Aracların zaman icinde bu denli erişilebilir olması, bireyler icin hayatı kolaylaştırmış olsa da herkesin sinir olduğu trafik kavramını hayatımıza soktu. Ozellikle de buyuk şehirlerin kanayan yarası olan bu durum icin bazı ulkelerde ek şeritler acıldığını goruyoruz. Peki bu etkili bir cozum mu?
Basit mantıkla ilerleyelim. Sıkışık olan otobuslerdeki koltuk sayısını iki katına cıkarırsak ne olur?

Başta tum otobusun yuku hafifleyecek olsa da arac, kısa sure icinde tekrar sıkışık hÂle gelecektir. Cunku otobuse binen kişilerin sayısı sabit değildir. Bu sebeple de yarattığınız daha cok alan, daha cok kişiyi cekip sizi baştaki duruma geri goturecektir. Yani otobuste yine insan kalabalığı olacak ve yine tum koltuklar dolu olacak. Sadece insan sayısını artırmış oldunuz.
Bu durum, yapay talep (induced demand) ismiyle biliniyor:

Eğer insanlara fazla kaynak sunarsanız, şuphesiz onu kullanacaklardır. Bunu, 8 GB ve 16 GB RAM ’li iki bilgisayar aynı işlemi yaparken 16 GB RAM ’i olanın daha fazla bellek kullanabilmesine de benzetebiliriz. Yani fazladan sunulan imkÂn artı olarak kalmaz, onun yerine o da kullanılır.
Trafikte de durum boyledir:

Eğer 3 şeritli sıkışık bir yolunuz varsa, buna dorduncu şeridi eklemek ilk zamanlarda trafiği rahatlatacaktır fakat sonradan daha fazla kişi o yolu sececek ve o yol tekrar sıkışacaktır. Normalde yol genişlediği zaman trafiğin acılması lazım. Fakat bu senaryoda yol genişlemesine rağmen trafik sıkışıklığı aynı kaldı. Yani başta olmayan araclar gelmiş oldu.
Onlar en başta o yolu secmiyordu, cunku hatırladığımız uzere orası sıkışık bir yoldu:

Fakat şimdi o yolun genişletildiği, ek olarak bir şerit daha eklendiği haberi her yere yayıldı. Dolayısıyla da insanlar trafik sorununun cozulduğunu duşunerek normalde tercih etmedikleri bu yolu kullanmaya karar verdi. Dolayısıyla da binlerce arac yola eklenmiş oldu ve baştaki sıkışıklığa tekrar geri donuldu. Tek fark, bu sefer elimizde daha cok aracın olması.
4 şeride genişlettiğiniz bu yolu alıp 8 şeritli de yapsanız bu trafik geri gelecektir:

Soylediğimiz gibi, insanlara fazla kaynak sunulması yuku hafifletmez, aksine o kaynağın daha cok kullanılmasına sebep olur. Teksas'ta bulunan ve 2008 yılında milyarlarca dolara mÂl olan, toplamda 26 şeritli Katy otoyoluna bakarak bunu daha iyi gorebilirsiniz.
Bahsettiğimiz yapay talep kavramı tersine de kullanılabilir:

Guney Kore ve Fransa gibi ulkelerde otoyollarda kuculmeye gidilmişti. Hatta Kore, Cheonggye otoyolunu kaldırıp yerine doğal alanları tekrar canlandırmış, bu sayede Seoul şehri nefes almıştı. Aynı perspektiften baktığımızda bunun hÂlihazırda var olan trafiği daha da sıkıştırması gerekiyordu. Fakat beklenilenin aksine bu, otoyolları daha az kişinin tercih etmesine sebep olmuş ve dolayısıyla daha az sıkışık bir trafik elde edilmiş.
Bu, geniş olan otoyollarımızı bir anda tek şeride indirgeyelim demek değil. Zira bunun kaotik sonucları olacaktır. Onun yerine trafiği rahatlatacak farklı alternatifler bulunuyor.
Bunların ilki ‘ucretli park yerleri ’

Ulkemizde bunun ne durumda olduğunu gosteren bir veriye ulaşamadık fakat dunya genelindeki kalabalık şehir merkezlerindeki aracların onemli bir kısmı, park edecek yer bulamadığı icin surekli dolaşmak durumunda oluyor. Peki bu aracların surekli dolaşmasına sebep olan şey park edecek yer olmaması mı? Hayır elbette. Asıl sebep ucretsiz park alanlarının suistimal edilmesi ve insanların adeta gunlerce araclarını buralarda bırakıyor olması.
Ucretli otoyollar ve ucretli park yerleri bu trafik sorununun onune gecmede yardımcı oluyor. Zira para goz onune alındığında hem insanlar alternatif gidiş yolu olup olmadığını duşunuyor hem de park edecek yer bulmakta zorlanmamış oluyor.
Bu konuda araştırma yapan isimlerin cozumleri ise daha etkili gibi gorunuyor:

Matthew Turner ve Gilles Duranton tarafından yapılan araştırmada ABD otoyolları incelemeye alındı. Araştırma sonucunda ise şehrin yol kapasitesi ne kadar artırılırsa uzerindeki yoğunluğun da o kadar arttığı goruldu. Bu da yeni şeritlerle acılan yolları trafiğin tekrar dolduracağına yonelik bir başka kanıt.
Araştırmacıların cozumu ise yoğun saatlerde sıkışık otoyolları kullanmanın ucretli olması. Bu da sadece gercekten ihtiyacı olanların bu yolları kullanacağı, acelesi olmayan diğerlerinin ise alternatif şehir ici yollara yoneleceği anlamına geliyor.
Sizin bu konuda duşunceleriniz neler?
Kaynaklar: Vox, Chron, Wired, Condé Nast Traveler