Gerek yazılı, gerek gorsel, gerekse sosyal medyada hemen hemen hergun tup bebek tedavisiyle ilgili haberler yayınlanıyor. Cocuk sahibi olmak isteyen milyonlarca cift bu haberleri; hayallerini gercekleştirecek ‘mucize ’ gibi takip edip, deniyor.
“Tup bebek tedavi yontem ve uygulamaları baş dondurucu hızla gelişiyor. IMSI, Embriyoscope, dondurma teknikleri bunlardan bazıları. Onemli olan yeni tekniklerin hangi ciftlere, ne zaman, nasıl uygulanacağıdır. Ailenin yenilikleri takip ederken tedavide guvenilir kurum, deneyimli ekip, merkeze ait ‘ ’eve canlı cocuk goturme ’ ’ oranına mutlaka dikkat etmesi gerekir. ’ ’
‘Medyada yer alan haberlere infertilite sorunu yaşayan ailelerin yaklaşımı bir nevi ‘mucize cozum ’ gibi oluyor. İyice araştırmadan bunları denemeye karar veriyorlar. Coğu kez de sonuc başarısızlık oluyor. Şu bir gercek; tup bebek tedavi yontem ve uygulamaları baş dondurucu hızla gelişiyor. IMSI, Embriyoscope, dondurma teknikleri bunlardan bazıları. Burada onemli olan yeni tekniklerin hangi ciftlere, ne zaman, nasıl uygulanacağıdır. Ailenin yenilikleri takip ederken tedavide guvenilir kurum, deneyimli ekip, merkeze ait ‘ ’eve canlı cocuk goturme ’ ’ oranına mutlaka dikkat etmesi gerekir. ’ ’
Tup Bebek Tedavisinde ’Bilinmesi Gereken 10 Detay ’
1.Cocuğu olmayan bir cift ne zaman doktora gitmelidir ?
Kadının yaşı burada cok onemlidir. 35 ’in altında, ciftin ozgecmişleri ve aile oykulerinde bu konuyla ilgili risk yoksa korunmasız-duzenli bir yıllık cinsel ilişki sonrası gebelik elde edilemiyorsa doktora başvurulmalıdır. Aynı koşullarda kadın 35 yaş ustunde ise 6 ay, 38 ’in uzerinde ve yumurtalıklarını olumsuz etkileyebilecek kemoterapi veya yumurtalıkla ilgili bir ameliyat gecirmişse, erkek de de sperm değerlerini kotu yonde etkileyecek kemoterapi veya ameliyat oykusu varsa ciftler derhal doktora gitmelidir.
2-Aşılama denenmeden tup bebeğe tedavisi doğru mudur ?
İnfertilite (kısırlık) nedenine bağlı olarak bazı hastalarda aşılama oncesi yumurtlama uyarısı veya aşılama gibi uremeye yardımcı yontemler uygulanmalıdır. Bu grup hastalarda ancak bu yontemlerin başarısızlığı durumunda tup bebek tedavisine gecilir. Ancak belirli bir grup hastada ise diğer yontemlerin başarı ihtimali ya hic yoktur ya da cok duşuktur. Bu hasta gurubunda tup bebek ilk secenek olmalıdır.
– Her iki tuba uterinası ( tupleri) tıkalı olan kadınlar,
– Azospermi olguları (erkekte sperm olmaması)
– İleri kadın yaşı ( orn.: 38 yaş ustu kadınlar) doğrudan tup bebek uygulanması gereken ciftlerdir.
3.Tup bebek tedavisinde hangi sırayla hangi testler yapılır ?
Kısırlık araştırması ciftlere eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Başlangıc aşamasında yapılan temel testler şunlardır:
– Erkeğe sperm testi,
– Kadının yumurtlamasının araştırılmasına yonelik kan (hormon) testleri ,
– Kadının tuplerinin acık ve rahim icerisinin normal olup olmadığının araştırılmasına yonelik testler. Bu amacla en sık ilaclı rahim rontgen filmi ( Histero-salpinga-grafi, HSG) cekilmektedir.
4. Tup bebekte başarı oranı nedir?
Tup bebekte başarı oranı birden fazla olcutle değerlendirilmektedir.
– Fertilizasyon ( Laboratuvarda Dollenme) Oranı: Bu oran iyi laboratuvarı olan merkezlerde %80 ’ in uzerinde olmalıdır.
– Biokimyasal Gebelik (Kanda gebelik testinin pozitif cıkması): Bu oran %50 civarındadır.
