Tıp fakultesinden mezun olduktan sonra askere, askerlikten sonra da, ihtisas icin doğru Almanya’ya gittim. Dahiliye ihtisasına başladığımın ikinci haftası, beni kat doktoru olarak atadı, şefim Dr. Frentzen. Ciceği burnunda bir doktor olarak, yabancı bir memlekette calışmaya başlamış, daha ne olduğumu anlayamadan kat doktoru oluvermiştim. İcimden dua ediyordum, inşallah bugun yeni hasta gelmez, biraz adapte olurum diye. Beş dakika gecmeden ilk hasta geldi. Yaşlıca bir hanım. Kendini yorgun hissediyormuş, bir kac gundur de tuvalete cıkamamış.

Hastamın yanına gittim. Yatağın kenarına iliştim, kibar bir hareketle kolunu sıvadım ve tansiyonunu olctum hastamın. 200/95 mmHg, yani alışılmış tabirle 20 ye 9,5. Kendisi tansiyon hastası olmadığını soyledi. Muayenemi bitirdim, doğru şefe gittim, ''Yeni yatan hastanın tansiyonu yuksek, ne ilac vereyim?'' dedim. ''Şimdi yatan hasta değil mi? Bekle biraz sohbet et, sonra tekrar olc'' dedi. Bayağı bozuldum, yanlış mı olceceğiz yani dedim icimden.


Beyaz gomlek sendromu


Tatlı bir hanımcağız, cocuklarından filan sohbet ettik, tekrar olctum, 130/80 mmHg yani 13 e 8. Cıldıracağım. Bir daha. Aynı. Gittim şefe ''Tansiyon duştu'' dedim. ''Tansiyon duşmedi, kadın normale geldi. Hastane ortamı herkes yabancı, bir de beyaz gomlekli bir adam tansiyon olcuyor. Sen bunun stresini, heyecanını bir duşunsene'' dedi. ''Buna beyaz gomlek sendromu denir'' diyerek ''Tansiyon olcerken dikkatli ol hastaların dinlenmesine, kendilerine gelmesine izin ver'' diye devam etti.

İş edindim kendime, her hastanın hemen ilk karşılaştığımda tansiyonunu olctum, bir de benimle 10 - 15 dakikalık sohbetten sonra. Yuksek cıkan tansiyonlar veya şefin lafıyla, strese girenler nasıl da normalleşiyorlardı.


Demek ki tansiyon olcerken dikkat edilmesi gereken bir şeyler vardı. Bir doktor bile dikkat etmeyince sonuclar nasıl şaşırtıcı oluyor, bir de kendi kendine tansiyon olcmesi gereken kişinin bu konuda ne denli yanlışlara acık olacağı ortada.

İdeal olarak tansiyon olcmeden once 5 dakika kadar istirahat etmeli, yani yatar veya oturur durumda, 5 dakika kadar beklenmeli.

Gun icinde değerler değişir. Genellikle sabahları uyandıktan sonra en yuksek ve akşamları en duşuktur.
Sağ kol ile sol kol arasında 10 - 20 mmHg yani 1 - 2 fark bulunabilir. Bu nedenle her olcumde, aynı kol kullanılmalıdır.

Sinirli veya heyecanlı durumda, olcumden once 15 dakika rahatlamalıdır.
Olcumden once en az 30 dakika sigara, cay, kahve icmemeli, yemek yenmemelidir.
Olcumden once, buruna sıkılan dekonjestan spreyler gibi, tansiyonu yukseltme ihtimali olan ilaclar kullanılmamalıdır.

Rahat, gevşemiş bir pozisyonda oturulmalı, konuşmamalı, hareket etmemeli.
Uzun kollu kazak varsa, kazak cıkarılmalıdır. Eğer ince kumaştan yapılmış uzun kollu gomlek giyiliyorsa, tansiyon aleti gomlek uzerinden de takılabilir.
Basıncın olculeceği kol, kalp hizasında one doğru uzatılmalı, dirsekten hafif bukulmeli ve alttan desteklenmeli. Kol boşta kalmamalı.

Manşonun alt ucu, dirsek kıvrımından bir parmak kalınlığı, yani iki santimetre kadar yukarıda olmalıdır.

Tansiyon aletinin manşonu kola iyice sarılmalıdır, boşluk kalmamalıdır.
Alet elektronikse, dinleme kısmı cokluk işaretlidir ve bu işaretin kolun ic kısmına gelmesi, aletin atardamarınızın sinyallerini alması icin yeterlidir.

Alet elektronik değilse dirseğinizin ic kısmında elinizle nabzınızı hissedin, stetoskopu oraya koyup elinizle sabit tutun. Stetoskopu aletin altına sıkıştırmayın.
Bulunan değerler bir gunluğe yazılmalı.

Hergun, mumkunse aynı saatlerde ve aynı şartlarda tansiyon olcmek daha yararlıdır.


Bilekten olcerken...


Elektronik bilek tansiyon aletleri, olcum sırasında kalp hizasında olmalıdır. Bunların gelişmişleri kolunuzu tutacağınız seviyeyi gosteriyor. Eğer bu seviye otomatik olarak gosterilmiyorsa, kalp hizasını bulmak icin, aleti taktığınız sol kolunuzun parmak uclarını, sağ omuzunuza değecek şekilde kolunuzu bukerseniz, alet takriben kalp hizasına gelir. Alet elinizden bir santimetre kadar yukarı takılmalı yani elinizle alet arasında bir santimetre kadar bileğiniz boşta kalmalı. Alet bileğe duzgun ve sıkı bir şekilde takılmalı, sonra hafifce oynatarak bilek boşluğuna iyice yerleşmesi sağlanmalı.

Dr. Hasan İnsel