hamile kalamama psikolojisi kısırlık psikolojisi
Kısırlık, tup bebek ve psikoloji:


Sevgili ciftler, kısırlık kimsenin istemediği bir durum. Ne yazık ki evli ciftlerin %15-20 gibi bir kısmı bu durumla karşılaşıyor. Turkiye gibi aile kurma ve cocuk sahibi olmanın cok onem verildiği ulkelerde kısır olmak bireyler uzerine ağır psikolojik sıkıntılar yuklemektedir. Burada, aile buyuklerinin, cevrenin, adet ve torelerin, toplumun baskıları bazen bir kabus niteliğini almaktadır.
Son 15-20 yılda kısırlık tedavisi konusunda buyuk ilerlemeler kaydedildi. Tup bebek ve bu kavramın iceriğindeki teknikler eskiden umitsiz olan ciftlere ozlemlerinin gercekleşmesinde cok buyuk imkanlar sağlıyor. Fakat, tup bebek ve hatta klasik tedaviler bile maddi yonden pahalı olma ozelliklerini koruyorlar.
Kısırlık tedavisi, ister klasik ister tup bebek yontemleri ile olsun, ciftler uzerinde buyuk stress, kaygı, gerginlik, korku, uykusuzluk, ic sıkıntısı, depresyon gibi değişik derecelerde psikolojik baskılara neden olabilmektedir.
Kısırlık soz konusu olan ciftler, oncelikle bu sorunu cevrelerinden saklama ihtiyacı duyuyorlar. Daha fazla saklayamayınca da tedavi arayışına giriyorlar. Tedaviye girdikten sonra artık gunluk hayattan kopuyorlar. Karı koca birbirlerine karşı daha iclerine kapanık hale geliyorlar. Cevrede gordukleri her cocuk onlarda bir burukluk ve huzun yaratıyor. Sanki cocuk sahibi olamamak bir sucmuş gibi algılanıyor ve toplum icinde eziklik hissediyorlar.
Butun bu anlattığım ifadeler tum ciftlerde olmasa bile bazılarında değişik derecelerde izlenebiliyor. Bu konuda, ciftlere tedaviyi yapan doktora cok onemli sorumluluk duşmektedir. Doktorun, boyle durumları onceden sezebilmesi ve elden geldiğince ciftlere, aileye yardımcı olması, onlarla sohbet etmeye zaman ayırması gerekir. Cunki, bu karamsar tabloyu yok edecek mucizevi bir ilac veya yontem yok henuz. Fakat, biliyoruz ki sıkıntılarımızı paylaşmak hepimiz icin rahatlatıcı etkiye sahiptir, ciftlere de tedavinin ağır manevi yukunu kaldırmada yardım edebilir. Doktor, ciftlere olduğu kadar gerekirse yakın aile cevresine de yardımcı olmaları yonunde telkinde bulunabilir.
Bazı kısırlık vakalarında cok kısa tedavi suresi veya ilk denemede gebe kalma gercekleştiğinde bu tur psikolojik sıkıntılar daha hafif atlatılabiliyor. Diğer taraftan, uzun suredir tedavi gormelerine rağmen gebe kalamayan ciftlerde sorunlar daha ağır hale gelebiliyor. Boyle durumlarda doktorlara da buyuk sorumluluk duşmektedir.
İnsanlar genel olarak sorunları ağır bile olsa onlarla başedebiliyor. Yeter ki sorunlarını anlatabilsinler, paylaşabilsinler. İnsanın sorunlar karşısında direnmesinde ve cozum bulmasında en itici guc umudunun olmasıdır.