– Ultrasonografi İle Goruntulenebilen Ve Takip Edilen Gebelik Oranı: Bu oran %40 civarındadır.
– ‘ ’Eve Canlı Cocuk Goturme ’ ’ Oranı: Bu oran ise %30 civarındadır. Hastaları ilgilendiren temel değerin de sonuncusu olması gerekir.
Uc başarısız deneme sonrası aileler icin gebelik elde etme oranını maalesef cok arttırmamaktadır. Preimplantasyon genetik tanı (embriyo transferi oncesi genetik araştırma), co-culture ( laboratuar ortamında suni ana rahimi oluşturulması) , sperm secim yontemlerinin değiştirilmesi gibi ek uygulamalar yapılmaktadır. Ancak bu yontemlerin de başarıyı anlamlı oranda artırdığına dair yeterli kanıt henuz yoktur. Benim şahsi tecrubelerime gore bu hastalara blastosist transferi onerilmeli ve bu hastalarda eğer embriyoları blastosiste gitmiyorsa transfer yapılmamalıdır. Boylece hastanın, transfer sonrası boşu boşuna buyuk umitlerle beklemesinin onune gecilmiş olur.
5.Blastosist transferi nedir? Hangi durumlarda bu yonteme başvuruluyor ?
Gunler boyunca gelişip hucre sayılarını artıran embriyolar beşinci gunden itibaren iki ayrı hucre tipine ayrılarak aralarında bir sıvı biriktirir. Bu embriyolara ‘Blastosist ’ denir. Ne yazık ki her embriyo bu aşamaya kadar gelişimini devam ettiremez, daha erken bir donemde gelişimini durdurur. Sadece o embriyoyu oluşturan sperm ve yumurta kaliteleri fazla duşuk değilse embriyo gelişimine devam eder, aksi halde vucut savunma mekanizmasının bir sonucu olarak duşuk kaliteli hucrelerin birleşmesiyle oluşan embriyoların gelişimlerini daha erken bir donemde durdurur. Yapılan calışmalar, blastosist evresine ulaşmış embriyoların dahi bir bolumunun gebelik oluşumuna ya da gebeliğin devamına izin vermeyecek kadar duşuk kaliteli hucreler icerdiğini gostermiştir. Ancak bu oran erken donemde gelişimini durduranlara oranla cok daha duşuktur. Sonuc olarak; hastaya blastosist transfer etmek gebelik şansını artırmak anlamına gelir. Hastaya ne kadar az embriyo transfer edilirse blastosist transfer ederek gebelik şansı o kadar artırılmış olur. Bu nedenle, transfer sayısının kısıtlandığı durumlarda blastosist transferi uygulaması başarıyı artırıcı bir etki yapar.
Ornek olarak ulkemizde iki yıl once uygulamaya giren yonetmelik transfer edilen embriyo sayısına kısıtlama getirmiştir. Bu uygulama sonucu tup bebek sonucu oluşan coğul gebelikler ki bunlar cok riskli gebelikler idi, anlamlı olarak azalmıştır. Bu yeni durum bizim merkezlerimiz de dahil olmak uzere bazı kliniklerin daha fazla blastosist transferine yonelmelerine neden olmuştur. Bizim merkezlerimizde artık tum transferlerin yaklaşık yarısına yakını beşinci gunde yapılmaktadır. Hastadan yeterli miktarda ve kalitede blastosist elde edilmesi durumunda, tedavilerin başarısız kalma nedeni olarak embriyo dışı nedenlere yonelmek faydalı olacaktır. Neden tum embriyolar blastosist aşamasına kadar bekletilip ondan sonra transfer edilmiyor? Bu sorunun yanıtında da blastosist transferlerinin dezavantajlarından soz etmemiz gerekir. Bugun tup bebek uygulama teknolojileri ne kadar gelişirse gelişsin unutmamalıyız ki insan vucudunun sofistike ve mukemmel mekanizmasını bire bir taklit edebildiğimizi soylemek cok guctur. Zira insan vucudu ve biyolojisiyle ilgili bilgimiz ne kadar artarsa, bilmediklerimizin ve yeni soruların farkına varmaya devam ediyoruz.
