Son zamanlarda yazılı ve gorsel medyada tup bebek konusu ile ilgili olarakpeşpeşe haberler cıkmaktadır. Tup bebek merkezlerine hasta cekilmesine yonelik bu taraflı haberler kanımca hastaların kafasını daha da karıştırmaktadır.

Bu yanlış haberler hastaların gereksiz yere umitlenmesine ve sonrasında da hayal kırıklığına yol acmaktadır. Bu tip haberlerle daha fazla hasta cekmenin tıbbi etikle bağdaşmadığını duşunuyorum. Tup bebek artık dunyanın her yerinde ve ulkemizde sadece buyuk şehirlerde değil daha kucuk pek cok kentde de uygulanır hale geldi. Vatandaşın konu hakkında bilinclenmesi ve kısırlığa yonelik diğer tedavi yontemlerinin goreceli olarak daha az başarılı olması tup bebeğin yaygın olarak tercihe dilmesinin nedenlerinin başında gelmektedir.

Tup Bebek yonteminde başarı: İyi bir tup bebek merkezinde 100 kadından ortalama 40 gebelik elde edilebilir, eve giden bebek sayısı ise ortalama 30-32 civarındadır. Yani yuzde 80 – 100 başarı oranı veren merkezlere artık inanan hastanın da kaldığını sanmıyorum. Başarılı merkezler ciftin kişisel gereksinimlerini ve psikolojisini de gozonune alarak en uygun ve etkin tedaviyi en yuksek gebelik oranı ve en duşuk komplikasyon ile uygulayan merkezlerdir. Cift icin en uygun tedavinin planlanması ve başarısızlığa neden olabilecek faktorlerin ortaya cıkarılıp giderilmesi cok onemlidir. Bu nedenle ciftin detaylı olarak değerlendirilmesinin onemi buyuktur. Psikoloji tedavinin başarısında cok onemlidir. Başarılı bir merkez en az sayıda embryo transferi ile en yuksek gebelik oranı sunabilen ve başarılı bir dondurma programına sahip olan merkezdir.

Donmuş embryolar ile gebelikler: Embryo dondurulmasının başarılı bir şekilde uygulandığı merkezlerde toplam gebelik oranı adı verilen bir tedavi ile cok sayıda embryo transferi yapmak mumkun olmakta ve hem başarı yukselmekte ve maliyet cok daha ucuzlamaktadır. Ciftlere az sayıda embryo transfer edildiğinde ikizden fazla coğul gebeliklerin sayısında azalma olur ve daha fazla embryo dondurulabilir. Bu da coğul gebeliklerin yol actığı komplikasyonları (erken doğum gibi) azaltarak, toplamda maliyetin oldukca azalmasını sağlar.

Yumurta Dondurma: Kadınların toplumdaki yerinin hızla değişmesi, kariyer yapan kadın sayısındaki artma ve evlenme yaşının ilerlemesi gibi nedenlerle cocuk doğurma planlarını erteleyen cift sayısı da giderek artmaktadır. Kadın yaşının ilerlemesiyle birlikte yumurtalık rezervi azalmakta ve bunun sonucunda da doğurganlık potansiyeli azalmaktadır. Ayrıca ozellikle ailede erken menopoz oykusu, gecirilmiş yumurtalık cerrahisi veya kemoterapi oykusu olan kadınlar başta olmak uzere, bazı kadınlarda over rezervi daha erken yaşta azalmaya başlamakta ve gebe kalma olasılığı erken yaşlarda azalmaktadır. Bu nedenle bircok kadın ileride cocuk sahibi olabilme ile ilgili yoğun kaygılar yaşamaktadır. Sperm veya embryo dondurma teknik olarak daha kolay ve başarı oranı oldukca yuksektir. Ancak yumurta hucrelerini dondurma işlemi teknik olarak daha zor ve kısa bir sure oncesine kadar başarı oranı oldukca duşuktu. Yumurta hucreleri (oosit) vucudun en buyuk hucrelerinden biri olup, ısıya oldukca duyarlıdır. Dondurma ve cozme işlemi uygun yapılmadığı zaman hucrelerin genetik yapısı bozulabilmekte ve sonrasında dollenme olmamakta veya anormal bir embryo oluşumuna neden olabilmektedir. Dondurma-cozme işlemi sırasında hucrenin genetik yapısı, zarı ve hucre icerisindeki diğer yapılarda zedelenme olabilir. Ancak son zamanlarda dondurma-cozme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde canlı ve normal yumurta hucresi elde etme oranları oldukca yukselmiş ve taze yumurta hucresi kullanımına yakın gebelik oranları elde edilebilmiştir. Ozellikle guvenilirliği yeterli olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte “vitrifikasyon” adı verilen yontemle oldukca başarılı sonuclar bildirilmiştir. Yapılan calışmalarda oluşan zedelenmelerden bir bolumunun cozme işleminden sonra kendi kendine onarıldığı gosterilmiştir.

