Osteoporoz nedir?
Kemik yapımız, onemli organlarımızı koruyan, vucudumuzu destekleyen ve yaşamımız icin gerekli temel maddelerden biri olan kalsiyumu depolayan canlı bir dokudur. “Canlı”dır, cunku yaşamımız boyunca kemik yapımı ve yıkımı bir denge halinde devam eder. Bu yapım ve yıkım arasındaki dengenin ceşitli nedenlerle yıkım lehine bozulması kemik kaybına neden olabilir. Aslında kemik dokusu kaybı yaşlanma surecinin doğal bir sonucudur ama bunun kırıklara neden olacak derecelerde fazla olması hastalık yani “osteoporoz” dur.
Osteoporoz nasıl oluşur ve kimlerde gorulur?
Normalde 30-35 yaşlarına kadar kemik yapımı yıkımdan daha fazladır ancak bu yaştan sonra kemik kaybı hızlanmaya başlar. Kadınlarda ozellikle menopozdan sonra bu kayıp artar, 65 yaş uzerindeki kişilerde ise hem kadınlarda hem erkeklerde aynı hızda kayıp olur.
Osteoporoz kemiklerin zamanla kalsiyumunu kaybederek, anormal derecede delikli ve zayıf bir hale gelmesi olarak tanımlanabilir. Kemikteki bu kutle azalması, kemiğin mekanik gucunu zayıflatır ve coğu zaman hafif bir darbeyle ya da hic darbe olmaksızın kırılma olasılığını artırır. Osteoporozlu kişilerde ya hayatın onceki donemlerinde kemik yapımı daha az olmuştur, ya da bu bireylerde ileri yaşlarda gorulen kemik kaybı normalde beklenenden fazladır.
Osteoporozun sıklığı yaş ilerledikce artar. Başlangıcta, kırık olmadığı surece, hicbir ağrı ya da şikayet yapmadığından sinsice ilerleyebilir. Bu durumda ağrılı kırıklar ve şekil bozuklukları ile ortaya cıkabilecek sakatlık hali, yaşam kalitesinin bozulmasına, bağımsız yaşayabilme ve hareket yeteneğinin kaybına, hatta olume neden olabilir. Kalca kırığı meydana gelen yaşlıların, kırıktan sonraki 1 yıl icerisinde olme olasılığı, aynı yaştaki sağlıklılara oranla cok daha fazladır.
Osteoporoz onlenebilir mi?
Osteoporozu ve neden olabileceği olumsuzlukları bir cok vakada onlemek ya da en az duzeye indirmek mumkundur. Bazı tedaviler, kemik kaybı gelişmiş hastalarda bile umit verici olsa da esas tedavi “koruyucu tedavi”, yani kucuk yaşlardan itibaren bireylerin diyetlerinde ve yaşam bicimlerinde, kemik dokusunun artmasına ve korunmasına yonelik değişiklikleri sağlamak, menopoz gibi hızlı kayıp donemlerinde gerekli onlemleri almak ve risk altındakileri eğitmektir.
Risk altında mısınız?
Osteoporoz icin bazıları değiştirilebilir, bazıları değiştirilemez risk faktorleri vardır. Bir kişinin ne kadar cok risk faktoru varsa, osteoporoz gelişme riski de o kadar fazla olur. En onemli risk faktorleri; kadın olmak, ailede osteoporozlu kişinin olması, kısa boylu-ince yapılı olmak, beyaz tenli-acık gozlu olmak, 50 yaş uzerinde olmak, menopoz doneminde olmak, doğal veya ameliyatla yapay olarak erken menopoza girmek, kadınlarda ostrojen-erkeklerde testosteron adı verilen cinsiyet hormonlarının azlığı, duşuk kalsiyum alımı, duşuk vitamin D alımı, fiziksel aktivite ve egzersiz azlığı, uzun sureli yatağa bağımlı ve hareketsiz kalmak, bazı ilacların (kortizon, lityum, epilepsi ilacları, tiroid ve kanser ilacları, vb) kullanımı, sigara, alkol veyakafeinin aşırı tuketilmesi ve bazı hastalıklar (şeker hastalığı, tiroid veya paratiroid bezinin fazla calışması, felcler, bazı romatizmal ve hormonal hastalıklar) osteoporoza neden olabilir. Bunun dışında denge bozuklukları, gorme sorunları, norolojik hastalıklar, sakinleştiriciler duşmeye eğilimi arttırarak kırıkların gelişimini kolaylaştırabilirler.
Osteoporozun belirtileri nelerdir?
Kırıklar osteoporozun en korkulan belirtisi olsa da başlangıcta hastalarda bel ve sırt ağrıları, omurgalarda cokme kırıkları ve boyda kısalma, sırtta kamburlaşma gorulebilir. Vucutta el bileği, kaburga ve kalca kemiklerinde kırıklar gelişebilir. Yaygın inanışın aksine, yaygın ağrılarla veya kırık dışında kemik-eklem ağrıları ile osteoporozun ilişkisi yoktur.
Osteoporoz tanısı nasıl konur?
Osteoporoz tanısı hastanın ozellikle risk faktorleri acısından cok detaylı sorgulanması ile başlar. Kas-iskelet sisteminin uzman bir doktor tarafından ayrıntılı incelenmesi gerekir. Normal rontgen incelemesi ancak kemiklerin %30 kadarı kaybolduktan sonra bulgu verdiğinden başlangıcta yetersizdir. Yine de bel-sırt ağrısı yapabilecek diğer hastalıkları elemek ve varsa osteoporoza ait kırıkları gormek icin gereklidir. Erken tanı “kemik dansitometrisi” adı verilen kemik yoğunluk olcumleri ile yapılabilir. Diğer hastalıkların ayrımında ve kemik yıkım hızının tesbiti ile en uygun ilacın seciminde kan ve idrar tetkikleri de yardımcıdır.
Osteoporoz tedavisi nasıl yapılır?
Kaybolan kemik dokusunu tekrar yerine koymak oldukca zor, pahalı ve uzun zaman alan bir tedavidir. Bu nedenle risk faktorlerini belirlemek, onları değiştirmek, erken tanı ile koruyucu tedavi yapmak esastır. Tedavide yaşam tarzını daha aktif hale getirmek, doktor tarafından onerilen egzersizleri duzenli yapmak, beslenmeyi duzenlemek, yaşanılan ortamda değişiklikler yaparak duşmeleri engellemek, duzenli kontrollerle verilen tedaviye tam uyum sağlamak gerekir. Osteoporoz tedavisinde kullanılan değişik ilaclar vardır: hormon tedavisi, kalsiyum ve D vitamini, aktif D vitaminleri, kalsitonin, bisfosfonatlar, anabolik steroidler, parathormon gibi. Ancak bu ilaclar mutlaka uzman doktor kontrolunde kullanılmalı ve duzenli takip edilmelidir.
Osteoporozunuz varsa ya da korunmak istiyorsanız;
Duzenli beslenin; ozellikle kalsiyumdan zengin gıdaları bol alın, guneş ışığından faydalanın
Gunluk yaşantınızda bel ve sırtınızı korumaya yonelik onerileri uygulayın
Evinizi, işinizi, yaşam cevrenizi guvenli hale getirin, duşmeleri engelleyin
Konunun uzmanı bir doktora başvurarak tedavinizi yaptırın, duzenli aralıklarla kontrollerinizi ihmal etmeyin
Sigarayı bırakın, aşırı alkol-kahve icmeyin
UNUTMAYIN “osteoporoz onlenebilir” bir hastalıktır. Bir şeyler yapmak icin hicbir zaman cok gec değildir.