İnsan omrunun son 200 yılda şok edici bir hızla surekli artması, pek cok gelişimin yanında en cok da tıp alanında yaşanan gelişmelerle gercekleşti. Gunumuzde de hız kesmeden devam eden araştırmalar, ozellikle kanser, alzheimer gibi hastalıklara ve genetik calışmalarla daha sağlıklı bireyler haline gelebilmemize odaklanıyor.
Bu doğrultuda gectiğimiz bir ay boyunca pek cok onemli bulgu elde edildi. Hastalıklara care olacak pek cok sonuca ulaşıldı. En onemlilerden bazılarını derledik.
Gectiğimiz bir ayda tıp alanında yaşanan onemli gelişmeler Erken kanser teşhisinde yeni yontem: Cekirgeler!
Kanser araştırmaları tıpta gunumuzde uzerinde en cok durulan konuların başında geliyor. Erken teşhiste yenilikci tedavi yontemlerine kadar, bu alanda sayısız calışma gercekleştiriliyor. Yeni bir araştırma ise kanserde erken teşhiste yeni yol gostericimizin cekirgeler olabileceğine işaret ediyor.
ABD Michigan Eyalet Universitesi'nde yurutulen yeni bir araştırma, locust adı verilen gocmen cekirgelerin kanserli hucreler ile sağlıklı hucreleri koklayarak birbirinden ayırt edebildiğini ortaya koydu. Bu calışma ile elde edilen verilerin gelecekte hastalıkları tespit edebilen cihazların geliştirilmesinde kullanılması hedefleniyor. Bunun icin ise bir nevi 'tersine muhendislik' uygulanarak cekirgelerin bu ayrımı gercekleştirişinin 'taklit edilmesi' planlanıyor.
Cekirgeler bir hastalığı 'koklayarak' tespit edebilen tek canlılar değil. Benzer bir durumu COVID doneminde kopeklerde de gormuştuk. Araştırmacılar bu sebeple farklı canlıların bu konuda bize onemli bilgiler sağlayabileceğini ifade ediyor.
Genc farelere yaşlı fare kanı enjekte edildi: 'Genclik iksiri' kanda saklı olabilir
Fareler uzerinde gercekleştirilen yeni bir araştırma, gecmişte bu alanda yurutulen calışmaları destekleyen onemli sonuclar verdi. Genc farelere yaşlı fare kanı enjekte edilen araştırmada fareler dayanıklılık testlerine tabi tutuldu ve bunun yanında kas hareketleri gozlemlendi.
Elde edilen veriler, yaşlı fare kanı verilen genc farelerin kontrol grubu olarak atanan ve yaşlı kanı verilmeyen farelere gore daha yavaş koştuğunu, daha cabuk yorulduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda farelerde bobrek hasarı ve karaciğer yaşlanmasına yonelik belirtecler de gozlemlendi.
Benzer bir yaşlanma etkisi, insan hucreleri yaşlı bireylerin plazmasına daldırıldığında da meydana geldi. Ayrıca calışmada yaşlı farelere genc fare kanı aşılandığında ise yorgunluk belirtilerinin azaldığı, dayanıklılığın arttığı tespit edildi.
Gecmiş aylarda da benzer bir calışma gercekleştirilmiş ve benzer sonuclar elde edilmişti. Elde edilen verilerin ise yaşlanma karşıtı tıbbi calışmalarda kullanılabileceği ifade ediliyor…
Su ciceği ve ucuktan sorumlu viruslerin alzheimer'a neden olduğu iddiası guclendi
Alzheimer, oldukca yaygın gorulen ve kişinin zamanla yakın zamanda yaşadıklarından aile bireylerine kadar her şeyi unutabilmesine neden olan norolojik bir hastalık. Ancak yurutulen pek cok araştırmaya rağmen hastalığın oluşmasına neyin neden olduğu tam olarak tespit edilemiyor.
Bu noktada uzun zamandır değerlendirilen seceneklerden biri ise bazı viruslerin varlığı. Buna gore su ciceği ve ucuktan sorumlu viruslerin bir arada bulunması alzheimer oluşumunu tetikliyor. Varicella zoster virusu (su ciceğine neden olan) ve Herpes simpleks virusu (ucuğa neden olan) ile ilgili yurutulen araştırma, onemli sonuclar verdi.