Bu yontemden kimler yararlanabilir: Kemoterapi veya pelvis bolgesine radyoterapi almak zorunda olan hastalar, gec yaşta evlenebilecek veya cocuk sahibi olma yaşını geciktirmek isteyenler, ailesinde erken menpoz oykusu olan ve ileride cocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, embryo dondurmanın yasal olmadığı veya dini yonden yasak olduğu ulkelerde tup bebek uygulaması sırasında elde edilen fazla yumurtalar dollenmeden dondurulabilir.

Başarı Oranları: Son zamanlarda yapılan calışmalarda dondurma-cozme işleminden sonra yumurta hucrelerinin %70-76’sının canlı olduğu gosterilmiştir. Bu yumurta hucrelerine normal tup bebek işlemi uygulandığında dollenme oranı %30-35 ve anormal dollenme oranı %7 olarak bulunmuştur. Bu anormal dollenme oranı normal taze hucrelerde gorulen orandan yuksek değildir. Dondurma-cozme işleminden sonra canlı kalan hucrelere mikroenjeksiyon işlemi uygulandığında ise dollenme oranları daha yuksek olup %70 olarak bulunmuştur. Dondurulmuş yumurtalara tup bebek uygulaması ile ilk gebelik 1986 yılında elde edilmiş ve sonraki 10 yıl icerisinde teknikte onemli bir ilerleme sağlanmadığı icin cok az gebelik bildirilmiştir. Bu yumurtalara mikroenjeksiyon uygulaması ile ilk defa 1997 yılında gebelik elde edilmiş ve gebelik sayısı bundan sonra hızla artmıştır. Vitrifikasyon yontemi ile ilk gebelik ise 1999’da elde edilmiştir. Yine 1999 yılında hic spermi olmayan erkeklerin epididim veya testisinden alınan spermlerin b uyumurtalara enjekte edilmesi sonrası gebelik elde edilmiştir. Bugun mikroenjeksiyon yontemi ile ortalama dollenme oranları %65-70 ve gebelik oranı ise cozulen yumurta başına %4 olarak bildirilmektedir.

Yumurta, sperm dondurma ile ilgili yasal sorunlar: Yumurta dondurmanın ulkemizde yasal olup olmadığıyla ilgili net bir bilgi henuz mevcut değildir. Evli ciftler yasal olarak 5 yıllığına embriyo(dollenmiş yumurta) dondurabilirler. Sperm dondurma ancak tıbbi koşullarda yasaldır. Ozellikle Kuzey Avrupa ulkeleri hastalara yasal nedenlerden dolayı cok embriyo transferi yapılamıyor. Bir embriyo transfer ediliyor kalanları donduruluyor ve sonra teker teker transfer ediliyor. Boylece coğul gebelik riski azaltılıyor. Dondurma-cozme sonrası eğer bir laboratuvar yuzde 30 gebelik elde ediyorsa bu iyi bir sonuctur. Embriyonun genetik yapısına da bakılabilir (genellikle en sık gorulen hastalıklara bakılabiliyor, down sendromu gibi)

