Turk Oyun Dunyasının Rezaleti: Potentia
Kıyamet sonrası temalı ucuncu şahıs aksiyon macera oyunu. Bu terk edilmiş dunyada Victor ve dostlarının maceralarına en yakından tanıklık edin. (!)
Turk oyuncular neyin peşinde?
Turk oyuncu kitlesinin amacı nedir anlamadım. Siz bunları sevdikce bu cer copler onumuze gelmeye devam edecek. Ne bir anlamlı hikaye, ne iyi yapılmış bir oynanış mekaniği, ne de başka bir şey. Şimdi tutup "e ama grafikleri cok iyi" demeyin. Grafik bir oyunun sadece gorsel kalitesini belirler ama atmosferi iyileştiren ozenle yaratılmış ic ve dış mekanlar, kaliteli objeler ve o dunyayı yaşatan diğer tum gorsel elementler olmadan grafik anlamı olmayan bir şeydir. Potentia'da aynen bu kategoriye giriyor. "Anlamı olmayan grafik".
Artık şunu anlayın biz TLOU yapamayız!*Turk oyun yapımcılarının anlaması gereken ve bizim de bunu soylememiz gereken bir şey var: Biz bir The Last of Us yapamayız. Bunu neden soyluyorum, dostlar bir The Last of Us yapabilmek icin binlere ulaşan calışan sayısı, milyonlarca dolar/euro para ve bunu pazarlayabilecek kaliteli pazarlama ekibi, yerelleştirme ekibi, seslendirme ekibi, motion capture ekibi, hukuk işleri icin avukat ekibi vs. Şimdi soruyorum size, Turkiye'de hangi oluşum/yapımcı bu imkanlara sahip? Hicbiri. Hic kimse. Ve bu onların sucu değil. Her ulkeden AAA oyun cıkacak, ortalığı kasıp kavuracak diye bir şey yok. Gectim AAA oyunu, AA bile zor bir iş. Mount & Blade II: Bannerlord'ı gorduk, kac sene calıştı adamlar ustunde. Zor yapılan işler bunlar. Ozgun olmak veya en azından kopyalanan şeyi doğru duzgun yapabilmek, uzerine bir şeyler koyabilmek lazım. Yoksa hicbir zaman The Last Of Us yapacak butceye ve ekibe ulaşamayız.
Potentia asla global dunyada tutabilecek bir oyun değil. Oyunda doğru yapmışlar, iyi yapmışlar diyebildiğim tek bir nokta yok. Tamamen umut somurmenin bir urunu. Erzurum cıktı mesela yakın zamanda, o da ozgun değildi. Ama en azından kendinden bir şeyler katılmıştı. Mekanlar bize ozeldi. Zaten global gibi bir hedefi de yoktu. Bu oyunun benim radarıma girme sebebi ise boyle bir "global" cabası olması. Ya sevgili Potentia sen ne sunuyorsun oyunculara da bu oyundan global bir başarı bekliyorsun. Arkadaşlarından birini tutup İngilizce seslendirme yaptırarak nasıl "global" e oynanır? Şimdi diyebilirsiniz, adamlar kucuk bir ekip, butcesi yok vs. Bu konuda bizim cok guzel bir atasozumuz var. Der ki o soz:
Ayağını yorganına gore uzat.
Genişletmek icin tıkla...
*Yapamayızdan kasıt, şu an icin. İleride neden olmasın? Zaten metinde detaylarına indim.