Tufts Universitesi ve Oxford Universitesi'nden araştırmacılar tarafından yayınlanan yeni bir araştırmaya gore, bu iki virusun birlikte varoluşu alzheimer ile ilişkilendiriliyor. Ayrıca bu iki virusten Varicella zoster virusu (VZV) isimli virusun tedavisinde kullanılan aşının alzheimer riskini azalttığı da tespit edildi.
Durumu tespit etmek icin araştırma ekibi bir beyin benzeri bir ortam oluşturarak virusleri ve etkilerini gozlemledi. Model beyin dokusu tek başına varicella zoster ile enfekte olduğunda, Alzheimer proteinleri tau ve beta amiloidin artış belirtisi yoktu.
Ancak noronlar zaten uykuda olan bir herpes simpleks virusu iceriyorsa, varicella-zoster virusune maruz kalma, herpes virusunun yeniden etkinleştirilmesine yol actı. Bu iki uclu saldırıyı, Alzheimer hastalığı ile ilişkili tau ve beta-amiloid proteinlerinde carpıcı bir artışın yanı sıra noronların sinyallerinde bir yavaşlama izledi. Tum bu belirtiler, bu iki virusun birbirini etkileyerek Alzheimer'ı tetiklediğini ortaya koydu.
Fazla tuz tuketimi kaynaklı olumleri azaltmak icin onemli bir araştırma gercekleştirildi: 1 gram bile milyonlarca hayat kurtarabilir!
Dunya Sağlık Orgutu, gunluk tuz tuketim miktarının 5 gram olması gerektiğini soyluyor ancak dunyanın neredeyse tamamında rakamlar 5 gramın oldukca ustunde. Orneğin ulkemizde ortalamaya bakıldığında sayının 15-18 grama kadar cıktığı goruluyor.
Fazla tuz tuketimine bağlı kalp krizi ve felc gibi pek cok olumle sonuclanabilen hastalık sebebiyle her yıl milyonlarca insan hayatını kaybediyor.
Bu konuda Cin'de yetişkin bireylerden elde edilen sağlık verilerinin incelenmesiyle gercekleştirilen bir araştırma, tuz tuketim miktarını gunde 1 gram azaltmanın bile milyonlarca kişinin hayatını kurtarabileceğine işaret etti.
Cin'de gunluk tuz tuketim miktarı ortalama 11 gram. Ulkemize gore duşuk olsa da bu da oldukca yuksek bir miktar. Araştırma ekibi ise bu 1 gramlık azalmanın, bugunden 2030'a kadar yaşanacak 9 milyondan fazla vakayı onleyebileceğini ifade ediyor.
Ekibin vurguladığı nokta ise tuz tuketimini azaltmanın tutarlı gercekleşmesi gerektiği. Aynı zamanda daha fazla miktarda duşuşun tutarlı olduğu takdirde uzun vadede cok daha fazla olumlu vakanın onunu kesebileceği ifade ediliyor
Yurutulen araştırmada kalp ve damar hastalıkları uzerinde durulmuş olsa da aşırı tuz tuketimi ve bazı kanser turleri arasında da bağlantı olduğuna yonelik araştırmalar bulunuyor. Tıpkı kanserde olduğu gibi, tuz tuketiminin pek cok sağlık sorunuyla da bağlantısı var. Araştırmayı yuruten ekip ise bu araştırmada kalp ve damar hastalıklarına yonelik veri sunulmuş olsa da aslında bu azalmanın pek cok sağlık sorunun daha onune gececeğine inanıyor.
Ulkemizdeki tuz tuketimini goz onune alacak olursak, gunluk kullanımımızda paket gıdaları ve sofra tuzunu az da olsa azaltmanın pek cok olumlu etkisi olacağını soylemek yanlış olmayacaktır…
Beyne kontrollu bir şekilde elektrik vermenin hafızayı iyileştirdiği tespit edildi: Yaşlılarda unutma hastalıklarını yavaşlatabilir
Ozellikle yaş aldıkca ortaya cıkan Alzheimer ve bunama gibi hafızayı doğrudan etkileyen hastalıkların tedavisi icin pek cok farklı araştırma yurutuluyor. Ozellikle bu hastaların yaşam kalitesini artıracak etkiye sahip yontemler aranıyor.
