Bedensel olarak yaşadığımız her şey bizi ruhsal olarak da etkiler, ve ruhsal olarak hissettiklerimiz de bedenimizi etkiler. Aslında ikisi ayrı ayrı şeyler değil, insan doğası bir butun olarak fiziksel ve psikolojik sureclerin ic ice gectiği, etkileşim halinde olduğu bir mekanizmadır. Mesela başımız ağrırsa bu canımızı sıkar, tatsızlaşırız, ya da tersinden bakalım, gergin ve sinirli olunca başımız ağrır. İnfertilite tedavisi icinde de psikolojik durumun cok onemli bir rolu var. Hormonlarımız psikolojik sureclerle cok ilişkili, stres kadında da erkekte de ureme mekanizmalarını olumsuz olarak etkiliyor. Diğer taraftan da bu tedavi surecleri o kadar yorucu ve stres yuklu olabiliyor ki, bu durum psikolojik olarak cok sarsıcı olabiliyor. Dolayısıyla doğurganlık tedavisini yalnızca fiziksel boyutlarda duşunmek yerine kişiyi bedeni, ruhsallığı ve butun hayatıyla birlikte duşunmek ve tedavi planlamasını ve hazırlığı bu doğrultuda yapmak daha verimli olacaktır.


Tedavi ve Yaşanan Ceşitli Sıkıntılar

*İnfertilite sorunu yaşayan ciftler yardımcı ureme tekniklerinden faydalanırken fiziksel, duygusal ve sosyal ceşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Yıllardır umud edilene sonunda kavuşmak icin verilen ısrarlı mucadelede pek cok sıkıntıya katlanılır:

* Hastane ya da kliniğe doktor kontrollerine gelmek, ceşitli tahliller ve işlemlerden gecmek, ilaclar kullanmak, gergin bekleyiş sureleri, tedavinin getirdiği maddi yuk...

* Etraftakilerin soru soran bakışları, doktor ya da tedavi onerileri, iyi bir şey soylemek isteseler de o hassas noktaya dokundukları icin verdikleri acı...

* Yavaş yavaş insanlardan uzaklaşıp kendi icine kapanmak, bazen en buyuk desteğin eşlerden geldiği, bazen bu sıkıntılı surecte eşlerin birbirinden uzaklaştığı donemler...

* Her sonuc alınamayan tedavi girişiminde yaşanan kayıp duygusu...

* Bir taraftan "hayırlısı olsun" demek, bir taraftan umitsizlik, yorgunluk, sucluluk, isyan, yetersizlik, anlamsızlık gibi duygularla boğuşmak...

* Bebeğin gelip de dunyayı yeniden yaşanılır kılacağı gune kadar her şeyin donduğu, ertelendiği bir zamanda yaşamak...

* Ama bir yandan da hayata, işe guce, asıl onemlisi tedaviye devam etmek, yapılabilecek her şeyi layıkıyla yapmaya calışmak, umidi korumak...

* Coğu zaman ifade edilmesine bile imkÂn olmayan bu sıkıntılar, bedenin yaşanan strese tepki vermesine yol acar. Uyku sorunları, ağrılar, iştahsızlık ya da fazla yeme gibi şikÂyetler gorulebilir ve en onemlisi hormonal surecler de olumsuz yonde etkilenir.

* Butun bunlar infertilite tedavisinin bazen daha hafif, bazen daha yoğun, ama icinde barındırdığı zorluklardır.


(Klinik Psikolog Işıl Ertuzun)






Cocuk sahibi olurken gebelik, kontroller, sağlık sorunları vb. gibi butun aşamalarda asıl sorumluluk sahibi nasıl kadınsa tup bebek işlemlerinde de yine asıl sorumluluğu taşıyan kadındır. Psikolog Serap Duygulu, eğer cevreden “Niye cocuğunuz yok?” biciminde sorular varsa, kadının yaşadığı stresi ayrıca goğuslemek zorunda kalacağını unutmamak gerektiğini dile getiriyor.

Kadının yaşadığı fiziksel sıkıntılar bir yana asıl mucadele etmek zorunda kalacağı psikolojik boyuttaki sorunlardır. Bu surec her ne kadar gelişen tıbbi imkanlar sayesinde artık cok daha kolay ve kısa surelerde gercekleşiyor olsa da yine de bir kadın icin ciddi olarak;

• Gerginlik

• Ofke ve kızgınlık

• Depresyon

• Umutsuzluk

• Ağlama isteği ve ağlama nobetleri

• Kaygı ve korkular

• Ozellikle de sucluluk duygusu gibi ağır travmatik sorunlar yaşayabilir.


Tup Bebek Surecinde Erkeğin Rolu

Ciftlerin cocuklarının olması bazen tek bir bireyden kaynaklanan bir soruna bağlı olsa da aslında her iki eşi de ilgilendiren zorlu bir surectir. Taraflardan birinin ve ozellikle de erkeğin “Bu senin halletmen gereken bir konu” deme şansı ve hakkı yoktur.

