Ayakkabı imalatcısı Osman Komurcu, gecirdiği ani beyin rahatsızlığı sonucu 25 Mayıs gunu hayatını kaybetti. Ailesi, Komurcu’nun dosyaları arasında organ bağış kartı buldu. Harekete gecen acılı aile organları bağışlama kararı aldı. Komurcu’nun 2 bobreği, karaciğeri ve 2 korneası ihtiyac sahibi hastalara nakledildi.

İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde onceki gun duygu bir yuklu bir basın toplantısı vardı. Toplantıya Komurcu’nun annesi Hayriye, kardeşi Cengiz, kızı Deniz, yeğenleri Ozge ve Kadir Ozgur Komurcu ile organ nakli yapılan Deniz Turan (31) ve Oğuz Ensari (50) katıldı. Toplantıda Komurcu’nun ailesi karmaşık duygular yaşadı, yeğenleri gozyaşlarına boğuldu. Duygu yuklu buluşmada anne Hayriye Komurcu “Hastaneye geldiğimiz zaman beyin olumu gercekleşti, umit yok deniliyordu. Organ bağış kartı bizi harekete gecirdi. Acımız cok buyuk ancak oğlumun organları ile başka insanların hayat bulması bir nebze olsun rahatlattı” dedi. Hastanenin Başhekimi Ozgur Yiğit, organ nakli konusunda istenilen seviyede olmadıklarını ama son yıllarda bağışcı sayısında az da olsa bir artış başladığını ifade etti. Bir insanın hayatının sonunun başka bir insanın hayatının başlangıcı olabileceğini vurgulayan Yiğit, “Bu tabloda hem mutluluk var hem huzun. Ayrıca insani değerlerin cok guzel vucut bulduğu goruluyor” dedi. İstanbul İl Sağlık Mudur Yardımcısı Doğan Unsal ise İstanbul’da 2005 yılında toplam 650 kişinin organını bağışladığını, 2006-2007 ve 2008 itibarıyla bu rakamın 60 bini bulduğunu ifade etti.

Siroz hastalığıyla boğuşurken, Komurcu’nun karaciğeri ile hayata tutunan Oğuz Ensari’nin konuşması herkesi ağlattı. Ensari, “Olumu kabul etmiştim. Bana karaciğerini verecek hasta vazgecti. Bir anda coktum. 15 dakika sonra hastaneden aradılar, karaciğer bulunduğunu soylediler. 15 dakikada hem olumu hem yaşamı hissettim” dedi. Diyalize girerek yaşamını surduren Maliye memuru Deniz Turan ise Osman Komurcu’nun bobreğiyle hayat buldu.
Akşam.com
Organ bağışının ne kadar onemli olduğunu bu haber yeterince anlatıyor sanırım. Tereddut ettiğimizde bir gun bizimde aynı duruma duşeceğimizi unutmayalım...