kanser tedavisi, saclar neden dokulur, sebepleri, kullanılan ilaclar, sonucları, ile ilgili bilgiler burada melekler









Kanser adı en soğuk hastalıklardan biri melekler Dileyelim ki hicbirimiz boyle bir illetin eline duşmeyelim.

Her an herkesin başına gelebilecek bu hastalığın tedavisi sırasında saclar tutam tutam dokulur.Neden diye hic duşundunuz mu?

Merak edenler icin uzmanlardan aldığımız bilgileri aynen aktarıyoruz;

Kanser tedavisinde kullanılan ilaclardan onemli bir kısmı sac dokulmesine neden olur, ama her ilac dokmez. Bir hastanın tedavisinde kullanılacak ilac sac dokmesine veya dokmemesine gore değil ilacın etkinliğine gore secilir. Onemli olan hastayı tedavi edebilmek, enazından hastaya yararlı olabilmektir. İlac tedavisi ile dokulen sac tedavi bitiminde tekrar cıkar, hastanın sacı eski halini alır

Kemoterapi neden sac doker?

Kemoterapi, kanser hucrelerini oldurmek icin kansere karşı ilaclar kullanan bir tedavi yontemidir. İlaclar kanser hucrelerine saldırarak buyumelerine engel olmak suretiyle calışır. Ancak ne yazık ki kıl kokleri gibi aynı zamanda bedendeki normal hucreleri de etkileyebilir. Bu da “alopecia” olarak bilinen sac dokulmesine neden olur. Kanser hucrelerinden farklı olarak normal hucreler kendilerini cabuk yeniler. Dolayısıyla kemoterapi sonucunda saclar dokulduğunde tedavinin bitiminde yeniden uzarlar.

Butun kemoterapi ilacları sac dokulmesine neden olur mu?

Hayır. Kimi zaman bu dokulme o kadar az olur ki fark edilmez bile. Ancak bazı insanlar, gecici olarak kısmi ya da tam kellik yaşayabilirler. Bazı kemoterapi ilacları ise vucudun başka yerlerindeki tuylerin dokulmesine neden olur, kaşlar, kirpikler, goğus, koltukaltı bacak ya da pubik tuyler gibi. Dokulen tuy miktarı, kullanılan ilaca, kullanılan doza ve vucudun ilaca verdiği tepkiye bağlıdır... Bazı kanser tedavileri goren kadınlar kılların azalmasını “birkac ay boyunca bacaklardaki, kasıklardaki ya da koltukaltlarındaki kılları almamanın yarattığı keyif” olarak da yaşayabilirler. Eğer kıl dokulmesi ortaya cıkacaksa, ki bu genellikle kemoterapiye başladıktan sonraki birkac hafta icinde ortaya cıkar, nadiren bunun ilk birkac gunde gorulduğu de olur. İlk olarak sacı tararken, yıkarken ya da sabah yastığa dokulen saclardan fark edilir. Bazı kişilerin ise sacları sadece incelir, kurur ve kolay kırılır hale gelir. Bazı insanlarınki ise birkac hafta boyunca sac kalmayana kadar dokulmeye devam eder. Kimi zaman sac kaybı bir iki gun icinde olur ancak bu pek te sık karşılaşılan bir durum değildir.

Kemoterapi ile dokulen saclar yeniden cıkar mı?

Saclar tedavinin tamamlanmasından once bile yeniden cıkmaya başlayabilir. İlk başlarda saclar cok ince olacaktır ama 3-6 ay arası bir surede eski haline geri gelir. Sacın eskisinden daha dolgun ya da kıvırcık olması mumkundur, hatta rengi de bir miktar farklı olabilir. Kimi zaman bu koyu renk ve beyaz sacın bir karışımı olarak ortaya cıkar.

Işın tedavisi – Radyoterapi de sac dokulmesine neden olur mu?

Radyoterapi kanser hucrelerini yuksek enerji yuklu ışınlarla yok etmeyi amaclayan bir tedavi yontemidir ve normal hucrelere mumkun olduğunca az zarar vermeye calışır. Kemoterapiden farklı olarak radyoterapide sadece tedavinin uygulandığı bolgede tuy dokulmesi gorulur. Orneğin eğer radyoterapi başa uygulanmaktaysa muhtemelen saclarda bir miktar dokulme olacaktır. Eğer meme kanseri icin tedavi yapılıyorsa ve bu koltuk altını da iceriyorsa, koltuk altı kılları dokulecektir...

Sacların dokulmesinin bu tedavi sırasında psikolojik etkisi nasıl olur?

