Pankreas kanseri cok sık değildir; istatistikler tanı konulan kanserlerin %2'sinin pankreas kanseri olduğunu gosteriyor. Ancak biyolojik olarak agresif seyreden bir tumor olduğu icin kansere bağlı olumlerin %5'ini oluşturuyor.


Risk faktorleri nelerdir?
İleri yaş hastalığı olan ve genellikle 40 yaş sonrasında gorulen pankreas kanserinin kadınlarda ve erkeklerde gorulme sıklığı eşittir Bircok kanser gibi pankreas kanserinin de nedeni tam olarak bilinmese de sigara ve alkol kullanımı riski arttır makta ve genetik unsurlar da rol oynamaktadır.
Belirtileri nelerdir?
Pankreas kanserinin belirtileri cok değişkendir. Bu oncelikle koken aldığı hucre grubuna gore değişiklik gosterir. Orneğin, adacık hucre kokenli ve fazla miktarda insulin ureten bir tumor kan şekerini duşuruyor ve hipoglisemi bulgularına neden olabiliyor. Pankreasın baş kısmında, oniki parmak barsağına ve ana safra kanalına yakın yerleşim gosteren bir tumor ise safra yolunun tıkanmasına ve hastada sarılık gelişmesine neden olabiliyor. Pankreasın govde ve kuyruk bolumunde yerleşen bir tumor ise cok uzun bir sure hicbir bulgu vermeden buyumeye devam edebiliyor.
Tanı nasıl konur?
Bulguların, muphem belli belirsiz karın ağrısı ve dolgunluk hissi şeklinde ve gibi pankreas kanserine ozgu bulgular olmaması ve tur ile yerleşime gore değişiyor olması ciddi bir tanı zorluğu yaratıyor. Tanı zorluğu yaratan diğer bir unsur, bu tumorlerin pankreas kanalına bası yapması ve buna bağlı olarak pankreatit adını verdiğimiz pankreas enfeksiyonu gelişimidir. Bazen de pankreasta kitle saptayıp pankreas kanseri olduğunu duşunduğumuz hastalarda pankreastaki tumor benzeri oluşumun kronik pankreatit olduğunu saptayabiliyoruz. Pankreasta yer alan kistler de tanı zorluğu yaratabiliyor. Bu kistlerin genellikle basit kist olduğunu biliyoruz ama daha seyrek olarak bu kistler iyi huylu tumorlere ve bazen de pankreas kanserlerine eşlik edebiliyor.
Pankreas kanserinde en onemli tanı yontemi radyolojik incelemelerdir. Ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans goruntuleme gibi yontemler bu tumorlerin saptanmasında ve ayırıcı tanısında cok yardımcı oluyor. Karaciğer fonksiyon testleri, tumor belirtecleri (CA 19-9 ve CEA) ve ozellikle adacık tumorlerinde sintigrafik incelemeler tanının konulmasında destek sağlıyor. Girişimsel radyoloji tarafından yapılan iğne biyopsileri de tanının kesinleştirilmesinde yardımcı olabiliyor.
Hastalığın evreleri nelerdir?
Tanı konulduktan sonra hastalığın evrelendirilmesi, yani tumorun yerleşimi ve karaciğer ve akciğer gibi uzak organlara sıcrama olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Tumor eğer lokal olarak sadece pankreasta yerleşiyorsa bu tumorun cevre oluşumlar ve damarlarla ilişkisi de tedavinin belirlenmesinde onemlidir.
Nasıl tedavi edilir?
Pankreas kanserinin en etkin tedavisi ameliyat ile bu kitlenin cıkarılmasıdır. Ancak ameliyatın anlamlı katkı sağlayabilmesi icin tumorun uzak organlara sıcramamış ve lokal olarak da yaşamsal oluşumlardan ayrılabiliyor olması gerekir. Bu koşulların sağlandığı erken evre hastalarda ameliyat ve sonrasında yandaş tedaviler (kemoterapi, radyoterapi) ile başarılı sonuclar elde edilebiliyor. İleri donem hastalar ise bazen once kemoterapi ve radyoterapi ile tumorun kucultulmesi sağlandıktan sonra ameliyat edilebiliyor.
Pankreas cerrahisindeki birikimin artması, hedeflenmiş ajanların kullanıldığı kemoterapilerin umut veren sonucları, IMRT ve cyberknife gibi daha rafine radyoterapi secenekleri onumuzdeki donemde daha cok hastaya, daha kaliteli ve daha uzun yaşam suresi sunmamızı sağlayacak gibi gorunuyor.