Helicobacter pylori adlı bakteri 1983 yılında ilk defa Avusturalyalı iki doktor tarafından insan midesinde gosterildi. Daha sonra bu bakterinin ulser hastalığının en onemli nedeni olduğunun kanıtlanması gastroenterolojide bir cığır acmıştır. Cunku; eskiden ulserin yaşam boyu devam eden bir hastalık olduğu ve zaman zaman alevlenmeler ile seyrettiği bilinirdi. Oysa, gunumuzde ulser hastalığının en onemli iki nedeninin Helicobacter pylori ile aspirin ve benzeri ağrı kesici romatizma ilaclarının olduğunu biliyoruz. Bakteri tedavi ediir ve hasta aspirin ile benzeri ağrı kesici ilacları kullanmaz ise ulser hastalığı tamamen ortadan kalkmış olur.



İlerleyen yıllarda bu bakteri ile gastrit, mide kanseri ve mide lenfoması gibi hastalıklar arasında onemli bir ilişkinin varlığı gosterildi. Ancak midesinde bakteri olan herkesin mide kanseri adayı olması soz konusu değildir. Kanser gelişimi tek bir etken ile oluşmamamktadır. Kanserin oluşması icin genetik yatkınlık, bakterinin varlığı, kotu beslenme gibi bircok faktorun bir araya gelmesi gerekir.
Helicobacter pylori 'nin mide hastalıklarındaki bu onemli rolunun kanıtlanmış olması bu bakteriyi insan midesinde gosteren Marshall ve Warren'e 2005 yılında Nobel odulunun verilmesine neden olmuştur. Bu gastroenteroloji alanında verilen ilk Nobel odulu olması nedeniylede cok onemlidir.









Helicobacter pylori 'nin gorulme sıklığı nedir ?
Helicobacter' in toplumlarda gorulme sıklığı o toplumun sosyoekonomik durumu ile cok yakından ilişkilidir. Orneğin bu bakteri ile infekte olmuş insanların oranı Avusturalya'da %20, ABD'de %30 oranında bulunurken ulkemizde %70 civarındadır. Bazı Afrika ulkelerinde %100'e ulaşabilmektedir. Ailede yaşayan birey sayısı arttıkca bakterinin bireylerde bulunma olasılığı da artmaktadır.


Ağız kokusu yapan hastalıklar icerisinde midede yerleşen 'helikobakter pilori' adı verilen bakteri onemli bir yer tutmaktadır. Ulkemizde yapılan calışmalarda bu mikrobun sıklığı yuzde 80 dolayındadır. Ağız kokusuna yol acan diğer sindirim sistemi hastalıkları ise bağırsak parazitleri, sindirim sistemi kanamaları, reflu hastalığı, mide fıtığı, karaciğer yetmezliği, mide cıkışında tıkanma ve bazı emilim bozukları sayılabilir



Diş hekimi ve kulak burun boğaz muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Ağız icinde herhangi bir hastalık yoksa hastaların reflu hastalığı ve mide mikrobu yonunden tetkik edilmesi cok onemlidir"