Hic kuşkusuz her ciftin ozlemidir cocuk sahibi olmak. Yuvanın neşesi, ailelerin sevimli uyeleridir cocuklar. Anne baba olmak aynı zamanda toplumsal hayat icinde onemli bir geciş surecidir. Bu geciş, toplumumuzda cok onemsenir.

Gelişen toplum yeni alışkanlıklar, yeni yaşam bicimi kazandırsa da beraberinde bircok risk faktorunu de yaşamımıza sokuyor. Duzensiz beslenme, aşırı miktarda sigara ve alkol tuketimi ciftlerin bebek sahibi olma şansını olumsuz yonde etkilediği artık herkesce bilinen bir gercek.

Hızla gelişen toplum, doğal olarak yaşam tarzlarımızda da değişimlere neden oluyor. Gelişen toplumun değişimlerinden nasibini alan doğurganlığın azalmasının nedenlerini mercek altına aldık.

Doğurganlık ozelliğimiz azalıyor

Uzmanlık alanı yalnızca cocuk isteği gercekleşmeyen ciftlerin tanı ve tedavisi olan EUROFERTIL Tup Bebek Merkezi’nin Medikal Direktoru Dr. M. Hakan Ozornek bizlere konuya ilişkin acıklamalarda bulundu.

“Ulke ve toplum olarak buyuyoruz, gelişiyoruz. Tum bu etkenlere bağlı olarak da hayat tarzımızda, alışkanlıklarımızda ozellikle de beslenme alışkanlığımızdaki olumsuzluklar doğurganlığın azalmasına neden oluyor. Toplumlardaki yanlış beslenme alışkanlığı, yiyeceklerdeki katkı maddeleri, iş hayatının yoğunluğu, kirli hava, buyuk şehirlerdeki keşmekeşlik insanları strese sokuyor. Doğal olarak da kafein, sigara ve alkol tuketimi de artıyor. Sonuc olarak, kadınlarda yumurtlama seyrekleşirken, erkeklerde sperm kalitesi gun gectikce duşuyor.”

Beslenme şeklimiz, ureme sağlığımızı tehdit ediyor

Dr. Ozornek’e gore beslenmemizin bebek sahibi olmamıza etkisi bununla sınırlı değil. Dr. Ozornek acıklamalarına şoyle devam ediyor:

“Şişmanlık ve yağlanma hem yumurtlamayı hem de sperm kalite ve sayısını olumsuz yonde etkiler. Ozellikle Turkiye gibi genc nufusun fazla olduğu ve gittikce arttığı ulkemizde, bu nufusun giderek farklı alışkanlıklara yonelmesi, sağlıksız besin turlerini tuketmesi ve yaşam bicimine dikkat etmemesi onemli bir tehdit unsuru. Duzensiz beslenme sonucu aşırı kilo kaybının yanı sıra normalin uzerinde bir kiloya sahip olma da bebek sahibi olma konusunda hem kadın hem de erkek icin aynı oranda risk unsuru olabilir.

Aşırı kilo tehdidi

Sağlıklı beslenme, genel vucut sağlığını etkilediği gibi ureme sağlığını da etkiler. Bu nedenlerden dolayı, bebek sahibi olmak isteyen ciftlerin her şeyden once yaşam bicimlerine ve beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Gebelik planlayan bir bayanın meyve, sebze ve karbonhidrat ve etin dengede olduğu bir diyet uygulaması, yağlı besinlerin alımını minimumda tutması gereklidir.

Bunun yanı sıra gunluk kalori alımı normal vucut kilosunu koruyacak şekilde ayarlanmalıdır. İdeal kiloda olmak ruhsal ve fiziksel sağlığın yanı sıra, bebek sahibi olabilmek icin de cok onemli bir unsurdur.”

Dr. Ozornek bu hususlara dikkat edildiği takdirde bebek sahibi olma şansının oldukca artığının onemini vurguluyor.

Doğurganlık hakkında bilgi sahibi olabilmek icin adetin belli donemlerinde hormon testlerinin yaptırılması gerektiğinin onemine değinen Dr. Ozornek, gebelik şansını artırmanın mumkun olduğunu anlattı:

“Adetin başında FSH ve estradiol hormonlarının kan duzeylerine bakılarak yumurtalık rezervi değerlendirilebilir. Bazı kan duzeylerinin yuksek saptanması halinde gebelik şansının azaldığı gozlenir. Ve zamanında tedaviye başlanması icin gereken yollara başvurmak gerekir. Kısırlık tedavisi kısırlığın nedenine bağlıdır. Tedaviye başlamadan once ciftlerin tam bir değerlendirmeden gecmesi gerekir. Yapılan değerlendirmelere gore: Yumurtalık rezervi azaldığında yumurta gelişimi icin gerekli ilaclar onerilir. Gebelik oranını artırmak icin rahim icine direkt olarak spermlerin enjekte edilmesi onerilebilir. Halk dilinde tup bebek ve mikroenjeksiyon olarak bilinen yardımcı ureme teknikleri ile yumurta, sperm ile laboratuvar ortamında dollenerek direkt rahim icine yerleştirilmesi de onerilebilir.”