Yeni bir araştırma ise beyne duşuk miktarda elektrikle uyarı vermenin beyinde iki farklı hafıza işlevinde iyileştirme sağladığını gosteriyor. Araştırmada her gun yalnızca 20 dakika hafif seviyede uygulanan elektrik stimulasyonu ile beyinlerde iki farklı hafıza turunde bir aya kadar kalıcı iyileşme gozlendiği vurgulanıyor. Bu yontem, ilgili bolgeye yerleştirilen elektrotlarla duşuk miktarda elektrik aktarılması şeklinde calışıyor ve pek cok hastalığın tedavisinde kullanılan bir yontem olarak karşımıza cıkıyor.
Araştırma boyunca katılımcılara verilen kelimelerin hatırlanması uzerine kurgulanan calışmada bunun gunluk aktiviteleri tam olarak temsil edemeyeceği ifade edilse de elde edilen verilerin oldukca onemli olduğu soyleniyor.
D vitamininin depresyon ve anksiyete semptomlarını hafiflettiği kanıtlandı
D vitamini hem fiziksel hem zihinsel sağlığımız icin yeterli miktarda almamız gereken bir vitamin, tıpkı tum vitaminler gibi... Bu uzun zamandır bilinen bir bilgi. Ancak bunun yanında yurutulen pek cok araştırma, D vitamininin depresyon ve anksiyete semptomları hafiflettiğini ortaya koyuyor.
Gecmişten bugune bu konuda yurutulen oldukca fazla araştırma var. Yeni bir calışmada ise araştırma ekibi, şimdiye kadar bu konuda yurutulmuş 41 araştırmanın verileri uzerinde calışarak kritik bir sonuc elde etti.
Buna gore depresyon gibi vakalarda uygulanan D vitamini takviyesi, kişilerde semptomları hafifletti. Plasebo uygulanan gruplarda gorulenden daha yuksek olan hafifleme etkisi, depresyonda olan kişilerde D vitamini takviyesinin pozitif etkisini one cıkardı.
Ancak 41 araştırmada toplamda 55 binden fazla kişiden alınan verilere rağmen uzmanlar depresyon gibi rahatsızlıkların tedavisinde tek bir neden ve yontem olmaması gerektiğine dikkat cekiyor. Bu turden araştırmalar ile dunyada her yıl milyonlarca insanın hayatını olumsuz etkileyen depresyonun tedavisine katkı sağlanması hedefleniyor.
Tarihte ilk kez laboratuvar ortamında bir fare uzerinde kromozom muhendisliği yapıldı!
Milyonlarca yıllık evrim suresince bir hayvanın kromozom sayıları oldukca yavaş bir şekilde değişiyor ve gelecek nesillere aktarılarak kalıcı hale geliyor. Ancak artık bu milyonlarca yıllık sureci laboratuvarda oldukca kısa surede yapmak mumkun.
Kok hucreleri ve gen duzenlemeyi kullanarak yurutulen araştırmada temel hedef kromozom muhendisliğini yani kromozomları manipule edip değiştirerek şekillendirmeyi bir memeli uzerinde de test etmekti. Kromozom muhendisliği daha once maya uzerinde başarıyla yapılmıştı ancak daha kompleks canlılar icin zorlu bir gorev olarak goruluyordu.
Cin Bilimler Akademisi'nden bilim insanlarının gercekleştirdiği calışmada bir fare turu uzerinde 'kromozom fuzyonu' gercekleştirildi. Farelerde ikişer cift kromozom kaynaştırılarak normalde olduğundan bir cift az sayıda yani 19 cift kromozomlu fareler uretildi.
Kromozom 1 ve 2 ile kromozom 3 ve 4 kaynaştırılarak dollenmemiş yumurtaralara enjekte edildi. Calışma sonucunda 1 ve 2'yi taşıyan karyotiplerde embriyonik olum gercekleşirken 3 ve 4'un kaynaşarak oluşturduğu kromozom yavrulara aktarılabildi.
Bu calışmadan elde edilen sonuclar, memelilerde de kromozom duzeyinde muhendislik yapılabileceğinin kanıtı olarak gosterilirken aynı zamanda tasarlanmış DNA dizileriyle karmaşık cok hucreli yaşam oluşturma calışmaları icin de buyuk bir adım olarak gosteriliyor…