Akut losemilerde hastalığın ilerlemesi hızlıdır ve olgun hucrelerden ziyade henuz olgunlaşmamış kemik iliği hucrelerinden (blast denilen hucreler) koken alır. Kronik losemiler ise daha yavaş seyirli losemi tipleridir. Akut ve kronik losemilerin her iki tipinde de losemi hucresinden bir trilyondan fazla yeni losemi hucresi gelişir; bu hucreler normal hucreler gibi işlev goremezler ve zaman icerisinde kemik iliğini istila ederler. Alyuvar sayısında azalma kansızlığa (anemi), normal işlev gosteren akyuvar sayısının azalması vucudun enfeksiyonlar ile yeterli derecede mucadele edememesine ve azalan pulcuk sayısı da kolay morarma ve kanama şikayetlerine yol acar. Losemi tipinin belirtilmesinde yer alan ‘lenfositik’ ifadesi kanserin kemik iliği hucre tipi olan lenfoblastlardan, ‘miyelositik’ ifadesi ise kanserin kemik iliğindeki myeloblast, monoblast denen akyuvarlardan ve pulcukların (trombosit denen hucreler) yapımından sorumlu megakaryositlerden kaynaklandığını belirtmek icin kullanılır.
Erişkinlerde AML ve KLL tipleri sık gorulurken, cocukluk cağında en sık ALL gorulur.


Risk faktorleri nelerdir?
Losemi tiplerinin gelişiminde rol oynadığı duşunulen faktorler aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Daha once kanser tedavisi almış olmak (bazı ilac ve/veya ışın tedavilerinden sonra gelişme olasılığı yuksektir),
Genetik hastalıklar (orneğin: Down Sendromu),
Bazı kan hastalıkları (orneğin: Miyelodisplastik sendromlu hastalar)
Yuksek duzeyde ışına maruz kalmak (orneğin: Nukleer reaktor kazalarından sağ kurtulanlar),
Bazı kimyasallara maruz kalmak (orneğin: Benzen),
Sigara (AML riskini yukselttiği bilinmektedir),
Ailede losemi oykusu.
Belirtileri nelerdir?
Farklı tiplerdeki losemilerin ortak bazı belirtileri vardır:
Hafif ateş veya gece terlemeleri,
Surekli halsizlik veya yorgunluk hissi,
İştahsızlık,
İstemsiz kilo kaybı,
Kolay morarma veya kanama,
Nefes nefese kalma,
Peteşi (kanamanın yol actığı deri altında kucuk kırmızı noktalar),
Akut losemi hastalarında beyaz kure sayısında artma ya da duşukluk
Akut lenfoblastik losemi ve akut monositik losemi belirtileri arasında kasık, kol altı veya boyunda deri altında ağrısız şişlikler gorulur.
KLL veya KML hastalarının herhangi bir şikÂyeti olmayabilir. Hastalık tanısı bir kan testi veya duzenli yapılan bir genel sağlık değerlendirmesi sonucunda konabilir.
Erken tanı koymak mumkun mudur?
Genel sağlık durumunda 2 haftadan uzun suren, yukarıdaki belirtilerden herhangi biri veya birden fazlasının varlığının fark edilmesi halinde hekime başvurulması, cocukluk cağında buyume ve gelişmenin duzenli olarak hekim tarafından izlenmesi olası durumların erken tanısında yardımcı olacaktır.
Tanı nasıl konur?
Tanı amaclı yapılacak işlem ve girişimler hekimin yaptığı fizik muayenede kapsamlı lenf duğumleri, dalak ve karaciğer muayeneleri ile başlar. Bu adımı, tam kan sayımı ile kan hucrelerinin sayılarının ve cam ustunde yayma yapılarak dolaşımdaki hucrelerin şekil ve iceriklerinin incelenmesi izler.
Kesin tanı ve tedavi şemasının hazırlanabilmesi icin ise bundan sonraki işlem kemik iliğinden orneklerin alınıp daha ayrıntılı incelenebilmesini sağlayan kemik iliği aspirasyonu ve/veya biyopsisidir.
Hastalardan tanının kesinleşmesi, hastalık evrelemesi ve tedaviden beklenecek sonuc (prognoz) hakkında on bilgi sağlanmasına yardımcı olarak istenebilecek diğer testler ise sitogenetik testler (genetik araştırmalar), beyin omurilik sıvısının belden iğne ile alınması (hastalık yayılımının belirlenmesi icin) ve akciğer grafisidir (goğus boşluğuna hastalığın yayılımı ile ilişkili bilgi edinmek icin).
