Dolayısıyla alınması vucutta bir eksikliğe de yol acmıyor değil mi?
Evet, ama tabii ki bir hastalık varsa ve bir soruna neden oluyorsa alınmasında bir sakınca yok. Yoksa durup dururken bazı organlar calışmıyor diye vucuttan alınmaz. Safra kesesi gibi başka organlar da var, appendiks gibi.
Safra kesesi taşları nasıl oluşuyor?
Safra, karmaşık bir kimyasal yapı. İcinde onlarca madde var. Ozellikle kolesterol, lesitin ve safra tuzlarının belli bir oranda olması lazım ki icindeki bu kimyasal karışım sıvı halde bulunsun. Eğer lesitin, kolesterol ve safra tuzlarının arasındaki oranlar değişirse sıvı, katı hale geciyor. Normal safra yollarından akan safrada boyle bir şey olmuyor cunku durağan bir yapısı yok. Ama safra kesesinde gollenen safrada bu oran bozulduğu zaman kucuk kucuk cokeltiler oluşmaya başlıyor. Bunlar zaman icerisinde buyuyor ve taşları oluşturuyor.


Safra taşlarınıGorulme sıklığı yaşla birlikte artan safra kesesi taşları, coğunlukla karın ağrısı, bulantı ve kusmayla belirti veriyor.Safra kesesi taşının tek tedavi yontemi taşın olduğu safra kesesinin ameliyatla cıkarılmasıdır.
Safra taşlarının ceşitleri oluyor mu?
Evet, safra taşları farklıdır. Hepsi aynı tip değil. Pigment taşları veya kolesterol taşları olabiliyor. Ve bunlar bazen sorun oluşturuyor. Bu taşlar gun gectikce buyuyor. Uzerindeki cokeltiler ya da safranın icinde katı hale geciş artıyor. Kucuk halde başlıyor, zaman icerisinde gittikce buyuyor. Bazen de bir tane buyuk değil, birkac parca halinde oluyor. Hatta kucuk kucuk yuzlerce taş bile oluşabiliyor.
Safra kesesi taşı oluşumu yaygın mı?
Cok yaygın. Yaşla birlikte artıyor. Butun olumlere bakıldığında, yuzde 11-36?sında safra kesesi taşına rastlanıyor. Obezite, gebelik, Crohn hastalığı gibi durumlar taş gelişimini artırıyor. Ozellikle kırmızı kan kurelerinin donuşum hızının yuksek olduğu kan hastalığı olan kişilerde daha sık goruluyor. Kadınlarda, erkeklere oranla uc kat daha fazla rastlanıyor.
Neden kadınlarda daha sık goruluyor?
Muhtemelen hormonlardan kaynaklanıyor ama kesin olarak bilinen bir nedeni yok.
Safra kesesi taşı oluşumunun beslenme alışkanlığı ya da yaşam bicimiyle bir ilgisi var mı?
Muhtemelen var. Ama bunu onleyecek somut bir beslenme onerimiz yok. Yani şunu yersen ya da yemezsen safra kesesi taşı oluşumunun onune gecebilirsin diyemiyoruz. Birebir neden sonuc ilişkisi yok ama muhtemelen genetik ve metabolik bir takım ilişkiler var. Mesela bazı insanların kolesterolu yuksektir. Kolesterolun yuksek olmasının nedeni coğu zaman genetik yapıdan kaynaklanır. Burada da bir takım ilişkiler muhtemelen var. Ama kilolu insanlarda gorulme olasılığının daha yuksek olduğunu soyleyebiliyoruz. Aynı şekilde yaşam tarzıyla da safra kesesi taşı oluşumunun bir ilgisi yok. Ozet olarak safra kesesi taşı oluşumunu dış etkenlerle engellemenin bir yolu yok. Dolayısıyla onune gecmek de mumkun değil.
Safra kesesi taşının belirtileri neler?
