Herkese merhaba, bu forumdaki ilk yazım ve muhtemelen bu konu dışında başka yazım olmayacak, maksadım biraz ic dokmek biraz da yaşadıklarımı ve hissettiklerimi anlatmak. Benim durumumdaki biri icin yapılacak pek bir şey yok, cozum yolu yok, bunu biliyorum ama sonucta insan doğası; icimdeki surekli canımı sıkan şeyleri aktarmak istiyorum.

Konuya nereden başlasam bilemiyorum, hayatımda olumlu olan hic bir şey yok ki onunla mukayese edip size derdimi anlatayım. Sadece olumsuzluklar var. İnsanları koşeden seyredip onlara ozenen, hayaller aleminde yaşayan, cumle kurmayı bile beceremeyen birisiyim ben. Bu satırları bile kırk defa duşunerek, acaba duzgun cumle nasıl kurulur diye kafa patlatarak yazıyorum. Ne yapayım, duşuk zekalıyım. Bunu kabul etmek cok guc ama oyle. Oğrencilik hayatımda bir kez olsun dersi derste anlayamadım, başkalarının anında anlayıp hocalara sorular sorduğu konuları evde 2-3 kez calışır yine de onların derste oğrendikleri seviyeye gelemezdim. Zaten dikkat denen şeyden eser yoktur bende, bıraksalar her gun 12 saat uyurum. Erken uyanmayı asla beceremem, defalarca alarm kapatır geri yatarım, sonra oğle vakti kalkar neden erken kalkmadım diye kahrolur, kendimden ve hayattan nefret ederim. Biliyorum belki size cok komik gelir, ozellikle burada buyuk şeyler başarmış, iyi meslek sahibi olmuş insanlara, disiplinli insanlara komik gelir. Ama ben hayatımda hicbir şey başaramadım, neye elimi attıysam heves ettiysem hayal kırıklığı ile sonuclandı.

Hayatımda hic samimi arkadaşım olmadı, arada bir beni arayıp kendi dertlerini bana anlatan, benim ne anlattığımı onemsemeyen, benim yaşam tarzımla alay edenleri saymazsak tabii. Arkadaş edinmem mumkun değil zaten, dediğim gibi geri zekalı bir insanım. Size bir insanın kendini boyle adlandırması komik gelebilir ama oyle. Asla ikili diyalog kuramam, sesim titrer, cumleleri yutarım. Ses tonum berbattır zaten. Kiminle konuşsam iki-uc dakika sonra suratında mide bulanmasına yakın bir acıma duygusu gorurum yuzlerinde bana karşı. Haksız da sayılmazlar, ben de sevmiyorum kendimi.

Başka insanlara karşı boyle hissetmem tesaduf değil tabii, giyim tarzımın da etkisi var, başortu takıyorum. Hal boyle olunca zaten insanların buyuk coğunluğu size duşman oluyor, hele ki buyukşehirlerde, hele ki eğitim seviyesi yuksek yerlerde. Kural panosunda dini/siyasi şeyler yasaktır yazdığı icin ancak bu kadarını soyleyebiliyorum, ama bununla ilgili yaşadığım o kadar kotu anım var ki... En basitinden gece yarılarına kadar twitter'da, ekşi sozluk'te insanların tesetturlu insanlara hakaret ettikleri, dalga gectikleri paylaşımları okuduğumu, berbat bir moral bozukluğu ile ağlamaklı ama asla ağlayamayan, eziklik hissini dibine kadar yaşarken uyumaya calıştığımı cok bilirim. Kural ihlali olmasın diye bu sorunumu burada kesiyorum, hayatımda hep kurallara riayet eden birisi oldum zaten. Ama karşılığında insanlar bana karşı her turlu kuralı ihlal edip beni ezdiler. Doğanın kanunu bir yerde bu, ne yapayım ben de buyum. Yenilen, ezilen kaybeden kişiyim. Cocukken de boyleydim, buyudum yetişkin oldum hala boyleyim.

El becerim de berbattır benim, kac yaşıma geldim mutfakta bir patates soyamam, yemek yapmaya kalksam her tarafı batırırım. Elimin ayarı yok, ayarı olsa zaten kafamın icinde akıl yok. 7/24 uykulu gezerim, gunde 12 saat uyumuş olsam bile. Ne yapacağımı unuturum, bir şeyler yapmaya kalksam asla hayal ettiğimi yapamam.

Başarılı insanların hayatına baktığımda yaşam tarzları, oturup kalkmaları, konuştukları guldukleri şeyler, yedikleri ictikleri, dini ve sosyal goruşleri, aile tarzları, okudukları, gezdikleri, izledikleri hep benim zıttım olan şeyler. Benim gibi olup başarılı olan, sevilen-sayılan bir insan gormedim ki şimdiye kadar. Ben nasıl kabul goreyim ki toplumda? Eğri cetvelden doğru cizgi cıkar mı? Benim DNA'm da var eziklik.

Cok cabaladım kendimi geliştirmek icin, yabancı dil oğrenmeye calıştım, erken kalkmaya calıştım, duzenli birisi olmaya, akademik başarısı olan biri olmaya hep cabaladım ama hepsi husran oldu. Benimle aynı zamanda başlayanları bırakın benden gec başlayanlar bile beni solladı gecti, duşuk zekalı, başarısız, disiplinsiz biri olduğumu her seferinde yuzume vurdu.

Cok yazdım belki ama hep dolap beygiri gibi aynı şeyin etrafında dondum, bu da ne demektir bilemem. Ben orta okulda okurken oğretmenim verdiğim cevapla dalga gecmek icin soylemişti bunu bana. O gundur dilime pelesenk oldu, ben de kullanır dururum. Bir de bu huyum var, doğru duzgun cumle kuramam asla kendi kendime, başkalarının taklitcisiyimdir. Hep de alay konusu olmuştur bu yonum. Ne yapayım...

Hayatta bana karşı bir şey kalmadı artık, başarılı olamayacağımı kabul ediyorum, duşuk zekalı olduğumu kabul ediyorum, ezik olduğumu kabul ediyorum, olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasında ucurum var. Kapanmayacak bir ucurum. Hayatıma son versem diye duşunur dururum surekli ama onu bile beceremem ki ben. Keşke bir gun uyuyup bir daha uyanmasam. İnanın hem benim en iyisi olur hem de kimse eksiğimi hissetmez. Zaten hayatta bir başarım yok, hayata ne koymuşum ki ne geri alayım.

Bu konuya da gelecek cevapları az cok tahmin ediyorum. Bir kesim abarttığımı soyleyecekler, bir kesim mağdur edebiyatı vs., bir kesim genel gecer tavsiyeler. Ama gunun sonunda ben gene işe yaramaz, başarısız, ezik, yıkık birisi olarak kalacağım. En başta da yazdım ya, ne yapayım kaderim bu benim. Cirkinim, tipsizim, duşuk zekalıyım, maddi durumum yok, arkadaşım yok, fikrim felsefem yok, hayatta amacım yok. Ne yapayım... Berbat bir hayatım var. Son sozum de bu olsun. Sadece icimdeki yazmak istedim ama yazınca daha kotu oldum, halbuki rahatlarım sanmıştım ((