İlk kez 1978 yılında Louisa Brown’ın doğumuyla başlayan tıpta devrim niteliğindeki tup bebek uygulamasında gelişmeler hızla ilerlerken, dunya artık “tekil ve sağlıklı” gebeliğe yoneliyor. Laboratuvar ortamındaki gelişmeler sonucu artık embriyonun 5 gun bekletilebildiğini, bu sureye de yaşama şansı en fazla olan embriyoların gelebildiğini belirten Prof. Dr. Bulent Gulekli, “PGD testiyle gerekli durumda, embriyonun kromozom yapısını inceleyip, sağlıklıysa transfer ediyoruz. IVM yontemiyle de ilacsız tup bebeğe yoneliyoruz” dedi.

Dokuz Eylul Universitesi (DEU) Tıp Fakultesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Bulent Gulekli, tup bebek tedavi yontemlerindeki gelişmelerin, bilimin ufkunu genişlettiğini bildirdi. Gulekli, onceleri doğal bir siklusda (adet gorme donemleri) tek bir yumurtayla şans aranan tup bebek yonteminde, daha sonra bir ayda 10-15 arasında yumurta elde etmeyi amaclayan ilac rejimlerinin geliştirildiğini kaydetti. Gulekli, hastanın daha fazla hastaneye gelmesi ve tetkikler yaptırmasını gerektiren bu uygulamanın, işlem maliyetini artırdığını ve cok embriyo transferinin, coğul gebelikleri artırdığını soyledi. Prof. Dr. Gulekli, “İkiz, bir yere kadar ucuz kabul edilebilir ama bunun uzerindekiler istenmeyen durumdur. Bu tur gebelikler, erken doğumlara yol acmakta, bebeğin yaşama şansını azaltmakta ve maliyeti yukseltmektedir” dedi.

Bugun geliştirilmeye calışılan “hasta dostu tedavi protokolleri” ile dunyanın tup bebek yonteminde tekil ve sağlıklı bir gebeliğin elde edilmesine yoneldiğini bildiren Prof. Dr. Gulekli, bu amacla transfer edilen embriyo sayısının kısıtlanmasına yonelik calışmaların yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Gulekli, “hasta dostu tedavi protokolleri” ile cok fazla yumurta elde edilmemesinin, tedaviye bağlı ortaya cıkabilecek, yumurtalıkların aşırı uyarılması denilen ciddi sağlık riskleri taşıyan durumu da onleyeceğini ifade etti. Gulekli, İngiltere’de ikiden fazla embriyo transferinin yasaklandığını, Kuzey Avrupa ulkelerindeyse tek embriyo transferine gidildiğini soyledi.

DOĞAL ELEME

“Amac mutlaka gebelik değil, sağlıklı gebelik” diyen Prof. Dr. Gulekli, laboratuvar ortamındaki gelişmelerin, doğanın da yardımına zemin oluşturduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gulekli, “Başlangıcta embriyoyu iki gun laboratuvar ortamında bekletebiliyorduk. Şimdilerde beşinci gune kadar gidebiliyoruz. Beşinci gune kadar gelebilen embriyolar (blastosist), doğa tarafından yaşama şansı en fazla olanlar olarak kabul ediliyor. Bu aşamadaki 1-2 blastosistin transferi, eğer gebe kalınacaksa, ihtimali en yuksek duzeye cıkarıyor” dedi.

SAĞLIKLI EMBRİYO TRANSFERİ

Tup bebekte yaşanan bir başka gelişmeyi “Preimplantasyon Genetik Tanı” PGD testi yonteminin oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Gulekli, genetik geciş gosteren hastalığı olanlar, bir cok tup bebek denemesinde gebe kalamayanlar ile sebebi bilinmeyen duşukleri bulunanlarda bu calışmanın yapıldığını soyledi. Embriyo 8 hucre aşamasına gelince bunlardan birinin alınarak, kromozom yapısının incelendiğini, sağlıklıysa transferinin yapıldığını bildiren Bulent Gulekli, insan GENOM projesinin tamamlanmasıyla butunuyle sağlıklı embriyo transferinin de mumkun olacağını belirtti.

Tup bebeğin tıbba kattığı bir başka gelişmenin, kok hucre konusu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gulekli, embriyodaki her turlu hucreye donuşebilme yeteneği olan bu hucrelerden, gelecekte hasarlı organların onarımında yararlanılabileceğini soyledi.

Prof. Dr. Gulekli, yumurtalıkta henuz olgunlaşmamış yumurtaların toplanıp laboratuvar ortamında olgunlaştırılarak, mikroenjeksiyonla dollendiği İn Vitro Maturasyon (IVM) yontemiyle de artık ilacsız tup bebek uygulamasının mumkun hale geldiğini kaydetti. Prof. Dr. Gulekli, “Bu olgunlaşmamış yumurtalar dondurulup daha sonra cozulduğunde olgun hale getirilebilirse, gelecekte tedavinin cok daha basitleşeceğini ve kanser nedeniyle yumurtalıkları alınan hastaların da cocuk sahibi olabileceğini soyleyebiliriz” dedi.