Her şeyi yapmak zorunda değilsiniz!Butcen yok diye seslendirme yapmak zorunda değilsin. "Haağ, Hığğ, OOO!" şeklinde nidalar bulunduran seslendirme yerine ses efektleri koyup, metin tabanlı olan bir dunya oyun var. (Dead Cells, Stardew Valley vs.) Hatta ve hatta bunların hicbirini yapmadan yapılan oyunlar bile var. (Limbo, Inside vs.) Kısacası bir oyun yapmak icin her zaman her şeyi mukemmel yapacaksınız diye bir şey yok. Bir şeyleri cok iyi yapan oyunlar illa bir kitleye hitap edip, oradan yukselebiliyor. Onemli olan butceni bilip, capını bilip ona gore pozisyon almaktır. Turk oyunları da var bunları yapan, mesela URUZ, kendisi Turk mitolojisini konu alan 2D bir Aksiyon-Platform oyunu, her şeyi doğru yapmış mı? Hayır ama en azından bunun icin cabalamış. Guzel yaptığı şeyler yok mu? Cok. Muzikleri, karakterleri, sinematikleri, kurgusu başarılı. Potansiyel vaat ediyor, yarın bir gun bundan cok daha iyisini yapabilirler. Yani sevgili okur, benim derdim Turk yapımcıyla değil, "Bazı" Turk yapımcılar ile ve bu yapımcıları sırf Turk diye goklere cıkaranlar da.
Peki neden istemiyorum bu oyunların yuceltilmesini, desteklenmesini?Aslında sebep basit, ben bu oyunların dunya capında duyulmasını istemiyorum. Steam'e girip de bu oyunun gorsellerinden etkilenen bir yabancının, incelemelerine bakınca "Coğunlukla olumlu" gorunce gidip almasını ve sonradan pişman olup, donup, kim yapmış bunu diyerek bakıp, Turk yapımcıymış, Turkler boyle oyun yapıyor demek ki, demesini istemiyorum. Bu algının oluşması demek ne demek biliyor musunuz? Yapılan her işe on yargı ile bakılması demek, M&B gibi guzel bir izlenim bırakan bir ulkenin, Potentia ile adının "Sahteci, kopyacı, paracı" etiketleri ile anılmasını istemiyorum. Şimdi diyeceksiniz bir oyun bunu başarabilir mi? Hayır başaramaz ama siz bu oyunları destekledikce, burada parayı goren tum sahtekarlar, yalap şap bir şeyler yapıp onumuze sunmaya devam edecek. Bunlara yenileri eklenecek. Ve bir bakacağız ki, algı oluşmuş.
Mesela yakın zamanda CDPR bir hezimet yaşadı. Cyberpunk 2077'de vaat ettiklerini yapamayıp bir de uzerine hatalarla dolu bir oyun sundu onumuze. Ne oldu peki? Ses getirdi mi? Evet ama ne yonde, battı mı firma? Herkes kufurler mi yağdırdı? Aslında hayır, daha cok, oyuncular "Neden boyle yaptın be bebeğim? Ben seni cok seviyordum." diyerek genelde yoneticileri sucladı. Bircok oyuncu "Duzeltirler, onlar CDPR." dedi. Kısacası onceden yarattıkları kalite algısı sayesinde, EA veya Ubisoft'un yapması durumunda lincten onunu goremeyecek bir duruma gelirdi. Ama CDPR, Polanya'nın algısını "kalite" ile duyurduğu icin oradan kotu bir yapım gormeye, oyuncular alışık değil. Sadece The Witcher serisi değil, Frostpunk, This War of Mine gibi oyunların yapımcısı 11 Bit Studios da kaliteyi surduren ve bu algıyı yıkmadan devam ettiren yapımlar.
Sozun ozuSozun ozu, eğer biz bu oyunları oversek, sırf Turk oyunu diye "gelişir" mantığıyla desteklersek, Turkiye'den cıkabilecek iyi yapımlar onunu kesmiş oluruz. Lutfen bunu yapmayın. Kotuye, kotu deyin. İyiye iyi deyin. Yabancı oyuncu asla "Bu oyunu 3 kişi yapmış ya, o zaman iyi oyun" demez. Demesi de sacma, ama eğer iyi bir oyun yaparsak, donup bakar ve der ki "Turkler bu oyunu sadece 3 kişi yapmış, vay be!" Biz bunu dedirttirmeliyiz.
Turk'e değil oyuna bak!
KralYolu'ndan Esintiler:
| İnceleme Haylou GT1-Pro Wireless Kulaklık | İnceleme CP77 İncelemem - Bu oyun olmuş mu? | Neden Signal Messenger kullanmalıyız? | HAFTA BİTERKEN #3 |