rahimde yara olmasının nedenleri,rahimde yara olmasının belirtileri,rahimde yara tedavisi,yara dondurma,yara yakma,rahim yaraları hakkında bilgiler









İnsanların hayatları boyunca en seyrek karşılaştıkları ve genellikle farkında olmadan uzun bir sure uzerlerinde taşıdıkları hastalıklar ic organ ve genital bolge rahatsızlıklarıdır.
Rahim ağzı hastalıkları da bu anlamda bilincsiz olunduğunda insana kısa surede zarar verecek ciddi rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Her ne kadar erken tanı yontemleri ile yuzde doksan beşe varan olcude tedavi imkÂnları olsa da farkına varılmadığında sonucları ciddi boyutlarda olabilmektedir.
Rahim ağzında en cok gorulen hastalık hangisidir?
Bu hastalıklardan en cok goruleni rahim ağzında oluşan yaralardır. Bunlardan ilki Servikal Eversiyon yani Ektropiyondur. Rahim ağzının ic ve dış tarafı farklı turde hucreler ile ortulmuş durumda bulunmaktadır. Bu iki katman arasındaki sınır bozulmalara uğradığında kırmızı renkli bir yara goruntusunu almakta ve bulunduğu yerde kalmaktadır. Genellikle dışa vuran bir rahatsızlık vermediğinden coğu kadın tarafından fark edilmemekle birlikte periyodik muayeneler sırasında fark edilebilir. Bazı durumlarda adet donemi veya sonrasına olağan olmayan renkte ve kotu kokulu bir akıntıya sebep olabildiğinden bircok kişi tarafından endişe yaratsa da heyecanlanacak bir durum soz konusu değildir.
Yaraların oluşma sebepleri nelerdir?
Doğum kontrol hapı, kayganlaştırıcı krem veya tampon kullanan kişilerde dokunun travmatize olmasından dolayı meydana cıkabileceği gibi gebelik ve genc kızlık suresince de ortaya cıkabilmektedir. Bazı durumlarda prezervatif dokusunun yarattığı tahrip edici etki de bu tur rahatsızlıkların oluşmasını tetikleyebilmektedir. Coğunlukla karşılaşılmasa da bazı vajinal enfeksiyonların da rahim ağzı yaralanmalarına sebep olduğu da bilinmektedir. Hastalığın tum bu nedenlerle birebir alakası olabileceği gibi tumunun kullanılması durumunda bile ortaya cıkmaması da ihtimaller arasındadır.
Yaralar tehlikeli midirler?
Her ne kadar rahimde oluşan bir bozulma durumu olsa da tedavi gerektiren bir durum değildir. Pek cok kişinin hayatı boyunca birkac kez yaşadığı ve fark ettirmeden kendiliğinden iyileşen bu rahatsızlık cok nadir durumlarda belli başlı rahatsızlıklara donuşmektedir. Durum fark edildiğinden mutlak suretle smear testi uygulanmalı ve herhangi başka bir patolojik durumla karşı karşıya olunmadığına kanaat getirilmelidir. Hekim incelemesi ile beraber rahatsızlığın neden meydana geldiği belirlendiğinde sebebin kullanımı kesilip hastalığın kendiliğinden iyileşmesi sağlanacaktır. Ancak yaranın uzun bir sure zarfında kendi kendine iyileşmemesi ve kişiyi rahatsız eden boyutlarda koku ve akıntı gercekleştirmesi halinde dondurma veya yakma yolu tercih edilebilmektedir. Bu işlemler oldukca hızlı ve acısız olduğundan hastaya herhangi olumsuz bir geri donuşu olmayacaktır. Arzu eden kişilerin yaraları lazer yontemi ile de ortadan kaldırılabilmektedir.
Rahim ağzı yara ceşitleri nelerdir?
Bir diğer rahim ağzı yaralanması ise Servikal Erozyondur. Onceki rahatsızlıktan farkı ise genellikle kendi kendine iyileşmeyen bir yapıda bulunup tedavi ve takibinin gerekmesidir. Oluşma sureci Eversiyonda olduğu gibi gercekleşmeyip mutlak suretle smear testine tabi tutulmalıdır. Bu testin yeterli olmadığı durumlarda biyopsi ve kolposkopi yontemleri kullanılarak erken tanıda kesin sonuca ulaşılmalı ve vakit kaybetmeden dondurma veya yakma yolu ile vucuttan uzaklaştırılmalıdır. Eğer testlerin sonucları olumsuz yonde ise patolojik rahatsızlık tespit edilerek bu yonde tedavi surdurulmelidir.
Rahim ağzı yaraları kısırlığa sebep olur mu?
Halk arasında ortak bilinen yanlışlardan birisi de rahim ağzı yaralarının kısırlığa sebep olduğu yonundedir. Hastalık suresince oluşan herhangi bir lezyon veya değişimin kısırlığa sebep olduğu bilinmemekle birlikte tedavi suresince yapılan yanlış smear testleri veya ileri kriyoterapi işlemleri sebebi ile infertilite meydana gelebilmektedir. Bugune kadar rastlanan rahatsızlıklarda oldukca az sayıda gozukse de oluşması muhtemel olan bu bozukluk hakkında detaylı bilgiye ve testlere hekim kontrolunde ulaşılabilmektedir. Fakat hastalığın oluştuğunun anlaşıldığı andan itibaren kısırlık şuphesi duymak ve bu konuda umutsuzluğa kapılmak yersiz olacaktır.