Menopozda annelik: Erken ve normal yaşta menopoza girmiş olan kadınlar veya tekrarlayan tupbebek uygulamalarında kotu kaliteli embryo gelişimi nedeni ile gebe kalamayan kadınlarda bugun icin elimizdeki yegÂne tedavi seceneği yumurta bağışıdır. Medyada 50 yaşında ikiz doğurdu, 60 yaşında gebe kaldı gibih aberlere kaynak oluşturan kadınlar bu yontem ile gebe kalmışlardır. Pratik olarak 45 yaşından sonra bir kadının kendi yumurtları ile gebe kalabilme şansı mucizelere bağlıdır. Yumurta bağışında genc bir kadından (verici) alınan yumurtalar alıcının eşinin spermleri ile dollendikten sonra rahme (alıcıya) nakledilerek gebelik sağlanır. Yumurtalar başka bir kadından alındığından tamamen vericinin genetik yapısını taşır. Alıcı ise eşi ve vericinin genetik yapılarından oluşan cocuğu taşır ve doğurur. Yumurta bağışı ile gebe kalan ve doğuran kadınların bebeklerine olan sevgi ve ilgilerinde kendi genetik yapılarına sahip olan bebekleri doğuran kadınlar ile kıyaslandığında herhangi bir fark gorulmemiştir. Bu nedenlerden dolayı yumurta bağışı ile ureme dunyada en sık başvurulan 3. kişi ile ureme(third party reproduction) yontemlerinden biridir. Yumurta bağışı ulkemizde yasalar ile kısıtlanmış olup ancak yurt dışındaki tup bebek merkezlerinde uygulanma olasılığı vardır. Menopoza girmiş ve ileri yaşlardaki kadınlarda ise yumurta bağışı oncesinde kişinin gebeliği sağlıklı bir şekilde taşıyabileceğinin gosterilmesi icin kalp, bobrekler, karaciğer ve diğer organ sistemlerinin dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir. Gebeliğin kadın sağlığını tehlikeye atabileceği durumlarda yumurta bağışı yapılması onerilmez. 50 yaşını gecmiş olan kadınlarda yumurta bağışı yapılmasını doğruluğu tartışmalıdır.

Her cifte ayrı tedavi: İnfertilite tedavisi her cift icin genelleştirilemez ve bu şekilde uygulandığında da başarılı sonuc vermez. Onemli olan zor ciftlerde başarı sağlanmasıdır. Tedavinin şeklinin zaten belli olduğu genc ve daha once başarısız denemeleri olmayan kadınlarda tup bebek uygulamaları genelde yuksek gebelik oranları ile seyretmektedir. Ancak toplum icinde cocuk sahibi olmayı isteme yaşı kadınların iş hayatında giderek daha fazla yeralmaları ve kariyer oncelikleri nedeni ile ileri yaşlara kaymaktadır. Kadının yaşının 35’i gectiği ciftlerde başarı oranları daha duşuktur. Ozellikle tekrarlayan tup bebek uygulamalarına rağmen gebe kalamayanc iftler doktorlardan değişik ve daha once uygulanamamış tedavilerin beklentisi icinde olmaktadır. Maalesef onerilen pek cok tedavi etkinliği kanıtlanmamış veya tıp dilinde ampirik yani ya tutarsa şeklindekiu ygulamalardır. Herhangi bir tedavinin etkinliğinin kanıtlanmış olabilmesiicin rasgele secilmiş ciftler uzerinde uygulanması ve aynı şeklide secilen ve onerilen tedaviyi gormeyen ciftlerle karşılaştırılması gerekir. Bu şekilde yapılmış calışmalar cok azdır veya hic yoktur. Medyada yer alan yapay rahim, embryo yapıştırıcısı, sperm mıknatısı, lazer uygulamaları,bağışıklık sistemi tedavileri, HLA, ve ilacsız tup bebek gibi pek cokyontem ancak gerektiğinde ve ciftlere ozelleştirildiğinde değer kazanabilmektedir.

Diğer vurgulanması gereken cok onemli bir nokta ulkemizde hasta cekmek amacı ile her gecen gun yeni ve herkesin derdine deva olduğu idda edilen tedavilerin ortaya atılıyor olmasıdır. But edavilerin onemli bir kısmının kanıtlanmış herhangi bir etkinliği yoktur. Tup Bebek uygulamalarında bilimsel anlamda etkinliği kanıtlanmış olan tedaviler uygulanmasının başarsızlığa bağlı hayal kırıklığını azaltacağı kanısındayım

Dr. Gokhan GUMUŞTAŞ