Ancak tabii ki ağlayınca yaşanan ses tonu değişiminin tek sebebi bu değil. Peki bu durumun diğer etkenleri ne olabilir?
Uzun sure ağlamak, ses tellerini yıpratabiliyor.

Bebeklerde de cok uzun sure ağlamak ses tellerini zedelebiliyor. Bu durum yetişkinlerde de aynı etkiyi yaparak sesin catallanmasına yol acıyor. Boylece sesiniz, olduğu halinden daha kısık cıkabiliyor. Bazen coğu kişi uzun sure ağlayınca boğazlarının neden şiştiğini merak edebiliyor.
Şoyle ki; otonom sinir sistemi (istemsiz yapılan hareketleri temsil ediyor), sempatik sinir sistemini (stresli durumlarda etkin olur) harekete gecirdiği icin ağladığımızda vucudumuzda savaş ve kac tepkisi uyanır. Bu tepki de yeme icme dahil bircok işlevi yerine getirmemizi, sadece o an icin engeller.

Ağlayınca sesin normal cıkması icin boğazı temizlemek (ses tellerini temizlemek gibi de duşunebilirsiniz) aslında iyi bir şey değil.

Bazı sanatcılar, sahnede ağladıkları zaman seslerini kontrol etmeye calışmak yerine once derin bir nefes aldıklarını ifade ediyor. Cunku bu esnada alınan nefes, ağlamayı bir nebze de olsa durdurabileceği icin ses de yavaş yavaş normale donebiliyor.
Bir diğer neden ise cene kaslarının gerilmesi.


Boyle bir durumda duzgun konuşma cabasıyla cenenizi daha fazla sıkmak yerine sakinleşip ondan sonra konuşmaya başlamanız daha iyi olur.
Ağlayınca yuzun buruşması da cabası.

Gozyaşlarınız yuzunuzden suzulmeye devam ederken bir yandan yuz kaslarınız da devreye girer. Boylece yuzunuzu istemeden de olsa buruşturduğunuz icin konuşmaya calıştığınız takdirde sesiniz daha uzgun ve ince cıkabilir. Ayrıca boyle bir durumda nefes nefese kalmak da ses icin iyi değildir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ses tellerini kontrol edebilmenin en etkin yollarından biri nefesi, yani diyaframı (goğus boşluğunu) kontrol edebilmektir.
Kaynaklar: Quora, Self, Judy Rodman, Healthline, The Cut, Live Science, Independent