Eski evliliklerin coğunun uzun surmesinin nedeni ciftlerin uyumundan değil, kadının caresizliğinden kaynaklanmasıdır.
"Bir yastıkta kırk yıl" gibi romantik bir yanı yok bunun, evliliğini bitiremeyen dort duvar arasına sıkışmış kadının caresizliği var.
Hicbir eğitim almadan cocuk denecek yaşta evlendirilmiş, coluk cocuğa karışmış, aile evine donemeyen, mesleği ve geliri olmayan kadınlarımızın caresizliği bu.
Bir kez olsun sevgiyle dokunulmamış, guzel soz işitmemiş, dişi olduğunu hissedememiş, beğenilmemiş, sacı okşanmamış, kendisi icin yaşamamış annelerimizin, teyzelerimizin kavrulup gitmiş hayatlarının caresizliği var, bu nokta koyulamamış evliliklerde.
"İckisi yok, kumarı yok, evine bağlı" sozleriyle buyutulmuş evliliğin, cift olmanın bundan ibaret olduğunu duşunen ebeveynlerimiz.
Bu devir bitmiştir artık, guclu bilincli eğitimli kız cocukları yetiştirmek zorundayız, bir erkeğin insafına hayatını teslim etmesin, gerektiğinde istediği secimi yapabilsin.
Aile kurumu kutsal değildir, kutsal olan insanın insanca yaşama hakkıdır.
(Alıntı.)
Bu beğendiğim alıntıyı ben şu şekilde tamamlıyorum...Eğitim evde kız cocuğu erkek cocuğu demeden yapılmalı.Ancak kız cocuğunun eğitimi cok onemli.Cunku yarın anne olunca erkek cocuğunu da o eğitecek...