Sonuc olarak embriyoları laboratuar şartlarında uzun sure bekleterek blastosist evresine ulaşmalarını beklerken onları daha erken bir donemde vucudun doğal ortamına bırakarak orada gelişmelerini sağlamalarına gore ne kadar odun verdiğimizi bilmiyoruz. Ozetle kendimize su soruyu soruyoruz: bu embriyo blastosist oluşturmadı, acaba ben bu embriyoyu gelişiminin daha erken bir doneminde rahme vermiş olsaydım acaba orada blastosiste ulaşacak mıydı? İşte blastosist transferinin riski budur, bu nedenle her vakada uygulanmaz. Elimizde bu riski karşılayacak sayıda embriyo olması ya da dediğim gibi, ne olursa olsun embriyoların uzun donem gelişimlerini izlememizi gerektirecek gercek sebepler olması lazımdır.
6.Sperm seciminde yenilikler nelerdir ?
Gunumuzde sperm kalitesi dendiğinde artık eskiden olduğu gibi sperm sayısı, hareketliliği, şekli gibi parametreleri duşunmuyoruz. Biliyoruz ki, spermin gercek kalitesi yukarıdaki soruda da anlattığım gibi onun kalıtsal yapısı ve bu yapının cevresel faktorlerden ne kadar etkilendiğidir. Cunku embriyo gelişimine spermin asil katkısı bunlardır. Geleneksel sperm tetkik parametreleri ile bahsettiğim kalıtsal ozelliklerin durumu arasında direk bir ilişki gosterilmemiştir. Artık sperm analizi yaparken embriyo gelişimine etki edecek gercek kalitelerinin durumunu anlamaya calışıyoruz. Onemli olan kalıtsal ozellikleri en az hasar gormuş, mumkunse hic gormemiş spermleri secebilmek ve yumurta hucresi ile bunların birleşmesini sağlayabilmektir. Sperm hucresinin yuksek buyutmede secilmesi (IMSI), bazı molekullere bas kısmının bağlanması ya da bağlanmaması yoluyla secimleri (PICSI ya da MACS benzeri yontemler) bu amacla kullanıma girmiştir. Ne yazık ki, bu secim yontemlerinin gecerliliği tam anlamıyla ve en doğru bilimsel yontemlerle henuz kanıtlanmamıştır. Bunun icin daha zamana ihtiyac duyulmaktadır. Gene de bizim laboratuarlarımız da dahil olmak uzere bu tip yenilikleri kullanıp hastaların gebe kalma olasılıklarını artırmaya calışan cok sayıda merkez bulunmaktadır.
7-Genetik incelemelere ne zaman ihtiyac duyulur ?
Genetik incelemelere kesin ihtiyac duyulan durumlardan ilki; ailede kalıtsal yolla gecen, doğacak bebeğe intikal edebilecek ve sorumlu kromozom ya da gen bolgesinin bilindiği durumlardır. Bu bolge ya da kromozomlar embriyolar uzerinde incelenip hastalıksız embriyolar transfer edilebilir. Bir diğer durum tekrarlayan gebelik kayıpları, yani ard arda duşuk yapma ya da tam tersi tekrarlayan başarısızlıklardır. Her iki durumda da bazen embriyoların genetik olarak problemli olmaları sorunun kaynağı olabilir. Dolayısıyla ciftlere tup bebek tedavisine başlamadan once detaylı olarak tetkik yapılmalı ve embriyoların genetik problemi dışında aynı soruna neden olabilecek diğer nedenler ayıklanmalıdır. Bundan birkac yıl once bayanın ileri yaşı, ileri sperm problemleri (cok kısıtlı sayıda sperm bulunması ya da hic olmaması) gibi durumlarda da embriyo uzerinde genetik incelemelere ihtiyac duyulur denirdi. Gunumuzde bu bakış acısı biraz daha gevşemiş gibi duruyor.
8.Tup bebek tedavi yontemlerindeki yenilikler nelerdir ?
Tup bebek tedavi yontemleri ve uygulamaları baş dondurucu bir hızla gelişiyor. En guncel tekniklerden biri embriyoların dinamik takibidir. (Embriyoscope) Bu tekniği Turkiye ’ye ilk defa bizim ekibimiz getirdi ve en cok da bizim laboratuarlarımızda uygulanıyor. Artık embriyolar takipleri suresince cok kısıtlı bir zaman dilimindeki goruntuleri ile değil, her 15-20 dakikada bir yedi bolgeden alınan goruntulerinin birleşmeleri ile oluşan videolar ile inceleniyor, kaliteleri bu verilere gore saptanıyor. Bu demektir ki artık embriyoların gelişimleri hakkında cok daha fazla elimizde bilgi birikiyor.