Hastalığın evreleri nelerdir?
Diğer bircok kanser tipinde tumorun buyukluğunu ve koken aldığı vucut bolgesinden ne kadar uzağa yayıldığını tanımlamak icin evre I, II, III veya IV şeklinde ifadeler kullanılır. Losemi zaten vucuttaki tum kemik iliğini tutan bir hastalık olduğu ve bircok vakada karaciğer, dalak ve lenf duğumleri gibi başka organlara da yayıldığı icin, losemi evrelemesi hastanın sağ kalımı hakkında bilgi verecek başka bilgileri de icermelidir. Bu nedenle, losemilerin tiplerine gore farklı evreleme sistemleri vardır.
KML evrelemesi
Kronik miyelositik losemi 3 evreye (faza) ayrılır; kronik faz (hastaların kanında ve kemik iliği orneklerinde %30’dur. Blast hucreleri kemik iliğinin dışına cıkıp dokulara ve organlara yayılmıştır. Bu noktadan sonra kronik losemi cok agresif akut losemiye donmuştur).
KLL evrelemesi
İki farklı evreleme sistemi vardır: Rai sistemi (Amerika Birleşik Devletleri’nde daha sık kullanılmaktadır) ve Binet sistemi (daha cok Avrupa’da kullanılmaktadır).
Binet Evre A: Uc taneden daha az lenfoid bolgede buyume; Binet Evre B: Uc taneden daha fazla elle hissedilen (palpabl) lenfoid bolgede buyume; Binet Evre C: Kansızlık (anemi) ve pulcuk sayısında azalma (trombositopeni).
AML evrelemesi
Amerikan-İngiliz (FAB) sınıflamasına gore 8 alt tipe ayrılır. Ancak son yıllarda bu sınıflama değişmiş olup ve Dunya Sağlık Orgutu (WHO) sınıflaması yerini almaktadır. Bu sınıflamada akut losemilerin sitogenetik ve klinik gelişme ozelliklerine gore alt tip tanımlaması sınıflamaya dahil edilmiştir.
Farklılaşmamış AML (M0): Kemik iliğindeki hucrelerde hangi hucre olacakları ile ilgili farklılaştırıcı ozellikler yoktur.
Miyeloblastik losemi (M1): Kemik iliğindeki hucrelerde bazı granulositik değişiklikler vardır.
Miyeloblastik losemi (M2): Kemik iliğindeki hucrelerde erken granulosit evresini gosteren değişiklikler vardır.
Promiyelositik losemi (M3 veya M3 varyantı): Kemik iliğindeki hucrelerde erken granulosit evresinde bir sonraki aşamayı gosteren (miyeloblast-miyelosit arası) değişiklikler vardır.
Miyelomonositik losemi (M4): Kemik iliğinde monosit ve grnulosit oranı kemik iliğindeki tum cekirdekli hucrelerin %20’sinden fazladır.
Monositik losemi (M5): Bu tur losemi deri ve dişetlerine yayılabilir.
Eritroid losemi (M6): Kemik iliğindeki tum cekirdekli hucrelerin yarısından fazlasını oluşturan anormal kırmızı kan hucreleri yapan losemi hucreleri vardır.
Megakaryoblastik losemi (M7): Bu losemi tipindeki blast hucreleri olgunlaşmamış pulcuk hucrelerini yapan ana hucrelere (megakaryositler) benzemektedir.
ALL evrelemesi
Cocuklarda 4 yaş civarında en sık gorulur. ALL tanısı alan tum erişkin ve cocuk hastalar merkezi sinir sistemi tutulumu acısından değerlendirilmelidir. Sınıflandırma icin standart bir sistem yoktur. Aşağıda Fransız-Amerikan-İngiliz (FAB) sistemine gore sınıflama orneği verilmiştir. Ancak artık WHO sınıflaması kullanılmakta olup akut lenfoblastik losemiler immun tiplendirmelerine gore B ve T lenfosit kokenli olarak tanımlanmaktadırlar.
L1: T veya B lenfositlerden gelişmiş, olgun gorunumlu lenfoblast iceren tip.
