

Turkiye'de taş hastalığında genetik yatkınlığın onem taşıdığını soyleyen Uroloji Uzmanı Doc. Dr. Murat Şamlı, taş hastalığı oranının ozellikle İc Anadolu, Ege, Akdeniz ve Guneydoğu Anadolu bolgelerinde yuksek olduğunu belirtti. Yetişkinlerin yuzde 10-20'sinde hayatlarının bir doneminde taş hastalığı oluştuğunu anlatan Doc. Dr. Murat Şamlı, en sık 20-40 yaşlarında gorulen taş hastalığının, bebeklik donemleri de dahil olmak uzere her yaşta gorulebileceğini dile getirdi. Erkeklerde taş hastalığının kadınlara gore 2-3 kat daha fazla ortaya cıktığına değinen Doc. Dr. Şamlı, "Gunumuzde taş tedavisi ESWL (Extracorporeal Shockwave Lithotripsy) sistemiyle vucut dışından şok dalgalarının uygulanmasıyla yapılıyor. Cihaz, enerji kaynağı, odaklama sistemi, goruntuleme sistemi ve şokun iletimini sağlayan sistemlerden oluşuyor. Şok dalga jeneratoru yuksek enerjili şok dalgası meydana getiriyor. Dalgalar şok iletim cihazı aracılığıyla hastanın vucuduna iletiliyor. Floroskopi adı verilen x-ışını cihazları veya ultrasonografik yontemlerle bobrek icinde taşların yerleri tespit edilerek odaklanılıyor. İşlem genellikle 45 dakika ile 1 saat arasında suruyor. ESWL tedavisi hastaneye yatmaksızın gercekleştiriliyor. Anesteziye cocuk hastalar dışında nadiren gerek duyuluyor. İşlem sırasında hastanın hissettiği ağrılar şok dalgalarının ciltten gecerken neden olduğu hafif batmalardan ibarettir. Tedavi sonrasında tedavi bolgesinde hassasiyet ve morarma gorulmesi normaldir. Ağrı icin birkac gun ağrı kesiciler kullanılabilir" dedi.
İki santimetreden kucuk bobrek taşları ve ureter taşları icin yontemin ideal olduğunu soyleyen Şamlı, "Taşların boyutu, bobrek icinde yerleşimleri gibi faktorler cerrahi yontemlerin uygulanmasını zorunlu kılabiliyor. Kişinin tek bobrekli olması taş kırma icin engel oluşturmuyor. Ancak idrar cıkışı, vucut ısısının kontrolu ve duşen parcaların sistemi tıkayıp tıkamadığının izlenmesi gerekiyor. Ote yandan idrar kanalına duşerek sistemi tıkayan taşlar icin ESWL yontemi, bu durumun cozulmesi icin de işe yarıyor. Buyuk, yoğun, tam tıkayıcı, goruntulenmesi zor olan ve beraberinde bobrek iltihabı bulunan taşlarda stent kullanılması gerekmektedir. ESWL tedavisi icin en onemli engel akut idrar yolu enfeksiyonu, duzeltilmemiş kanama bozukluğu, gebelik, bakterinin kana karışması ve taşın cıkış yolunda tıkanıklık olması gibi durumlardır. 135 kilogramın uzerindeki kişilerde, odaklama problemleri sebebiyle taş uzerine yeterli şok dalgası oluşturmak guc olabiliyor. Ortopedik sorunlar veya omurga problemleri, atnalı bobrek gibi doğuştan gelen bobrek anomalileri, odaklama problemleri veya bobrekten idrar akımının sorunlu olması sebebiyle teknik gucluk yaşanabilir. Daha onceden var olan ve kontrol altına alınamayan hipertansiyon varlığında işlem sonrası bobrek etrafında kanama oluşabilir. Akciğer ve kalp problemleri bulunan kişiler uygun anestezi yontemi ile işleme hazırlanabilir. Kalp pili bulunan hastalar icin taş kırma tedavisi yasak olmamakla birlikte taş kırma tedavisi icin uygun aday sayılmamaktadır" diye konuştu.
İşlem sonrası kontrol grafileri ve ultrasonografiyle taş kırıntılarının temizlenip temizlenmediği, tıkanma gelişip gelişmediğinin izlendiğini belirten Şamlı, işlemin başarılı olup olmadığının ucuncu ayda yapılan tetkiklerde sistemin taştan arınmış olması veya 4 milimetreden kucuk taş parcalarının kalmasıyla olculduğunu ifade etti. Gunde 2 litre idrar oluşturacak kadar sıvı tuketilmesi, tuz, et ve et urunleri tuketiminin sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan Şamlı, "Kalsiyum tuketimi belli bir seviyede tutulmalıdır. Az veya fazla kalsiyum tuketimi taş oluşumunu artırmaktadır. Tek bobrekli hastalar, kronik ishal, obezite nedenli cerrahi gecirmiş hastalar, bobrek yetmezliği ve nefrokalsinozis adı verilen bobrek hastalığı olanlar ve taş hastalığı olan tum cocuklara metabolik testler uygulanmalıdır. Bu incelemede 24 saatlik idrar biriktirilmekte, idrarda ve kanda bazı elektrolitler, urik asit ve kalsiyum olcumleri yapılmaktadır" şeklinde konuştu. (netgazete)