“Erkek faktoru (=male factor)” terimi, infertilite nedenlerinin erkeğe bağlı olduğunun duşunulduğu genellikle sperm anormalliklerinde kullanılan bir terimdir.

Kısırlığın nedenini araştırmaya oncelikle erkekten başlanmalıdır. Keza kadında kısırlık nedenleri cok ceşitli olabileceği icin yapılacak testler de fazladır. Ancak erkeğe kısırlığın erkeğe bağlı olup olmadığını araştırma cok daha kolaydır. Yalnızca bir semen analizi (spermiogram testi) durumun normal olup olmadığını gosterebilir.
Cocukları olmayan ciftlerin yaklaşık %30-50 ’sinde problem erkekten kaynaklanmaktadır.

Erkek infertilitesi tedavisinde son 7-8 yıl icinde uygulanan teknikler ile hızlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Ozellikle “mikroenjeksiyon tekniği (ICSI, iğneli gebelik)” daha onceden tedavi edilemeyen erkeğe ait bir cok infertilite faktorune cozum getirmiştir.

Boşalma sırasında, semen orneğinde, yeterli sayıda, normal morfolojili ve hareketli sperm olmalıdır ki dollenme gercekleşebilsin.

Erkeğin değerlendirilmesi uroloji uzmanı tarafından yapılır. Araştırmada oncelikle kişinin genel sağlık durumu, alışkanlıkları (sigara, alkol vb), cinsel ilişki sıklığı, sertleşme (ereksiyon), boşalma (ejakulasyon) gibi fizyolojik cinsel fonksiyonları sorgulanır.

Semen analizi (spermiogram) ile sperm sayısı, normal spermlerin anormal şekilli spermlere oranı, hareket seviyesi iyi olan sperm miktarı değerlendirilir.

“Kruger kriterleri” ozellikle sperm şekil bozukluklarını goz onune alan bir değerlendirme yontemidir. Ozel bir boyama sonrası sperm şekil (morfoloji) ozellikleri incelenerek sperm orneğinin fertilite (doğurganlık) kapasitesi belirlenir.

Sperm analizi sonucuna gore ideal olarak karar verebilmek icin, ayrı donemlerde yapılmış en az iki farklı sperm orneği incelenmelidir.

Erkek İnfertilitesinde Neler Araştırılır?

Sperm analizinde bir fertilite sorunu saptanırsa erkeğin fiziksel ve hormonal ileri muayenesine gecilir.

Erkeğin tıbbi hastalıkları sorgulanır. Şeker hastalığı, astım, kronik bobrek ve karaciğer hastalıkları gibi tıbbi hastalıklar erkek uretkenliğini etkileyebilmektedir.

Sistemik enfeksiyon hastalıkları ile genital bolgedeki belirgin veya anlaşılmayan bazı enfeksiyoz hastalıklar da infertilite nedeni olabilmektedir.
Gonore (bel soğukluğu), klamidya, ureaplasma ve diğer bir cok mikrobik etken cinsel bolge hastalıklarına yol acabilir.

Cevresel toksik etkenlere maruz kalma (radyasyon, egzoz gazları, boyalar vs), kullanılan ilaclar, dar pantolon giyme, sigara, alkol, gecmişte ya da halen gecirilen enfeksiyonlar doğurganlık duzeyini etkiler.

“Scrotum” adı verilen torbalardaki toplardamarlar genişlemelerine bağlı varikosel rahatsızlığı, erkek faktorunde sıklıkla karşımıza cıkabilen bir durumdur. Bu durumda sperm sayısı ve kalitesi etkilenebilmektedir. Tedavi icin cerrahi bir operasyon gerekebilir.

Erkek faktoru araştırılmasında, rutin incelemelerin yanı sıra ozel bazı hormonal testler ve uroloji konsultasyonu istenebilir. FSH, LH, Testosteron gibi hormon duzeyleri bakılabilir.

Skrotal ultrason ile ve doppler ultrason tekniği ile testisler ve buradaki kan akımı incelenebilir.

Testis biyopsisi; sperm sorunlarının, kanalların tıkalı olmasına mı, yoksa testis yapısındaki bozukluğuna mı bağlı olduğunu anlamak icin yapılan bir incelemedir. Azospermi, ciddi oligo-asteno-terato-spermi gibi şiddetli sperm sorunlarında diğer muayene ve incelemelerin sonucuna gore karar verilerek uygulanır.

Yukarıda belirtilen testlerden bir kısmı sadece ozel durumlarda uygulanır. Coğu zaman basit testler ile tanı konulabilmekte ve daha ileri incelemelere gerek kalmamaktadır.

Tup bebek uygulamaları başladıktan sonra, erkeğe ait bir cok infertilite nedeninde, gebeliğe ulaşma oranları her gecen gun artmıştır. Eski donemlerde cocuk sahibi olması hayal bile edilmeyen durumlar, TESE, TESA ve mikroenjeksiyon (ICSI) teknikleri sayesinde artık cozulebilir sorunlar haline gelmiştir.
Tek bir sperm ile bile gebelik oluşturulabilmektedir. Her gecen gun bu tedavi yontemlerinin başarı oranları yuz guldurucu bir hızla artmaktadır.

ERKEKTE GENETİK İNCELEME

Erkeklerde sperm sayısının ileri derecede duşuk olması ya da hic olmaması (azoospermi) bazı genetik bozukluklarla birlikte olabilir.

Kromozomlardaki ceşitli yapısal ve sayısal değişiklikler yanında ozellikle “Y kromozomu” olarak adlandırılan erkek cinsiyet kromozomundaki bazı değişiklikler infertilite yakınması ile başvuran erkeklerde %5-15 sıklıkla gorulmektedir. Bunların değerlendirilmesi hem infertilite nedeninin ortaya konması hem de tedavi sonrasında gebelik meydana gelirse bunun doğacak olan bebeğe aktarılma riskini ortaya koyması bakımından son derece onemlidir.