Bu benim ilk yarişmam olacak cok heycanlıyım

Tabi birde hikayesi var keskeğin
KEŞKEĞİN HİKÂYESİNİ BİLİYORMUYDUK ?
Tarihte rahmetli Kara Mustafa Paşa bir sureliğine eşi ve ailesiyle koyu Marınca ’ ya
gelmiştir. Kızı Fatma Hanım Marınca ’da ciddi bir rahatsızlığa yakalanmıştır. Rahatsızlığının nedeni ise
tamamen iştahının kapalı olması ve hic bir şey yiyip icememesidir. Bu rahatsızlık 10 gunluk sureyi
aşınca paşayı cok ciddi bir sıkıntı sarmış, Yakınlardaki doktor ve hekimlere derhal haber edilerek
kızının rahatsızlığına care aranmaya başlanmıştır. Bir kac gunluk bir surecte sonuc alınamayınca pasa
isi daha da sıkı tutarak aradan şaklabanları cıkarmak amacıyla demiş ki;
--“Kim ki kızım Fatma ’yı sıhhatine kavuşturursa ciddi şekilde odullendireceğim. Ama kim ki aynı
niyetle gelir de başaramazsa ciddi şekilde cezalandıracağım.”
Tabi bu fermanla kendisine guvenemeyen odul peşindeki şaklabanlar aradan cıkmış ve gercek
doktorlar koşke gelerek calışmaya başlamışlardır. Hatta konunun duyulmasıyla birlikte İstanbul ’da
yaşayan Uzakdoğulu saray hekimleri bile Fatma hanımin sıhhati icin buraya gelmişlerdir. Ama
sonuc nafiledir ve paşa hiddetlendikce hiddetlenmektedir. En son Merzifon ’un yayla koylerinde
yaşayan karı koca cobanlık yapan yaşlı bir cift, “Biz Fatma hanıma yemek yediririz”, diye
koşke gelmişlerdir. Paşanın cok fazla bir seceneği kalmadığı icin son care coban karı kocaya izin
vermiştir.
Dibekte dovulerek kabuğu alınmış tane diri buğdayın icine 3 gun ac bırakılan (icinin
temizlenmesi acısından) kesilmiş dişi ordeği koyarak fırına vermişlerdir. Tabi o zaman boyle bir
yemek var ama aş olarak biliniyor adı keşkek değil. Pasa ve ailesi dort gozle yemeğin pişmesini
beklerken ikide bir hiddetlenen Paşa, “Bre bu yemek nasıl yemektir. Saatler olmuş daha
pişmedi mi?” diye sorgularken sabaha karşı fırından alınan yemek sıcaklığı ile tahta kaşıkla bir
sure vurularak eritildikten sonra Fatma hanımın yattığı odanın icinde komurlu kahve mangalında
tereyağı eritilmiş acı biber salcası ile yemeğin sosu yapılmıştır. Tabi bu esnada odayı tamamen
tereyağı kokusu sarmıştır.
Tereyağı ve acı biberli sosu yaşlı coban Fatma hanımın dudaklarına kaşıkla surduğu zaman,
Fatma hanım kendine gelerek diliyle dudaklarındaki sosu yalayarak tadına bakar ve “Ruyam da bir
yemek yedim daha once hic boyle yemek yememiştim, o yemekten yemek istiyorum”.
Deyince Paşa bir kucuk cocuk edasında sevinerek havalara ucmuş. Yaşlı cobanda hemen buğdayın
uzerine sosu dokerek Fatma hanıma yedirmeye başlamıştır. Tabi paşanın kızı yemeğini yiyip iyileşme
belirtileri gosterince pasa ve yanındaki yaverleri sofraya oturmuşlar ve paşa emir buyurmuş;
-- “Bu yemek nasıl yemektir getirin hele bizde bir tadalım.”
deyince hemen hizmetli cariyeler tarafından kalan aş sofraya konmuştur. Tabi dort ya da beş kişiden
oluşan gosterince pasa ve yaverleri birer ikişer kaşık alınca aş biter. Paşa, “ Getirin hele biraz daha
getirin nede guzelmiş bu aş” deyince uzulerek başka kalmadığını soylerler. Paşa bu defa “icini
cekerek
--KEŞKE biraz daha yapsaydınız.” der. Bu arada paşanın yardımcısı,
--“paşam yemeğin adı bundan sonra KEŞKE mi olsun?” diye sorar.
Paşada; “evet bu yemeğin ismi bundan sonra KEŞKEK olsun” der ve bu konuda fermanimdir diyerek ;
--Bu yemek bundan sonra KESKEK diye anıla,
--isteyen sabah oğlen akşam yiye,
--bayramlarda duğunlerde nişanlarda nikÂhlarda zengin fakir demeden her hanede KEŞKEK yapila,
--Bu gunden itibaren kırk gun konağımda halka KEŞKEK dağıtıla.
diyerek fermanin o tarihten itibaren uygulanmasini ister.
Yemeği yaparak kızını iyileştiren coban cifte de odul olarak kendi koylerinde iyi bir ev, iki ayri
ahir ve istedikleri kadar kucukbaş buyuk baş hayvan verile. Diyerek comertliğini gostermiştir.
Evet, KEŞKEĞİ ’nin hikÂyesi budur. Acaba tum Turkiye ’de meşhur olan ama Merzifon ’un
vazgecilmezleri arasinda ’ki keşkeğin bu tarihi hikÂyesini biliyor muyduk?
Alintidir
Hikayesi de bu bizim guzel keskegimizin

