal rengini etkiler ve deride koyulaşma gorulur. Bu durum daha cok yuzde, alında, burun koku ile elmacık kemiği cıkıntılarında, goğus ucunda, karnın orta hattında ortaya cıkar. Genelde doğumdan sonra yavaş yavaş azalır. Deri renginde koyulaşma gebeliğin olmadığı zamanlarda cıkabilir. Orneğin: guneş yanığı, bazı cilt kremleri, Addison hastalığı, oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) kullanıldığında gorulur.

DİŞ ETLERİNDE HASSASİYET: hormonal değişiklikler sebep olur. Diş eti iltihabı, tartar oluşumu artar. Ağızda ph’sı aside kaydığı icin aside dayanıklı bakterilerin uremesi diş curuklerine sebep olur. Diş etleri yumuşaktır ve kanamaya yatkındır. Bu değişimler doğumdan sonra kaybolur.

VAJİNAL AKINTI: gebelikte ostrojen hormonun artması ile birlikte rahim ağzında da sıvı artışı olur. Bu beyazımsı, kokusuz, kaşıntısız bir sıvıdır. Gebeliğin sonuna doğru ped koyacak kadar fazlalaşır. Yalnız bu sıvının rahim ağzı iltihabından ayırt edilmesi gerekir. Aksi takdirde doğum sonu iyileşme suresini uzatabilir. Yaraların kapanma suresi uzayabilir.

KARINDA BUYUME (ABDOMENİN GENİŞLEMESİ): ozellikle 14. haftadan sonra buyur. Ancak gebelik dışında obesite, karın icinde kitle, asit nedeniylede karında genişleme soz konusu olabilir.

KİLO ARTIŞI: gebelikte kadınların kilosu gebelik oncesi ağırlıklarının % 25’i kadar artar. belirgin kilo artışı son aylarda daha fazla olur.

KONSTİPASYON (KABIZLIK): gebelikte artan progesteron hormonunun duz kasları gevşetici etkisi ile barsak hareketleri azalmıştır. Bunun yanında buyuyen rahimin (uterus), barsaklar uzerine baskı yapması da barsak hareketlerini yavaşlatır.

UMARIM ANLAŞILIR YAZMIŞIMDIR. AMACIM KADINLARIMIZIN DAHA BİLGİLİ OLMASINA KATKIDA BULUNMAK.
ELLE YAZDIĞIM İCİN YAZIM VE DİLBİLGİSİ HATALARIMI LUTFEN AFFEDİN.
( Lisanslı biri olarak hatalar icin ozur dileme gereği hissettim.)
ARKADAŞLAR BU YAZIMI BİLGİSAYARINIZA KAYIT ETMENİZİ TAVSİYE EDERİM.. HATTA KENDİNİZ SAĞLIK BİLGİLERİNİDE İCEREN BİR DOSYA OLUŞTURUNUZ.
Sevgilerle Parisli…..