-Normal bedensel işlevi devam ettirmek icin gerekli sayıdan az
-Diğer sağlıklı insanlardan daha duşuk
Genellikle size bildirilen ikinci tanımdır; yani bir laboratuvar, normal kan değerlerini, yuzlerce hatta binlerce normal, sağlıklı insanın kırmızı kan sayımlarını olcerek ve “normal aralığı” bu grubun %95’inin değerleri olarak belirler. En yuksek ve en duşuk değerlerin oluşturduğu kalan %5lik dilim, anormal kabul edilir.


Kırmızı kan hucreleri onemlidir cunku vucut boyunca oksijeni taşırlar. Anemiyi olcmenin ve rapor etmenin birkac yolu vardır, bunlardan en yaygın olanı hemoglobinin hacmi ve konsantrasyonudur (kırmızı kan hucrelerinde oksijen taşıyan molekul).
Yetişkin kadınlar icin kırmızı kan hucrelerinin normal hacmi (hematokrit) yaklaşık %36 ile %48 arasındadır (yukarıdaki belirtiği gibi sağlıklı kadınların %95’ini temsil eder). Erkekler icin hacim biraz daha yuksektir (%40 ile %52). Cinsiyetinize ve kanı test eden laboratuvara bağlı olan birtakım değişikliklerle birlikte hemoglobinin konsantrasyonu normal olarak desilitrede 11.5 miligram (mg/dl) ile 17.5 mg’dır,
Hematokrit veya hemoglobininiz biraz duşukse anemik olduğunuz anlamına gelmez. Normal insanların test sonuclarının %95’i ‘normal aralığı’ icindedir ve değerleriniz duşuk ama normal aralık (referans aralığı da denir) icerisinde olabilir.
Ayrıca kan testi sonucu normal de olsa, daha onceki sonuclardan duşuk ise bir sorunun belirtisi olabileceğini unutmamak gerekir; bir başka deyişle sonuc normal olabilir ama duşuk olduğundan kişi ‘goreceli olarak anemik’ olabilir.
Anemi Bir Hastalık Değildir
Anemi gercekte bir hastalık değildir, bir kan testi sonucudur. Normal koşullarda kemik iliği vucudun yaşamsal organlarına, oksijen taşımaya yeterli olandan daha fazla kırmızı kan hucresi uretir. Bunlar yaklaşık dort ay dolaşımda kalır, daha sonra parcalanır ve gucsuzleştiklerinde dolaşımdan uzaklaştırılırlar.
Aneminin birkac sebebi olsa da iki ana kategori ve bazı ortak ornekler arasında şunlar vardır:
Kemik iliği, cok az hucre urettiğinde kırmızı kan hucresi uretimiyle ilgili sorunlar; orneğin demir, B12 vitamini veya folik asit eksikliği bulunur (cunku bu besinlerin her biri kırmızı hucrelerin yapımı icin gereklidir).
Kırmızı kan hucrelerinin uretimlerinden daha hızlı bozulması ve kan yıkımı ile ilgili problemler; ornekler arasında ceşitli hemolitik anemi formları bulunmaktadır.
Aneminin sebepleri hakkında duşunmenin bir başka yolu, bunları yalnız kırmızı hucrelerini etkileyen bozukluklar ve aneminin yalnızca hastalığın bir parcası olduğu koşullar olarak ayırmaktır. Orneğin ‘saf kırmızı hucre aplazisinde’ kemik iliği basitce cok az kırmızı kan hucresi yapar, ama kanamalı ulseri olan bir kişide demir eksikliği anemisi ikincil bir problemdir ve ulser tedavisi olmadan iyileşmesi mumkun değildir. Benzer şekilde, hemolitik anemi kendi kendine gelişebilir (sık sık ‘otoimmun hemolitik anemi’ diye adlandırılır cunku vucudun bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vucudun kendi kırmızı hucrelerine saldırdığı duşunulur) veya lupus gibi vucut genelinde bir hastalığın bir parcası olabilir.
Olası Anemi Semptomları
Anemi ‘belirgin’ olduğunda bitkinlik, baş ağrısı, carpıntı, nefes darlığı ve hatta kalp kriziyle sonuclanan goğus ağrısına (her ne kadar genellikle altta yatan kalp hastalığı olan insanlarda olsa da) neden olabilir. Semptomlar, herhangi bir zorluk karşısında kotuleşmeye meyillidir cunku egzersiz kaslara daha fazla oksijen gonderilmesini gerektirir. Anemi aşırı ise ve gittikce kotuleşiyorsa belirtiler dinlenme halinde bile gelişebilir ve belirtiler; nefes almada zorluk, kafa karışıklığını veya uyuşukluğu icerebilir. Anemi ana kanamaya bağlı ise yalnız kan hucrelerinin sayısında azalma olmaz aynı zamanda plazmada (kanın sıvı kısmı) da ani bir azalma olur ve bu, duşuk tansiyonla birlikte baş donmesine, hatta şok veya olume yol acabilir.
