Hayati sağlık sorunlarına neden olabilen uyku apnesinin belirtilerini hastanın kendisinin fark edebilmesi zordur. Hasta genellikle uykudaki anormal durumlardan, eşi veya yakınlarının fark etmesiyle haberdar olur.Uyku apnesinin en onemli belirtisi gece uykusu suresince ani solunum duraklamaları, cok gurultulu horlamalar ve ic cekmelerdir. Bu solunum duzensizlikleri, bir coğumuzda zaman zaman ortaya cıkan yumuşak, hafif horlamalardan farklıdır.

Bu tip horlamalar, her turlu pozisyonda gercekleşebilir. Apne tipi horlamada hasta, el kol hareketleriyle rahatsız bir şekilde uyumaya calışır.

Uykuya dalma, uyanma veya ruya gorme sırasında bazı solunum duzensizlikleri hemen herkeste gorulebilir. Uyku apneli hastalarda ise sık sık tekrarlanan uzun sureli solunum durmaları olmaktadır.

Apneli durumlarda 10 saniyeden başlayan solunum duraklamaları bir dakikadan fazla surelere kadar devam edebilir.

Uykuları boyunca saatte 20, hatta 100 defa tekrarlayan, bir dakikaya varan nefes durmaları ile boğulurcasına mucadele eden kişilerde uyku ve oksijen yetersizliğinin buyuk sorunlara neden olması kacınılmazdır.

Bahsi gecen belirtilerin birkacının bulunduğu bir kişide uyku apnesi olabileceği duşunulse de, benzer şikayetlere neden olan farklı bircok uyku bozukluğu hastalığı vardır.

Uyku apnesinin kesin teşhisi ve şiddetinin olculebilmesi icin uyku laboratuvarlarında "poligrafik tetkik" adı verilen incelemelerin yapılması gerekir. Uyku sırasında bircok parametrenin kaydedildiği "poligrafik tetkik", beyin bolgelerinin aktiviteleri, uykunun yapısı ve uyku bozuklukları hakkında en sağlıklı bilgileri veren modern bir laboratuvar yontemidir.

Uyku testlerinden sonra elde edilen bilgiler değerlendirilerek uyku apnesinin gercekten tedaviye ihtiyac gosterip gostermediğine karar verilir.

Gunluk aktiviteler sırasında ozellikle araba kullanırken uyuklamalar, iş kazalarına yol acabilecek durumlar soz konusuysa, uyku apnesi ile ilişkili kalp yetersizliği veya oksijen saturasyonunda cok buyuk duşuşler tespit edildiği taktirde vakit gecirmeksizin tedaviye başlanması gerekir.

Ayrıca; aşırı yorgun, uyku apnesine bağlı aşırı yuksek tansiyonlu, duzensiz kalp atışları olan kişilerde veya saatte 40'ın uzerinde apne sayısı tespit edilenlerde de tedaviye gerek vardır.

Uyku apnesinin teşhisinden sonra hastanın Kulak - Burun - Boğaz uzmanının kontrolundan gecmesi gerekmektedir. Konu ile ilgili anotomik bozukluklar varsa bunlar duzeltilmelidir.

Uyku apnesinin cerrahi veya ilacla tedavisi yoktur. Uyku apnesinin en etkili tedavisi CPAP (Continious Positive Airway Pressure) cihazı kullanılarak yapılır.

Bu cihazın kullanılmasındaki amac hastaya devamlı hava basınca uygulamasıyla uyku sırasında kapanan ust hava yollarına acık tutmaktır. CPAP cihazı hastanın burnuna yerleştirilen, yumuşak silikon bir maske ve bunu cihaza birleştiren hortumdan ibarettir. Cihazın olumlu etkisi birkac gun icinde gorulur.

Yorgunluk, uyuklama gibi belirtiler kaybolur: hastanın gunluk aktivitesi ve canlılığı artar, horlamalar kesilir. Artan dinamizm, şişman hastaların zayıflamasını ve sağlıklı kilolara ulaşmasını sağlar.

Uyku apnesi tedavi edilmezse aşağıdaki sorunlara yol acabilir:

- Duzensiz kalp atışları
- Kalp buyumesi
- Kalp krizi riskinin artması
- Yuksek tansiyon
- Aşırı yorgunluk ve gunduz uyuklamaları
- Trafik kazaları (direksiyonda uyku gelmesi)
- Cinsel arzunun azalması, iktidarsızlık
- Kontrol edilemeyen şişmanlama (Zayıf, normal kilolu insanlarda da uyku apnesi olabilir)
- Uykuda terleme, sık idrara cıkma
- Aşırı sinirlilik, depresyon, canlılığın kaybolması
- Uykuda olum