Merhaba Sevgili Arkadaşlar;
Bir Konyalı olarak Turk-İslam medeniyetinin yetiştirdiği en onemli şahsiyetlerden biri olan MevlÂna CelÂleddin-i Rûmî 'nın eserlerinde bahsettiği Mevlevi Mutfağından Hassaten Lokma yani genellikle bilinen adı Mevlevi Pilavı ile katılmak istedim.
Oncelikle biraz Mevlevi Sofrasında ki guzelliklerden bilgi vermekle başlamak istiyorum.

Mevlevi Sofrası 700 yıllık bir mutfak geleneğidir ve bugun Konya mutfağının hÂl onemli bir parcasıdır. Mutfak tasavvuf oğretisinde cok onemli bir yer tutarmış; Somat (Sofra) adabına da buyuk onem veren sufiler, gunde oğlen ve akşam olmak uzere iki kez yemek yerlermiş. Sofrayı 'Can'lar (Murid) hazırlarmış. Tuz, yemeklerde torensel ifade taşır, yemek onunla başlar ve onunla bitermiş. Hazırlıklar bitince, yemeğin yenmesine gelirmiş sıra. Kazancı Dede, kazanın kapağını acınca, 'Can'lar kazanı ocaktan alırmış. Kazancı Dede'nin duası ile yemek daveti duyurulur, elleri onde bağlı duran sufiler kapıya gelince başlarını eğerek selamlaşır ve sofraya gecerlermiş. Şeyhin katılımı ve duası ile yemeğe başlanırmış. Yemek esnasında kesinlikle konuşulmaz, yemek yerken kendilerine nasip olan lokmalar icin devamlı şukrederlermiş. Yemeğe topluca başlandığı gibi topluca bitirirlermiş.

Mevlevîlikte yemek sırasında tekkenin şeyhi ya da aşcıbaşı gulbank ceker-okurmuş. Bu gulbanka, “somat gulbankı” denirmiş. Pilav sofraya gelince, el parmakları iceriye doğru bukuk bir şekilde sofrayı tutar gibi sofranın kenarına konur ve şu gulbank okunurmuş:

M sûfiyÂn-ı rÂhîm m tabla hÂr-ı şÃ‚him
PÂyende dÂr y Rab in kÂse ra vu han r ​
Salli ve sellim ve bÂrik al es ’adi ve eşrefi nûrı cemi ’-il enbiyÂi vel murselin; vel hamdu billÂhi rabbil Âlemînel FÂtiha.

FÂtiha ’dan sonra;

"NÂn-ı merdÂn, ni ’met-i YezdÂn, berekÂt-ı Halil ’ur – RahmÂn. Elhamdu lillÂh, eşşukru lillÂh; Lokma nûr, sofra zuhûr. Bu gitti ğÂnisi gele, Hak berekÂtın vere; yiyenlere nûr-ı iman ola; Erenlerin hÂn-ı keremleri, nÂn-u nimetleri muzdÂd, sÂhibul – hayrÂt-ı guzeştegÂnın ervÂh-ı şerifeleri şÃ‚d u handÂn, bÂkıyleri selÂmette ola; demler, saflar ziyÂde ola. Dem-i Hazret-i MevlÂnÂ, sırr-ı Ateş – bÂz-ı Veli, kerem-i imam-ı Ali Hû diyelim."
Elhamdulillahi hamden kesiren tayyiben, mubareken, Allahumme barik lena fima rezaktena va ’ğfir lena ver ’hamna ve et ’ımna hayran minhu, Allahumme ’ec-alha ni ’meten meşkureten muttasılaten ila ni ’met ’il-cenneh, Allahumme zid ve la tenkus bu hurmeti-Seyyid-il Murselin, velhamdu lillahi Rabb-il Alemin. deyip dualarını ederlermiş.
(Turkcesi: Guzel, bol ve temiz hamd ancak Allah ’a mahsustur. Allahım! Bize verdiğin rızkı bereketli kıl, bizi bağışla, bize merhamet et, daha guzel nimetler ihsan et, uzerimizdeki nimetini tamamla. Allahım! Bu sofrayı, şukru ed edilmiş ve bir ucu cennete kadar uzanan sofralardan eyle. Peygamberlerin Efendisi hurmetine arttır Alah'ım eksiltme! Hamd, alemlerin Rabbi Allah ’a mahsustur.)

Somat gulbankı, yenen yemeğe şukur işlevi gormekte olup, topluca yapılan bu dua ile yemeğin bereketlenmesi ve nimetin surekli olması temenni edilirmiş. Bunun yanında bu dunyada verilen nimetlerin yanında ote dunyaya devam etmesi dileğinde bulunurlarmış.

Şimdi gecelim Hassaten Lokma'nın tarifine;

Malzemeler:
Yarım Kilo Kırmızı Et
1 Su Bardağı Nohut
1 Su Bardağı Baldo Pirinc
3 Havuc
2 Soğan
150 Gram Kestane
3 Yemek Kaşığı Tereyağ
1 Yemek Kaşığı Kuş Uzumu
Yarım Yemek Kaşığı Deniz Tuzu
Yarım Yemek Kaşığı Karabiber
6 Tane Ceviz İci (veya 2 Yemek Kaşığı Cam Fıstığı)
Oncelikle nohudu bir gun oncesinden suda beklettim.
Eti 180 derecelik fırında pişirmek uzere marine ettim.
Bunun icin;
Bir kase Zeytinyağı,
2 Yemek Kaşığı Yazın Kurduğumuz Yaş Kekik
1 Yemek Kaşığı Deniz Tuzu



Eti aluminyum folyolu pişirme kabın icerisine dizip, uzerine zeytinyağını, yaş kekiği ve deniz tuzunu ekleyip strec flimle sarıp buz dolabında 4 saat beklettim.

Hazırladıktan sonra tam olarak malzemeler;




Şimdi gecelim Yapılışına;

Nohudu duduklu tencerede haşladım,
Baldo Pirincin nişastası iyice gitsin diye guzelce yıkayıp, yarım saat sıcak suda beklettim daha sonra tekrar yıkayıp 1 limon suyunu pilav beyaz gorunsun diye pirincin uzerine sıktım.
Havucları kucuk kupler halinde doğradım.
Soğanları doğradım.
Cevizleri kucuk şekillerde doğradım.
Tereyağını geniş bir tavada kızartıp uzerine soğanı (soğan biraz kavrulacak.) daha sonrada pirinci alıp iyice kavurdum. Pirincler ve soğanlar kavrulunca uzerini ceyrek parmak gececek şekilde ılık su koyup kuş uzumunu ve tuzu ekleyip once orta ateşte, pilavımız suyu kaynayınca kısık ateşte olmak uzere pişmeye bıraktım.




Eti 1 saat 180 derece pişirmek uzere fırına koydum.




Havucları ve cevizleri buharda pişirmek icin beraber bir tencereye aldım.




Kestaneleri hafif bıcakla yarıp tavada pişirdim.




Pilav piştikten sonra bir 10 dk dinlenmesi icin uzerine kağıt havlu serdim ve kabağını kapatıp dinlenmeye bıraktım.
Kestaneleri pişince soydum ve doğradım.
Havucları ve Cevizleri buharda piştikten sonra biraz soğumaları icin kenara aldım.
Eti piştikten sonra kup şekillerde doğradım.
Sonuc olarak;
Derin bir kaba once pilavı, nohudu, eti, kestaneleri, havucu, cevizi ve karabiberi karıştırdım.




Afiyet Olsun