Evlilik nasıl iki kişilik bir birliktelikse hem cocuk sahibi olmak hem de cocuğu yetiştirmek iki kişilik bir sorumluluktur. Bir erkeğin tup bebek tedavisi suresince takındığı tavır, verdiği ya da vermediği destek aslında doğrudan cocuk sahibi olup olamayacaklarını da ilgilendiren en onemli etkendir.

Bazen tıbben yapılacak her şey yapılmıştır ama yine de cocuk sahibi olunamaz. Boyle durumlarda asıl etkili olan faktor sorunun psikolojik boyutudur. Erkeğin eşine ne olcude destek olduğu, butun bu sıkıntılı aşamalar sırasında yanında yer alıp almadığı, moral olarak neler yaptığı cok onemlidir. Sorun hicbir zaman sadece kadına ait ve onun cabalaması gereken bir durum olarak gorulmemelidir. O nedenle eşi tup bebek tedavisi goren bir erkekten;

• Tedaviye karar verirken

• Tedavi suresince

• Belki psikolojik olarak alınması gereken destek tedavilerde

• Butun kontrol ve takip aşamalarında

• Sosyal cevreyle sorunun paylaşımı sırasında

• Bu surecin bir zaman ve caba işi olduğunun ve mutlaka bir sonuca ulaşacağının bilinciyle,
kayıtsız, şartsı, her koşulda eşine destek olması beklenmektedir. Olması gereken de budur.

Bilinmesi Gerekenler

• Bu bir surec işidir.

• Emek ve umut işidir.

• Maddi kulfeti yuksektir.

• Yuksek de moral gerektirir.

• Kimsenin sucu ya da tek başına sorumluluğu değildir.

• Cevrenin her şeyi bilmesi gerekmez.

• Bazı sıkıntılar olacağı bilinerek bazı şeyler zamana bırakılmalıdır.


Sabırla, dikkatle, umutla ama bol sevgi ve anlayışla bu yola girmenizi ve her koşulda birbirine destek olmanızı oneriyoruz.

(Psikolog Serap Duygulu)




Tupbebek tedavisi gormekte olan bir kişinin ,yakınlarından istediği davranış şekli.


Zaman zaman doğurganlık problemi olan bir cifte ne soyleyeceğinizi bilemediğinizin farkındayım. Bazen istemeden beni uzecek şeyler soyleyebilirsiniz. Size, bana daha fazla yardımcı olabileceğiniz birkac oneride bulunmak istiyorum.

Lutfen her ay bana, gebe olup olmadığımı sormayın. Şayet gebe kalırsam bunu mutlaka buyuk bir sevincle,size haber vereceğim.

Lutfen her muayene sonrasında ne olduğunu,tedavinin hangi aşamada olduğunu adım adım bana sormayın. Kendimi guclu ve iyi hissediyorsam mutlaka gelişmeleri size haber vereceğim.

Cocuğunuz yanlış davrandığında lutfen bana,onu almak isteyip istemediğimi sormayın. Bu bana acı veriyor.

Doğum tebriğine geldiğimde bana "şimdi sıra sende", "inşallah bir dahaki sefere bizde sana tebriğe geleceğiz" gibi şeyler soylemeyin. Kendimi cok kotu hissediyorum.

Evlat edinebileceğimizi bize soylemeyin. Şu anda oncelikle biyolojik yoldan cocuk sahibi olmaya calışıyoruz. Evlat edinme yada cocuksuz bir yaşamı tercih etme seceneklerimizin farkındayız. Butun bu secenekleri, tedavi seceneklerini denedikten sonra dikkatlice duşuneceğiz.

Bize surekli olarak, infertilite tedavisi hakkında yenilikler yada yeni yerler hakkında bilgi vermeyin. Yeni bir yer aradığımızda bunu mutlaka size danışırız.

Lutfen bize surekli sorunun kimde olduğunu,ailede infertilite problemi yaşayıp yaşamayan olduğunu sormayın...Kendimi suclu hissetmeme neden oluyor.

Oncelikle tedavi doneminde kendimiz hazır hissettiğimde beni dinleyecek dost ve yakınlara ihtiyacım var. Sizinle konuşmak istediğimde lutfen beni yalnızca dinleyin ve anlamaya calışın.

Duygularım cok değişken olabilir, lutfen anlayışlı olun.

Unutmayın yalnız kalmak istediğimde, bu sizinle goruşmek istemiyorum demek değildir.

SİZİN ANLAYIŞ VE DESTEĞİNİZ BU GUC DONEMDEN KENDİMİ DAHA İYİ VE GUCLU HİSSETMEMİ SAĞLAYACAKTIR.
YANIMDA OLDUĞUNUZ İCİN TEŞEKKUR EDERİM.

(Op. Dr. Filiz TOSUN CATAKLI)


Yeryuzunun narin cicekleri olan cocukların, her yuvanın geleceğini aydınlatması dileğiyle…