

Genelde diyabet hastalarına şeker, tatlı ve cikolatanın yenmemesi tavsiye edilir.
Uzmanlara gore diyabet hastalığı sadece şekerden kaynaklanmaz aslında kilolu insanlar ve fazla miktarda kalori alan kişilerde diyabet riski cok yuksektir.
Bu kalori illaki karbonhidrat ve şeker veya nişasta şeklinde olmayabilir ve aslında fazla miktarlarda alınan lipitler ve proteinler de bu hastalığa sebep olurlar.
Diyabet tum yaşlarda gorulebilir. Genelde cocuklarda meydana gelen diyabet tip 1 olarak tanımlanır ancak son yıllarda obez cocukların sayısının artmasıyla birlikte cocuklar daha fazla tip 2 diyabet hastalığının riski altındalar.
Diyabet nedir? Nasıl meydana gelir?
Diyabet, başta karbonhidratlar olmak uzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır ve kendisini kan şekerinin surekli yuksek olması ile gosterir. Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glukozun (şekerin) hucrelerin icine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan glukoz pankreas tarafından salgılanan İNSULİN hormonunun yardımıyla hucre icine girer ve orada yakılarak enerjiye donuşur. Hucrelerin uzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen kapılar vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun anahtar varlığında acılırlar. Diyabet, hucrelerin uzerindeki glukoz kapısının acılamaması durumudur. Bu ornekten ilerlersek diyabet, anahtar işlevi goren İNSULİN hormonu yetersizliğine ve/veya insulinin etkilediği reseptorlerin (hucre kapısındaki kilidin) bozukluğuna bağlı gelişmektedir.
Kac tip diyabet vardır? Diyabet sıklığı ne kadardır?
Nedenlerine gore bir cok diyabet tipi olmakla birlikte diyabet vakalarının cok buyuk bir kısmını Tip 1 ve Tip 2 diyabet vakaları oluşturmaktadır.
Tip 1 Diyabet
Daha cok cocuklarda ve genc erişkinlerde gorulur. Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insulin ureten beta hucrelerinin otoimmun bir surec (vucudun bağışıklık sisteminin kendi hucrelerini tanıyamaması) sonunda zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Mutlak veya gorece bir insulin yetersizliği olduğundan hastalar omur boyu insulin hormonunu dışarıdan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundadırlar. Bu nedenle Tip 1 diyabet İnsuline Bağımlı Diyabet (Insulin Dependent Diabetes Mellitus=IDDM) olarak da isimlendirilmektedir. Genel olarak toplumdaki diyabet vakalarının %10’unu Tip 1 Diyabet vakaları oluşturmaktadır. Cocukluk cağında Tip 1 diyabet sıklığı ulkeler (bolgeler) arasında farklılık gostermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100.000 cocuktan 1-42’sinde diyabet gelişmektedir. Tip 1 diyabet genel olarak kuzey ulkelerinde daha sık gorulmektedir.
Tip 2 Diyabet
Sıklıkla erişkinlerde ve şişman (obes) kişilerde gorulmektedir. Tip 2 diyabetli hastalarda insulin salgılanmasındaki yetersizlikten cok dokulardaki insulin reseptorlerindeki direnc (rezistans) sonucunda glukoz metabolizması bozulmaktadır. Tip 2 diyabetin kuvvetli bir genetik yatkınlık zemininde geliştiği bilinmekle birlikte, genetik mekanizmalar tam olarak aydınlatılamamıştır. Tip 2 diyabetliler hastalıklarının başlangıcında ve sıklıkla cok uzun bir sure insulin ihtiyacı olmaksızın yaşamlarını surdurebilmektedirler. Bu nedenle Tip 2 diyabet İnsuline Bağımlı Olmayan Diyabet (Non-Insulin-Dependent Diabetes Mellitus= NIDDM) olarak da isimlendirilmektedir. Genel olarak erişkin nufusta %4-8 oranında Tip 2 diyabet gorulmektedir.
Diyabetin bulguları nelerdir?
Diyabete bağlı klinik bulgular vucuttaki karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasının bozulmasına bağlıdır. İnsulin eksikliği ve/veya insulin direnci nedeniyle hucrelere giremeyen glukoz belli bir serum duzeyini (180mg/dl) aştığında idrarla atılmaya başlar. Bobreklerden atılan glukoz beraberinde sıvı atılımını da arttırır ve sonucta COK VE SIK İDRAR YAPMA (POLİURİ) olur. Vucut, poliuri ile olan sıvı kaybını karşılamak icin COK SU İCİLİR ve bu da POLİDİPSİ olarak isimlendirilir. Organizma, enerji kaynağı olarak glukozu kullanamayınca bir taraftan İŞTAH ARTAR diğer taraftan yedek enerji depoları olan yağlar ve proteinler yıkılmaya başlar ve bunun sonucunda iştah artmasına rağmen KİLO KAYBI olur. Bu klasik bulguların dışında diyabet hastalarında CABUK YORULMA, GORME BULANIKLIĞI, SIK DERİ ENFEKSİYONU, KADINLARDA VAJİNAL MANTAR ENFEKSİYONU gibi bulgular da gorulur.
Diyabet tanısı nasıl konur?
Diyabet tanısı, ceşitli uluslararası kuruluşların (WHO, Amerikan Ulusal Diyabet Veri Gurubu=NDGG) belirlediği olcutlere gore konmaktadır. Bu olcutler:
Klasik diyabet bulguları olan bir kişide herhangi bir zamanda olculen plazma glukoz duzeyinin 200 mg/dl'ye eşit ya da uzerinde olması,
En az 8 saatlik ac (kalori almayan) bir kişide plazma şekerinin 140 mg/dl'ye eşit ya da uzerinde olması. Yakın zamanda Amerikan Diyabet Birliği aclık kan kekeri sınırını 126 mg/dl'ye eşit ya da uzerinde olarak belirlemiştir.
Şeker yukleme testinde (OGTT) 2. saatdeki plazma glukoz duzeyinin 200 mg/dl'ye eşit ya da uzerinde olması.