Sevgili Melek'ler, uzmalnar gunde 30 mekiğin bel fıtığını onleyeceğini soyluyor. Biz de bu makalemizde, sizlere uzmanların, bu acıklamasını detaylı bir şekilde sunuyoruz.
İki haftanın uzerinde devam eden bel ağrısının, zamanla kalca ve bacaklarda hissedilmesiyle kendini gosteren bel fıtığının, karın ve bel kaslarının guclendirilmesi ile onlenebileceği bildirildi.


İki haftanın uzerinde devam eden bel ağrısının, zamanla kalca ve bacaklarda hissedilmesiyle kendini gosteren bel fıtığının, karın ve bel kaslarının guclendirilmesi ile onlenebileceği bildirildi.
Turkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Universitesi (AU) Tıp Fakultesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Şebnem Ataman, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının bir doneminde bel ağrısı ndan şikayet ettiğini soyledi.
Ataman, kas gucunun zayıf olmasının ve genetik yatkınlığın hastalığın ortaya cıkmasında onemli bir risk faktoru olduğuna işaret ederek, "Vucuttaki bel ve karın kaslarının guclu olması, bel fıtığının onlenmesinde bir avantajdır" dedi. Vucut kaslarının kuvvetlendirilmesi icin duzenli egzersiz yapılmasının onemli olduğunu belirten Ataman, her sağlıklı bireyin haftada 3 gun aktif spor yapması, her gun işe gitmeden once vucudu ısıttıktan sonra karın kaslarını kuvvetlendirmek icin 20-30 kez mekik cekmesini onerdiklerini soyledi.
Bel ağrılarının kısa donemde gecmediğini, en az 1-2 hafta surebildiğini ifade eden Ataman, yapılan calışmalarda bel ağrılarının yuzde 50'sinin ilk hafta, yuzde 90'ının da 2. hafta sonunda gectiğinin gozlendiğini soyledi. Ataman, bel ağrısı şikayetinde bulunan hastaların yuzde 10'unda ise sorunun devam ettiğini belirterek, "Bu vakaların bir kısmına bel fıtığı tanısı konuluyor. 2 haftay ı gecen bel ağrısı şikayeti halinde vakit kaybetmeden fizik tedavi ve rehabilitasyon ya da ramatoloji uzmanına başvurulması gerekiyor" dedi.
Ataman, bel ağrısı şikayeti sonrasında ağrının farklı bolgelere yaygınlık gostermesinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunarak, "Kalca ve bacaklara doğru yayılım gosteren bel ağrısı durumunda, bel fıtığı duşunulmelidir. Eğ er ağrıya bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve gucsuzluk gibi bulgular eşlik ediyorsa sinir basısından şuphelenmelidir" diye konuştu.
Bel fıtığının gorulme sıklığının meslek gruplarına gore değişiklik gosterdiğini dile getiren Ataman, "Daha cok ağır iş yapanlarda bele binen yuku n fazla olmasından dolayı sık goruluyor. Obezlerde de vucut ağırlığın fazla olması, kas ve yağ dağılımının değişmesine bağlı olarak kas gu cunun yetersiz kalması bel fıtığının oluşumunu arttırıyor" dedi.
Ataman, iki omur arasında amortisor gorevi goren jel kıvamındaki nukleus denilen sert maddenin cok zorlama olduğunda yırtılarak dışarı taştığını ve bel fıtığını oluşturduğunu anlattı. Ataman, "Bu bel fıtığı adı verilen oluşumun omuriliğe veya bacaklarımıza giden sinirlere bası yapması sonucu kalca ve bacaklarda ağrı ve kuvvet kayıpları gorulebilir, siyatik siniri sıkışabilir ve hatta kısmi felcler ortaya cıkabilir" dedi.
Bel fıtığının en onemli belirtisinin bel ve bacak ağrısı olduğuna dikkati ceken Ataman, ilk olarak belde hissedilen ağrının zamanla bacağa yayıldığını ve genellikle tek taraflı olduğunu soyledi. Ataman, ağrının bazen iki taraflı hissedilebileceğini de belirterek, şunları kaydetti:
"Kimi zaman hastalar sadece bacak ağrısı şikayeti ile gelir. Bel ağrısından cok bahsetmeyebilirler. Bu durumda da yine fıtık acısından değerlendirilmesi gerekir. Hastaların bir kısmı size daha once bel ağrısın ın olduğunu, zaman zaman belinde tutulma olduğunu ve hareket etmede zorlandığını soyler.
Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde de kısıtlanma gorulebilir. Oksurme, hapşırma, uzun sureli oturma, otomobil kullanma, one doğru eğilme gibi eylemler ağrıyı arttırır.
Skolyoz adı verilen sırtın ve belin bir tarafa doğru eğilmesi de sık rastlanılan bir durumdur. Ceşitli nedenlere bağlı gelişebilir. En sık 10 yaşından sonra kızlarda daha sık gozukur ve genellikle bu tip skolyozun nedeni bilinmez. Şekil bozukluğu, sırtta ve belde ağrı ve bazen nefes darlığına yola acabilir. Bazı hastalarda ilerleme gosterebilir."
Ataman, bel fıtığının hafif seyrinde istirahat ve egzersizin yeterli olabildiğini, kaplıcanın onerildiğini soyledi. Kısa sureli yatak istirahatinin, hastanın en rahat ettiği pozisyonda ve iyi bir yatakta olması gerektiğini dile getiren Ataman, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi:
"Yatak ortopedik ve duzgun olmalı, vucut ağırlığı ile cokmemelidir. Sı rtustu uzanarak bacakların altına yastık koymak en iyi dinlenme şeklidir. Ağrı kesici, kas gevşetici, ilaclar kullanılabilir. Kronikleşmiş hastalarda antidepresan ilac tedavi uygulanabilir. Bel fıtığına bağlı skolyoz (omurganın yana eğriliği) varsa korse kullanılabilir, ancak bu uzun sureli olmamalıdır. Yuzeysel ve derin ısıtıcılar, duşuk frekanslı akımlar ve traksiyon gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon yontemleri uygulanabilir.
Tıbbi ve fizik tedaviye rağmen gecmeyen ağrılar ve ilave olarak norolojik kuvvet kaybı olanlar ise mutlaka cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Hastaların buyuk coğunluğunda 4-6 hafta icinde iyileşme sağlanır. Yapı lan butun tedavilere rağmen kronik ağrılı hasta oranı oldukca yuksektir."