L2: T veya B lenfositlerden gelişmiş, olgunlaşmamış ve farklı şekillerde lenfositler iceren tip.
L3: B lenfositlerden gelişmiş lenfoblast iceren tip.
Nasıl tedavi edilir?
İzlem tedavisi: Hastalık belirtileri olmayan erken evre KLL hastaları hekim değerlendirmesinden sonra ilacsız yakın klinik takibe alınırlar. Takiplerde, hastalık ilerlemesi değerlendirilir ve tedavinin getireceği yan etkileri ile klinik hastalık evresi arasındaki kar/zarar dengesi gozetilerek tedavi kararı verilir.
Kemoterapi: Kemoterapide ilaclar aracılığı ile hızlı coğalan losemi hucrelerinin ortadan kaldırılması amaclanır. Bu amacla tedavi şemasında kullanılacak olan ilac/ilaclar ağızdan, damar yolu ile (IV), vucuttaki buyuk damarlara yerleştirilen ince ve elastik bir tup (kateter) aracılığı ile verilir. Eğer beyin omurilik sıvısında da losemi hucreleri tespit edilmişse, tedavide kullanılacak olan ilaclar beyin omurilik sıvısının icine doğrudan veya cocuk ve/veya yaşlı hastalarda kafa derisi altına yerleştirilen bir kateter aracılığı ile verilebilir.
Hedeflenmiş terapi: Kronik miyeloid losemi hastaları ve bazı akut lenfoblastik losemi hastaları ‘hedeflenmiş terapi’ ilacları verilir. Hedeflenmiş terapilerde losemi hucrelerinin coğalmasını engelleyen ilaclar kullanılır. Bu tedavinin olası yan etkileri acısından izlenmesi gerekir.
Biyolojik tedavi: Bazı losemi hastaları biyolojik terapi olarak adlandırılan ilaclar alırlar. Losemide biyolojik terapi vucudun hastalıklara karşı doğal savunmasını guclendirmeyi amaclar.
Bu terapilerden ilki ‘monoklonal antikor’ tedavisidir. Bu antikorlar uzerinde losemi hucrelerini olduren bir zararlı madde (toksin) taşır. Bazı hastalara ise interferon denilen ve losemi hucrelerinin gelişmesini yavaşlatan ilaclar verilebilir. Biyolojik terapilerin de yol actığı yan etkiler olabilir, bu nedenle hasta takibi onemlidir.
Işın tedavisi: Bu tedavi ceşidinde losemi hucrelerini oldurmek icin yuksek enerjili ışınlar kullanılır. Işın tedavisi hastanın durumuna gore hekimin hazırladığı program doğrultusunda tum vucuda ve/veya farklı vucut bolgelerine uygulama şeklinde olabilir. Işın tedavisinin en sık karşılaşılan yan etkileri halsizlik, sac dokulmesi, bulantı, kusma, ishaldir.
Kok hucre nakli: Bazı losemi hastalarına kok hucre nakli uygulanabilir. Bu tedavi programı icerisinde yuksek doz ilac, ışın tedavisi veya her ikisini birden almak gerekebilir. Yoğun ilac ve ışın tedavisi ile once kemik iliğindeki losemi hucreleri ile birlikte normal kan hucreleri de ortadan kaldırılır, ardından sağlıklı kok hucreler damar yolu ile verilir. Yeni kan hucreleri tedavi ile zarar gormuş olan losemi hucrelerinin yerini alır.
Kok hucre nakli icin sağlıklı kok hucreler
hastanın kendisinden (otolog kok hucre nakli)
bir aile uyesi veya vericiden (allojeneik kok hucre nakli)
hastanın eş ikizinden (sinjeneik kok hucre nakli), sağlanabilir.
Kok hucre naklinden sonra hastada kanama, enfeksiyon ve nakil reddi risklerinin yakın takibi yapılır.
Korunmak mumkun mu?
Bilinen losemi ceşitleri arasında sigara ve kimyasallar ile ilişkisi kanıtlanmış olanlar icin bu maddelerden uzak calışma ve yaşam koşullarının sağlanması gerekir.
Dengeli beslenme, duzenli egzersiz ve riskli alışkanlıklardan uzak durmak gibi sağlıklı yaşam icin genel olarak yapılması gerekenlerin yerine getirilmesi başlıca onerilerdir.