Kadın olsun erkek olsun bircok kişi, saclarını gorunuşlerinin onemli bir parcası olarak algılar. Bazıları icin saclarının dokulmesi ofke, kızgınlık, utanc gibi duygulara neden olabilir. Tedavi suresince hastalar bircok değişiklikle baş etmek durumunda kalır, bunların uzerine bir de sacların dokulmesi son damla gibi gelebilir. Bunun yanı sıra sacların kaybı kişiye “kanser” olduğunu surekli olarak hatırlatarak kendini zayıf, caresiz ve “damgalanmış” gibi hissettirebilir. Eğer kaş ve kirpikler de dokulduyse bu daha da rahatsızlık verebilir. Gosterilen tepkiler tamamen normaldir ve sacların dokulmesini kabullenmek zaman alacaktır. Sacların dokulmesi bazı kişiler icin “şok” edici olarak bazı kişiler icinse “beklediğim kadar kotu değil” şeklinde ifade edilebilir. “Beklediğim kadar kotu değildi” ifadesini kullanan bir kadın “sacların dokulmesi o kadar da kotu bir şey değil, farklı peruklar ve sac modelleriyle gorunuşumu hergun yenileyebiliyorum, aslında daha oncekinden cok daha fazla iltifat alıyorum, hatta insanlar “sacımı nerde yaptırdığımı” bile sorabiliyor peruğum icin” şeklinde duygularını bizimle paylaşmıştı. Sacların dokulmesine diğer kişilerin verdiği tepkiler de bununla baş etmeyi zorlaştırabilir. Bazen sacsız gorunumden rahatsız olan ve aslında ne diyeceklerini de pek bilemeyen insanlarla biraradayken, bu konuyu once sizin acmanızın faydası olabilir. Bu konuda kişinin rahatca konuştuğunu gorduklerinde muhtemelen daha fazla yardımcı olmaya calışacaklardır. Sacları dokulmuş başka kişilerle de konuşulabilir ve muhtemelen kişiler birbirlerine işe yarayacak onerilerde bulunabilirler. Kanser tedavileri nedeniyle ortak problemler yaşayan kişiler icin oluşturulan destek gruplarına katılınabilir.

Bu donemde peruk kullanmayı oneriyor musunuz?

Elbette oneriyoruz, ama bazı hastalar saclarını iyice traş edip peruksuz dolaşmayı dahi tercih edebiliyorlar. Peruk takan kişiler her ne kadar herkesin bunu fark edeceğini varsayıyorlarsa da durum pek de boyle değildir. Gunumuzde insanların saclarının modelini ve rengini tamamen değiştirmeleri son derece normal bulunmakta hatta desteklenmektedir. İnsanlar coğunlukla cocukları kendilerini sacsız gorunce korkacak diye endişe eder, ancak cocuklar genellikle bu tur değişiklikleri yetişkinlerden daha kolay kabullenir. Gercekte sac dokulmesinde yaşanan, algılanan şey bir “kayıp” yaşantısıdır. Bazı kanser hastaları ve yakınları kanser gibi bir hastalıkla yaşarken sac dokulmesine takılmanın bir ayrıntı, kibir olduğunu duşunebilir. Burada onemli olan nokta şudur ki; icinde yaşanan kulturun tavrı ne olursa olsun, kayıp insanları farklı şekillerde etkiler. Sacları dokulen bazı insanlar bundan rahatsız olmaz. “dazlak guzeldir” diye kafalarını kazıyabilirler. Yul Brenner “Kral ve Ben” filminden sonra bir daha hicbir zaman saclarını uzatmamış ve butun kariyerini bu gorunuşu uzerine kurmuştu. Bazı insanlarsa, tam tersi olarak yoğun bir kayıp hissi yaşayabilirler. Kaygılı ve depresif olabilir, kendine guvenlerini kaybedebilir ve kendilerini dunyadan gittikce daha fazla cekebilirler. Peruk takmak gibi kelliği saklama cabaları, koşmak, yuzmek, spor yapmak ya da terleyecekleri ya da ruzgarlı yerlerde olmak gibi bazı şeylere engel olabilir. Yakın ilişkiler kurmaktan kacınır olabilirler. Bunlar da fiziksel ve duygusal sağlıkları uzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu durumda sac dokulmesiyle ortaya cıkan kaybı geciştirmeye calışmak sadece bir “ayrıntı”, bir “kibir” midir?

Sac bakımı…

Hafif sac bakım urunleri kullanın, bebe şampuanı gibi ve sacların ve sac derisinin kurumasını onleyen urunler olmalarına ozen gosterin.
Sacınızı yumuşakca tarayın, bebek fırcası kullanabilirsiniz, ozellikle sac deriniz hassassa. Kalın taraklar kullanın.
Gece bone ya da benzeri bir şey takın. Bu kokleri gevşemiş olan saclarınızı koruyacaktır.
Sac kurutma makinesinin fazla sıcak olmamasına ozen gosterin, bu saclarınızı kurutup kırılmalarına sebep olacaktır.
Sacınızı sıkı sıkı toplamamaya ozen gosterin, bu saclarınızı kırıp zarar verebilir.
Bigudi takıp yatmayın.
Dengesiz beslenme, stres ve alkol sacınızı kotuleştirir, dolayısıyla mumkun olduğunca iyi beslenin (bol bol meyve sebze yiyin), alkol alımınızı ve mumkunse stres yaratan durumları kontrol altına alın.
Sac derisine hafifce masaj yapmak sac diplerindeki kan dolaşımını geliştirir.
Perma yaptırmayın, bu sacınızı daha da kurutur.
Doğal sac boyaları kullanın.

Anadolu Sağlık Merkezi
Onkolojik Bilimler’den
Prof. Dr. Haluk Onat ve
Psikoterapist Mine Turgay