Fakat anemi hafifse bu belirtilerin veya koşulların hicbirisinin olası sebebi anemi olmayabilir. ‘Belirgin’ veya ‘hafif’ aneminin nasıl tanımlanacağı bir şekilde keyfidir. Ama coğu uzman 32 ile 35 arasında hematokrit seviyelerinin belirtilere sebep olmasının olası olmadığını; 28’den daha azının belirtilere sebep olabileceğini ve (28-32) arasında belirti geliştirmenin oldukca değişken olduğunu, yani bu hafif ve orta şiddetteki anemiye ilişkin belirtilere bazılarının sahip olacağını ve bazılarının olmayacağını kabul eder.
Kişinin anemisi orta veya ağır ise bitkinlik gibi belirtiler yalnız anemiyle değil anemiye sebep olan hastalıkla ilgili belirtiler de olabilir. Orneğin anemi, romatoid artrit (eklem ağrısı ve sertliği) veya Crohn hastalığı (ishal ve kramplı karın ağrısı) gibi iltihabi kronik hastalıkları olan insanlarda yaygındır.
Son olarak anemi, belirtilere sebep olacak kadar kotu ise belirtilerin azaltılması veya yok edilmesi kesinlikle onemlidir; ama sebebin bulunması onceliği de vardır. Aslında aneminin neden geliştiğini bulmadan anemi ile ilişkili belirtileri gidermek mumkun olmayabilir.
Hicbir Semptom Olmadığında
Hafif anemisi olan coğu insan anemi olduğunu bilmez cunku hicbir semptomları yoktur. Bitkinliğin sık sık anemiden kaynaklandığı soylenir, ama doktorlara anemi ‘belirgin’ olmadıkca belirtiye sebep olmayacağı oğretilmiştir. Aslında bitkinlik aşırı derecede yaygın ve cok az anlaşılmış bir belirtidir ve coğunlukla kan sayımları tamamen normal olan insanlarda gorulur. Bitkinlik hafif anemiye bağlı olduğunda bile anemi, cozumlendikten sonra belirtiler nadiren iyileşir.
Ama bu genel kuralların istisnaları vardır. Orneğin orta ile şiddetli anemide belirtiler o kadar yavaş gelişir ki anlaşılmazlar, en azından anemi tedavi edilene kadar. Ayrıca anemi konusunda biraz belirsizlik vardır. Internal Medicine Arşivlerinde anemi ile ilgili yakın tarihli bir incelemede kanserli, kalp krizi gecirmiş ve diyaliz goren insanların anemiyle ilişkili kesin belirtiler olmadığında bile anemileri tedavi edildiğinde (mesela kan nakli ile) kendilerini, daha iyi hissettiklerine dikkat cekilmektedir.
Sonuc
Anemi teşhisedildiğinde insanlar coğunlukla belirtilerinin, ozellikle bitkinliklerinin acıklandığını varsayarlar. Coğu vakada, belki de tamamında, bu bir efsanedir cunku anemi bitkinliğe sebep olsa da coğu bitkinliğin sebebi anemi değildir. Aslında hafif anemi nadiren bitkinliğe sebep olur; bunun kanıtı hafif anemi duzeltildiğinde bile belirtilerin genellikle surmesidir.
Vitamin veya besin eksikliği (demir gibi), kan kaybı, kırmızı hucre yıkımı ve altta yatan iltihabi durum dahil sebebin araştırılması onemli adımlardır. Tedavi aneminin şiddetine ve altta yatan sebebine bağlıdır. Her aneminin demir eksikliği sonucu olduğunu ve tum anemilerin bu belirtilere sebep olduğununu varsaymak bu yaygın durumun karmaşıklığını ve belirsizliğini gozden kacırmaktır. Bu varsayımlarda bulunan bir doktor veya hasta bitkinliğin gercek sebebini gozden kacırabilir.
Olağan dışı bir şekilde yorgunsanız değerlendirmesi icin doktorunuza başvurun, ozellikle bilinen bir sebep yoksa (mesela uykusuzluk gibi). Belirtileriniz anemik ile alakasız olabilir. Acık fikirli olun, boylece bu sık karşılaşılan sorunlar hakkındaki yaygın yanlış anlaşılmaların kurbanı olmaktan kurtulabilirsiniz.