Safra kesesinde oluşmuş olan taşların bir kısmı hic belirti vermez. Belirti verenlerde en onemli işaret ise ağrıdır. Ağrı karnın sağ ust tarafında, genellikle şiddetli bir şekilde birkac saat surer. Bazen sırta, sağ omuza vurur. Genellikle ani başlar. Yemeklerle ilişkisi vardır ve sıklıkla yemek sonrası ortaya cıkar. Sıklıkla bulantı ve kusma olur. Bu şikayetler kendi kendine ya da ilac tedavisiyle gecebilir. Ağrı 24 saati gecerse tıkanmanın kalıcı olduğunu duşunmek gerekir. Yani belirtilerden birisi, safra kesesindeki taşın bir yeri tıkayarak gecip gitmesidir. Gecmeyen ağrı, taşın safra kesesinin giriş kanalını tıkadığı anlamına gelebilir. Taş, safra kesesi kanalını tıkarsa o zaman akut kolesistit hastalığı ortaya cıkar. Bu hastalığın yuzde 95?i safra kesesi taşına bağlıdır. Cok daha duşuk oranda tumorlere de bağlı olabilir. Bu hastalar genellikle gecici ağrı atakları gecirmişlerdir. Bu durumda; karnın sağ ust tarafında, orta ya da daha şiddetli kalıcı bir ağrı vardır. Bu ağrı muayenelerde de kendini belli eder. Anlaşılması cok kolaydır. Bazen ağrı dışında hastanın hafif ateşi, iştahsızlığı, bulantısı ve kusması vardır. Hasta hareket ettikce ağrı artar ve zaman icerisinde şiddetlenir.
Başka belirtileri var mı?
Safra kesesi taşının bir başka belirtisi sarılıktır. Safra kesesi taşına bağlı olarak gorulen sarılık, genellikle taşın safra kesesinden duşup ana safra yolunu tıkamasına bağlı olarak, karaciğerden cıkan safranın bağırsağa ulaşamaması ve kanda birikmesi nedeniyle olur. Bunu anlamak cok zor değildir. Tanısı kolayca konulur. Genellikle ağrı da eşlik eder bu sarılık turune. Sarılık, taşın o bolgeyi tıkamasından birkac gun sonra ortaya cıkar.
Bir de safra kesesinde taşı olan kişilerin, yemeklerle ilişkili nedeni belirlenemeyen şikayetleri vardır. Bu hastalarda; karında gaz, yemekten sonra rahatsızlık, hafif bulantı, yemek dokunması, karında şişlik gibi cok spesifik olmayan şikayetler de sıkca gorulur.
Safra kesesi taşının yol actığı tıkanma başka hangi hastalıklara yol acar?
Safra kesesi ve yollarında bulunan taşlar mikropların tutunması ve uremesi icin uygun yapılardır. Bu nedenle taşı olan hastaların buyuk bir kısmının safrası mikrop barındırmaktadır. Normal safra akışı surerken bu durum genellikle sorun yaratmaz ancak taş tıkanmaya neden olursa bu mikroplar safra yolları iltihabına neden olabilir. Yani tıkanmakla kalmaz halehazırda olan mikrop yuku ve ayrıca kan yoluyla gelen mikroplar safra yolları iltihabı oluşturur. Bu durumu kolanjit olarak adlandırıyoruz. Kolanjit bazen cok ağır tablolara kadar gider. Kanda mikrop uremesine dahi neden olabilir. Acil bir girişimi ve bazende ameliyatı gerektirebilir.
Belirti vermeyen safra kesesi taşların tanısı nasıl konulur?
Bu tur taşların varlığı genellikle tesadufen, ultrasonografi ile ortaya cıkar.
Hicbir şikayete yol acmayan bu taşların alınması gerekir mi?
Bu cok onemli bir sorun. Bunu hastayla tartışmak gerekir. Sessiz safra kesesi taşlarının yuksek bir ihtimal ile ciddi sorunlara yol actığı konusunda bilgi yok. Bu konuda farklı goruşler var. Bunların sorun cıkarma riski birkac calışmaya gore yaklaşık yılda yuzde 2. Yani hasta, "Hicbir şikayetim yok. O yuzden şimdilik orada kalabilirler. Sorun cıkartırsa aldırırım" diyerek ileride oluşabilecek rahatsızlıkların riskini goze alabilir. Bu, bugun icin doğru olarak kabul edilebilen tıbbi yaklaşımlardan birisidir. Bir diğer secenek de taşın, uygunsuz bir zamanda ciddi bir sorun cıkartabileceği varsayılarak daha agresif davranılması ve şikayete neden olmasa dahi ameliyatın gercekleştirilmesidir. Bugun icin ikisi de doğru bir yaklaşım. Ama ozellikle genc insanlarda cerrahi tedavinin biraz daha on plana cıkması gerekir diye duşunuyorum. Burada en onemli nokta, bu bilgi ve risklerin hastayla paylaşılması ve kararın ortak olarak verilmesi yani karar verme sureclerine hastanında katılımının sağlanması.
Tedavi yontemleri nelerdir?
