Memede bir kitle tespit edilince bunun kanser mi, yoksa başka bir hastalık mı olduğu araştırılmalıdır. Şunu onemle vurgulamak gerekir ki, memede saptanan her kitle kanser değildir. Bu nedenle, memede şupheli bir kitle saptanınca, hemen korkup telaşlanmaya ve paniğe kapılmaya gerek yoktur. Memede bir kitle saptandığında, bir hekime başvurarak daha ileri tetkiklerin yapılması gereklidir

İci sıvı dolu kesecikler olan kistler, memedeki sut kanalı bezlerindeki genişlemeler sonucunda oluşuyor. Her 14 kadından birinde ve sıklıkla 40-49 yaş arasında goruluyor. Genel olarak memedeki kitlelerin yuzde 25’ini oluşturuyor. Kistlerin beşte biri 1 cm'den buyuk ve yarısı da birden fazla oluyor. Sut emziren annelerde galaktosel denen ici sutle dolu kistler gorulebiliyor.








Basit kistlerin yarısından coğu ilk yıl kaybolurken, yuzde 12’si ise 5 yıl sonra hala gorulebiliyor. Basit kistler duzgun ince cidarlı, kompleks kistler ise icinde solid (katı) kısımlar iceren, bolmeli, sıvı iceriği yoğun gorunumlu, cidarı duzgun olmayan kistlerdir.


USG/MMG’deki ele gelmeyen basit kistler ağrı vb. herhangi bir belirti vermiyorsa takip gerektirmiyor. Adetlerle ilişkili kistler buyuyup kuculebiliyor. Ele gelen veya ağrılı kistlerdeki sıvı, enjektorle boşaltılabiliyor. Bu sıvı ancak kanlı ise veya birden fazla tekrar eden kistten boşaltılmışsa tahlil icin patolojiye gonderilebiliyor. Bu işlem sonrası 3 aylık takipte kist tekrarlamıyorsa ve iceriği kanlı değilse, bu selim veya basit bir kist ozelliği taşıyor. Kist iceriği kanlı ise intrakistik kanserler gorulebileceğinden orneklerin patolojiye gonderilmesi gerekiyor. Bu nedenle şupheli durumlarda cerrahi olarak bu tur kistler cıkarılıyor. Benzer şekilde icinde solid yapılar olan kompleks kistlerde kanser gorulme ihtimali solid yapı oranı azsa yuzde 0.3, fazlaysa yuzde 23 gibi yuksek bir oranda gercekleşiyor. Bu solid komponentten biyopsi ve aspirasyon sitolojisi yapmak gerekiyor.


Kadınlarda memede en sık gorulen selim tumor turudur. Genelde 20-30 yaş arası genc kadınlarda tek bir adet goruluyor. Hastaların yuzde 10-15’inde birden fazla rastlanıyor. Fibroadenomların ucte ikisi basit fibroadenomlerdir ve ek risk faktoru yoksa (aile hikayesi gibi) meme kanseri riskini artırmaz. Kompleks fibroadenomsa ve aile hikayesi varsa meme kanseri riskini 3 kat artırdığı gozlenmiştir. 40 yaş uzeri kadınlarda, buyume hızı fazlaysa (birkac hafta icinde birden buyumuşse), 2 cm'den buyukse, meme kanseri acısından aile hikayesi mevcutsa fibroadenomların mutlaka cıkarılması gerekiyor. Ergenlik cağındaki genc kızlarda hızlı buyuyen dev fibroadenomlar (5 cm'den buyuk) gorulebiliyor. Bunların da cerrahi olarak cıkarılması gerekiyor. Bu tur hastalarda mastektomi veya plastik cerrahi operasyonlara gerek duyulmuyor. Sadece fibroadenomun cıkarıldığı operasyonlarda kozmetik olarak cok iyi sonuclar elde ediliyor.