Her ne kadar amonyağa gore daha az zehirli bir madde olsa da ure de kanda biriktiğinde olumsuzlukların yaşanmasına neden olur. Bu yuzden kandaki urenin vucuttan uzaklaştırılması gerekir. Kandaki diğer zehirli maddelerin yanında bobrekler ureyi de suzerek idrar şeklinde vucuttan uzaklaştırır ve bu şekilde urenin kanda birikerek zehirlenmeye neden olması bobrekler tarafından engellenmiş olur. Ancak bobreklerin gorevlerini tam olarak yerine getiremediği durumlarda diğer zehirli maddeler gibi ure de kandan yeterince suzulemez ve bu durumda kandaki ure oranı normal kabul edilen sınırların uzerine cıkar ve ure yuksekliği meydana gelir.


Ure Yuksekliği Neden Olur?
Kandaki ure miktarının artmasına neden olan en onemli ve en ciddi faktorlerin başında bobrek fonksiyon bozuklukları gelir. Ancak bobrek rahatsızlıklarının dışında kalp yetmezliği de kandaki urenin yukselmesine yol acar. Bu rahatsızlıkların dışında urenin proteinlerin sindirimi sonucunda ortaya cıkan amonyağın işlenmesi neticesinde oluşmasından dolayı, kandaki ure miktarını artıran diğer bir etken de aşırı protein tuketimidir. Cok uzun suren ve kontrolsuz yapılan diyetlerdeki beslenme bozuklukları da kandaki ure miktarının artırabilir. Bunun haricinde kalp krizi, bağırsak kanamaları, su ve tuz tuketimindeki dengesizlikler, yanıklar, uzun sureli yuksek ateş ve stres de ure yuksekliğine neden olan faktorler arasında sayılabilir.
Ure Yuksekliği Nasıl Anlaşılır?
Kandaki ure artışının ilk belirtilerinden biri halsizliktir. Ure yuksekliği sonucunda hasta kendisini yorgun ve bitkin hisseder. Ancak bu yorgunluk ve hastalık halinin yanında gece uykuları duzensiz olabilir. Ozellikle de hastaların bu donemde sık yaşadıkları şikÂyetlerden birisi uykuya dalmakta gucluk yaşamalarıdır.
Ure miktarının artışı kasları da etkiler. Bunun sonucunda kaslar gucsuzleşerek zayıflar. Bu da hareket kabiliyetinde ceşitli oranlarda azalmalara neden olabilir.
Kansızlık ve kansızlığa bağlı olarak ortaya cıkan uşume, baş donmesi, gozlerin kararması gibi durumlar da bu hastalığın belirtileri arasında sayılabilir.
Bircok faktorden kaynaklanabilen baş ağrısı da ure yuksekliğinin belirtilerinden birisi olarak gosterilebilir. Ozellikle diğer belirtilerle birlikte ele alındığında, başka bir sebebi yoksa baş ağrısına neden olan faktorun ure seviyesindeki artış olduğu duşunulebilir.
Ure yuksekliğinde kişinin iştahı da normale gore azalır. İştah eksikliğinin yanında ayrıca mide bulantıları ve istifra da bu rahatsızlığın ilk donemlerinde en sık gorulen belirtiler arasındadır. Hastalar ayrıca kilo kaybedebilirler. Ancak genellikle vucutta odem meydana gelmesinden dolayı kilo kaybı ilk etapta kolaylıkla fark edilmeyebilir.
Ure yuksekliğinde ağız kuruması da yaşanabilir. Ağız kuruluğunun yanında ağız icinde yanma hissi de ure yuksekliğinden kaynaklanabilir.
Solunum sistemi de ure yuksekliğinden etkilenir. Bunun sonucunda hastaların soluk alıp-vermeleri duzensiz olabilir. Ayrıca bu rahatsızlıkta hastanın nefesinde amonyak kokusu da hissedilebilir. Soluk alıp verme mekanizmasının calışmasını sağlayan diyaframın hızlı şekilde kasılmasıyla ortaya cıkan hıckırık da ure yuksekliğinin son safhalarında sıklıkla gorulen belirtilerden birisidir.
Kandaki ure miktarının oldukca yuksek olduğu durumlarda, yani hastalığın ilerlediği donemlerde solunum sisteminde zaturre gibi bazı komplikasyonlar da gelişebilir.
Kandaki ure seviyesinin ciddi boyutlara ulaşması durumunda ise şuur bulanıklıkları yaşanmaya başlar. Bu durumun sonrasında gorulen en ciddi durum ise hastanın komaya girmesidir.