Tup bebek uygulamalarının başladığı yıllardan bu yana ilk kez embriyo gelişimi hakkında bu kadar fazla veri toplayabildik ve elimizdeki bu bilgiler cok değerli. Şu anda Turkiye ’den bizim dahil olduğumuz uluslararası bir bilim grubu bu veriler uzerinde calışmalarına devam ediyor. Yeniliklerle başarı şansı ne kadar artıyor? Bu sorunun cevabı icin biraz daha beklememiz gerekiyor. Ancak embriyo secimi icin sunulan dinamik izleme tekniği gercekten başarı sansını artırıyor. Ancak burada dikkatli olunması gereken nokta; birkac farklı şekilde dinamik embriyo takibi yapılabiliyor ve bunların hepsi aynı sonucu vermiyor. Bizim kullandığımız sistem şu anda dunyada bulunan en sofistike dinamik takip sistemidir. Biz ve bizim kullandığımız sistemi kullanan diğer merkezler (şu anda dunyada 100 dolayında var) başarı oranlarının arttığını gosterdiler. Umudum, bu sistemin diğerleri ile bilimsel karsılaştırmasını yapan bilimsel calışmaların bir an once yayınlanması ve farkın kanıtlanmasıdır.
9.Dondurma tekniğinde son aşama nedir ?
Gunumuzde iki farklı dondurma tekniği var; yavaş ve hızlı. Beş yıl oncesine kadar yavaş dondurma daha cok uygulanırken gunumuzde hızlı dondurma tekniği tercih ediliyor. Cunku bu teknikle embriyoların tamamının, yani tum hucrelerinin hic hasarsız canlıklarını devam ettirmeleri ihtimali daha yuksek. Bu da doğal olarak başarı oranlarına yansıyor. Burada dikkatinizi cekmek isteyeceğim nokta; bize başvuran ciftlerimizden aldığımız izlenim dondurma-cozdurme işlemlerine biraz cekingen yaklaştıklarıdır. Oysa tup bebeğin geleceği dondurma-cozdurme işlemlerinde. Cunku; artık uluslararası anlamda başarı bir cifte uygulanan birkac tedavi sonrası elde edilen gebelik oranı olarak olculuyor. Doğal olarak bu birkac tedavinin icinde dondurma-cozdurme sikluslarının olması istenen bir durum, zira her tedavide kadına yeni baştan hormon vererek yumurtalıkları uyarmak yerine bir seferinde elde edilen birkac kaliteli embriyonun saklanarak sonraki uygulamalarda bunların cozdurulerek transferi daha cok istenen bir durum. Ustelik dondurma-cozdurme tedavilerinin bir avantajı daha var; bazen yumurtalıkların uyarıldığı tedavilerde kullanılan ilaclar yumurtaları buyuturken rahim dokusunun embriyoyu kabul etme mekanizmasına zarar verebiliyor. Oysa dondurma-cozdurme tedavilerinde rahim dokusu diğer duruma gore cok daha doğal bir halinde ve embriyoyu kabul etme mekanizması zarar gormemiş. Bugun dunyada bircok merkez (bizim merkezlerimiz de dahil) rahimim bu durumunu transfer oncesinde değerlendirip, ciftin gebelik şansını artırabilmek adına, elde ettiğimiz tum embriyoları donduruyor ve bir sonraki ay rahimim doğal haline kavuştuğunda cozdurup transfer ediyoruz. Bu uygulamanın gecerliliği ve cifte faydası artık bilimsel yayınlarla ispat edilmiştir. Kısaca ozetlemem gerekirse, dondurma-cozdurme teknikleri merkezlerin toplam başarılarında onemli bir yer tutar. Hastalar bu parametreyi cok iyi incelemelidir diyorum.
10.Tup bebek denemesi kac kez tekrarlanmalıdır ?
Bu soruyu şoyle yanıtlayacağım; ortalama uc! Ama bunu da acıklamam gerekir. İstatistiksel olarak tup bebek tedavisine başvuran ciftlerin %95 ’i uc kez tekrarlamalıdır. Geri kalan %5 ’i icinse bir sınır yoktur. Bize başvuran bir hasta gebe kaldığında onceden dışarıda on altı deneme yapmıştı. Bu cift yuzde beş ’lik dilimde idi. Ama bilimsel yayınlar gostermektedir ki, tup bebek tedavisine giren ciftlerin yuzde doksan beşi ilk uc denemeden sonra gebelik şanslarını anlamlı olarak artıramamaktadır.