Abdominal aort anevrizma ları: Abdominal aort anevrizmaları, eğer kanamadan once tanı konulmuşsa her iki yontemle de tedavi edilebilir. Cerrahi operasyonda, anevrizma icine bir suni damar (greft) yerleştirilir ve ucları anevrizmanın her iki ucundaki sağlam damarlara ağızlaştırılır. Boylece, kan greft icinden akar ve anevrizma devre dışı kalmış olur.


Endovaskuler tedavide ise her iki kasıktan girilerek stentle desteklenmiş bir suni damar (stent-greft) anevrizma icine kasıktan ilerletilen bir borucuk (kateter) aracılığıyla yerleştirilir. Cerrahi tedavi genel anestezi altında yapılan buyuk bir ameliyat olduğundan %5 civarında bir olum riski vardır, aorta cevresindeki sinirlerin zedelenmesine bağlı olarak empotans gibi problemler gorulebilir ve hastanede kalış suresi daha uzundur. Endovaskuler stent-greft tedavisinde ise olum riski 3 kat azdır, komplikasyon riski cok azdır ve hastanede kalma suresi kısadır. Ancak, cerrahi operasyondan sonra hastanın takip edilmesi gerekmez. Endovaskuler tedavide ise, hastanın omur boyu yılda bir kez kontrol edilmesi gerekir, bu tur hastaların yaklaşık %10 unda ikinci bir endovaskuler girişim gerekli olabilir.








Abdominal aorta anevrizması eğer yırtılmış ve kanamaya yol acmışsa, bu durumda hastada yuksek hayati tehlike nedeniyle hangi yontem daha erken uygulanabilecekse o uygulanır. Tum dunyada bu tur olgularda cerrahi tedavi daha sık uygulanmaktadır. Ancak son zamanlarda endovaskuler tedavi uygulamasının da oldukca başarılı olduğu bildirilmiştir.

c) Torakal aort anevrizmaları: Torakal aort anevrizmaları da cerrahi olarak abdominal aort anevrizmalarındakine benzer şekilde tedavi edilir. Ancak bu operasyon karındaki abdominal aort anevrizmalarında nisbeten daha kolay iken, goğus kafesindeki torakal aort anevrizmalarında son derece zor olabilir. Cunku aortadan cıkan ve başta omurilik olmak uzere cevre dokuyu besleyen damarların teker teker greft icine acılan deliklere ağızlaştırılması gerekir. Bu esnada en korkulan komplikasyon omuriliğin kansız kalması sonucu oluşabilecek bacak felcidir (parapleji). Ameliyatın zorluğu ve yuksek komplikasyon riski nedeniyle, tum dunyada torakal aort anevrizmalarında ilk olarak endovaskuler tedavi tercih edilmektedir. Endovaskuler tedavide, tek kasıktan girilerek anevrizma icerisine uygun caplı bir stent greft yerleştirilir ve anevrizma kan dolaşımından dışlanır. Uzun anevrizmalarda birden fazla stent-greft ic ice yerleştirilebilir.

d) Karın organ anevrizmaları: Bobrek, barsak ve dalak gibi karın ic organ damarlarındaki anevrizmalarda oncelikle endovaskuler tedavi tercih edilir. Eğer damarın korunması gerekirse uzeri ortulu bir stent-greft yerleştirilerek anevrizma dolaşımdan dışlanır, ya da yan duvardan kaynaklanan sakkuler anevrizmalar tıpkı beyinde olduğu gibi koillerle tedavi edilebilir. Eğer damarın korunması gerekmiyorsa, anevrizmanın ust ve alt ucları daha basit koillerle kapatılarak da anevrizma tedavi edilebilir. e) Bacak damar anevrizmaları: Her iki yontem de uygulanabilir. Cerrahi yontemde, abdominal aorta anevrizmasında olduğu gibi genellikle anevrizma icine greft yerleştirilir. Eğer anevrizma cok uzunsa, bu durumda anevrizmanın her iki ucu bağlanır ve sağlam damar kısımları safen toplardamarı ya da suni damar aracılığıyla birbirine bağlanır. Endovaskuler tedavide ise anevrizmalar genellikle fuziform tipte olduğundan ve damarların da korunması gerektiğinden uygulanacak tek yontem stent-greft tedavisidir. Ancak kasık ve diz arkası gibi hareketli bolgelerde stent-greft de problem oluşturabileceğinden bu bolgelerde genellikle cerrahi tedavi tercih edilir.