Safra kesesi taşının tek tedavi yontemi taşın olduğu safra kesesinin ameliyatla cıkarılmasıdır. Gecmişte ilacla eritilmesi, bobrek taşlarına benzer bir takım aletlerle taşların kırılması gibi yontemlerle tedavi edilmesi denenmiş. Ama bunların işe yaramadığı anlaşılmış. Cunku sorun oradaki taşların yok edilmesi değil. Eğer ana mekanizma ortadan kaldırılmazsa taşlar yeniden oluşur. Orneğin, ilac tedavisiyle taşları eritebilirsiniz ?ki bu zahmetli bir yontemdir- ama birkac hafta sonra aynı yerde yeniden taş oluşur. Taşları kırdığınız zaman da aynı şey gecerlidir. Hatta kırılan taşlar daha buyuk sorunlara yol actığı icin artık hic uygulanmıyor. Onun icin bu taşların ana safra kanallarında değil de, durağan safranın bulunduğu safra kesesinde ortaya cıktığını duşunursek tedavi, taşların oluştuğu yeri ortadan kaldırmak olmalıdır. Ek bir sorun varsa, orneğin taş, ana safra kanalının alt ucunu tıkadıysa o zaman tabii ki ek başka tedaviler de uygulamak gerekiyor.
Taşın cıkarılmayarak uzun sure ihmal edilmesi kansere yol acar mı?
O tartışma hep vardır. Ama bugun hala elimizde safra kesesi kanserlerinin taştan dolayı oluştuğuna dair bir kanıt yok. Ama şoyle ilginc bir gozlem var; safra kesesi kanseri olan hastaların yuzde 90?ında safra kesesinde taş, birlikte gorulebiliyor. Ama bir hastanın safra kesesinde taş olduğu icin kansere yakalandığı konusunda kesin bir bilgi yok. Safra kesesi kanseri nadir gorulur. Kotu tarafı, cok somut belirti vermez ve bu nedenle atlanma riski oldukca yuksektir. Tedavileri de kolay değildir. Biraz agresif bir kanser turudur.
Gebelik doneminde oluştuğunda da hasta ameliyat edilebilir mi?
Gebelik doneminde, safra kesesindeki taş tesadufen saptandıysa bu donemde herhangi bir mudahalede bulunmamak lazım. Ama bir komplikasyona neden olduysa gebelikten bağımsız, gebelik var iken de tedavi etmek lazım. Bu ameliyat, gebeliğin son doneminde dahi olsa gercekleştirilebilir.
Her safra kesesi taşı ameliyat edilir mi?
Her safra kesesi taşı ameliyat edilmek zorunda değildir. Sessiz safra kesesi taşları, yani hic şikayete neden olmayanlar eğer hastanın da tercihi oysa ve riski goze alabiliyorsa ameliyat edilmeyebilir. İzlenebilir ve bir sorun cıktığında ameliyat edilebilir.
Safra kesesi taşı cocuklarda gorulebiliyor mu?
Evet, duşuk oranda da olsa kucuk cocuklarda dahi gorulebilir. Ama bunların altında sıklıkla anatomik bozukluk ya da bir kan hastalığı vardır. Onlar da, yetişkinler gibi ameliyat edilmelidir.
Safra kesesi taşı oluşumunda genetiğin etkisi var mıdır?
Safra kesesi taşının oluşumunda genetiğin doğrudan bir etkisi yoktur. Ama az once de soylediğim gibi safra kesesi taşı oluşumunda kan hastalıklarının da etkisi vardır. Kan hastalıklarının pek coğu da genetiktir. Bu hastalıklar coğunlukla belirti gostermezler. Hatta bir kısmına cok az tanı konulabiliyor. Dolayısıyla sessiz kan hastalıkları olan ailelerde safra kesesi taşı oluşma olasılığı da artıyor.
Gunumuzde ameliyatlar daha cok laparoskopik yontemlerle mi gercekleştiriliyor?
Evet, gunumuzde altın standart, laparoskopi olarak kabul ediliyor. Başka turlu bir ameliyat yapılması bugunku bilgilerimiz icerisinde doğru değildir. Bazen hastalar acık ameliyatın daha guvenli olup olmadığını soruyorlar. Aksine, laparoskopik yontem cok daha guvenlidir.
Ameliyatın herhangi bir riski var mı?
Ameliyat ameliyattır. Her zaman ciddiye almak gerekir. Safra kesesi ameliyatlarının komplikasyonları cok nadir oluşur. Kanama olabilir, ana safra yolları zedelenebilir, safra kacakları oluşabilir. Bunların coğu kendi kendini toparlanır ama bazen ikinci bir ameliyat da gerektirebilir. Bu komplikasyonlar laparoskopinin oğrenme aşamasında daha cok goruluyordu ama gunumuzde cok nadir oluyor.