Bazı yorelerde hic salca konulmadan dove dove yapılır ama bizimki yemek kıvamında olur ve asla tavukla yapılmaz kırmızı et kullanilir
Ve sponsor olarak yazdığım olcay salca bizim oralarda cok meşhurdur kesinlikle tavsiye ediyorum bulursanız gonul rahatlığıyla kullanabilirsiniz
Neyse cok uzatmadan
Tarife geciyorum tarif annanemden

Malzemeler:
Keskek icin:
*Aşurelik buğday kişi başına bir su bardagindan iki parmak eksik yarım su badağıda diyebiliriz
*nohut kişi başına yarım su bardağı
*soğan iki kişi icin bir buyuk baş soğan
* sıvı yağ zeytinyağı olmuyor malesef bu yemege bir cay bardagindan az sıvı yağ
*tuz
* 1 yemek kaşığı salca
Yahnisi icin
*yarım cay bardağı sıvı yağ(etin yağıda olduğu icin az kullanacagiz
*kişi başı yarım su bardağı nohut
* ve kemikli et ben kişi sayısında kemikli et parcaları koyuyorum eğer misafirleriniz rahat yesin istiyosaniz kişi başı 250 gram eti butun olarak icine atacağız pisince cıkarıp didip yine yahninin icine atacagiz
*tuz
*toz biber
*1yemek kaşığı salca
Not: aslında yahni ve keskek aynı tencerede pisirilebilir fakat ben ikisini de ayri ayri yemeyi seviyorum
Not 2 : bu yemek cok bereketli bi yemektir yapımda goreceğiniz malzemeler dort kişiliktir fakat yemek pistikten sonra altı kişide rahatlıkla doyabilir
Yapılışı: ben fazla olması icin dort kişilik olacak şekilde hazırladım
On hazırlık icin nohut ve buğday bir gece onceden islatilirsa pisme aşaması daha kısa surer ben islatmadim
once duduklude İki su bardağı nohutu ardından iki su bardağı buğdayı ayrı ayrı hasliyoruz bunlar benim yaklaşık 2.5 saatimi aldı
et olarak ben kemikli et kullanmayı tercih ettim buzluktan cıkarıp iki saat dinlenrip sonra yıkadım
yahninin malzemeleri
keşkeğin malzemeleri
ilk olarak yahniyi anlatmakla başlayayım sıvı yağı duduklu tencereye koyuyoruz ustune salcayı ilave ediyoruz tum yapacagımız işlem boyunca ocak kısık ateste olacak yoksa salca yanabilir
daha sonra etleri bu yağa koyup arkalı onlu kızartıyoruz bunu yahniye daha lezzetli bi aroma vermesi icin yapıyoruz .....
etler kızardıktan sonra ustunu gececeksu koyuyoruz icine tuzunu ve bir cay kaşıgından az toz biberini koyup duduklu tencerenin kapağını kapatıp pişmeye bırakıyoruz yaklaşık dudukten yarım saat kadar daha pişmesi gerekiyo sonra acıp nohutlarını ilave edeceğiz nohut ilavesinden sonra ocakda 15-20 dakika daha piştikten sonra yahni hazır .....aslında nohutlarla da pişebilir ama nohutu keşkeğin icinede atacağımız icin ayrı pişirmek gerekiyo
yahni pişti

keşkek icin bir tencereye ben guvec tercih ettim
soğanları sıcı yağı ve salcayı koyup soğanlar olene kadar kısık ateşte bekliyoruz
soğanlar oldukten sonra duduklude haşladığımız buğdayı icine atıp karıştırıyoruz burda en onemli nokta kıvamı .... kıvamı tam olarak aşure gibi olmalı sulu bi yemek gibi diil sote gibi kuru değil hafif sulu
buğdayı koyduktan sonra (dudukluden sonra kendi suyunu kesinlikle suzmeyeceğiz onun icindeki kıvam bize lazım) gerekirse uzerine cok az su koyabiliriz icine kalan nohutuda katabiliriz burda nohut koymak isteğe bağlı ben koymayı tercih ediyorum cunku yahni ve keşkeği ayrı ayrı yiyorum
keşkek kaynadıktan sonra kısık ateşe alıp surekli karıştırıyoruz burdaki amac keşkeğin kıvamını artırmak biz buna hellimleşmesi diyoruz


ve en onemli noktalarından biri piştiktan sonra mutlaka ama mutlaka dinlenmesi gerekiyor en az 1 saat o kıvamı yakalaması icin bu şart....
ve dinlendikten sonra en sevdiğim yer sunum

iki şekilde servis edilebilir keşkek ve yahni ayrı ayrı
ama ben birlikte servis etmeyi tercih ettim
keşkek tabağa konulur ortası acılır ve yahni konulur varsa kemiklerde yani ortası havuz gibi olacak ortaıs sulu kenarlarlar hafif sulu kemikler ortada....


afiyet olsun
