Anadolu Sağlık Merkezi’nden Onkolojik Bilimler Koordinatoru Prof.Dr.Haluk Onat baş ve boyun kanserleri ile ilgili bilgi verdi:

Bu bolge kanserlerinin yuzde 90’ından fazlasının nedeni bilinmekte ve potansiyel olarak onlenebilir niteliktedir. ABD’de baş-boyun kanserleri tum kanserlerin yuzde 4’unu ve kanser olumlerinin yuzde 2’sini oluşturmaktadır.
Kanserden olumler incelendiğinde 100 bin kişilik populasyonda erkeklerde oral kavite ve farenks 0.1 ve larenks 2.4 olmak uzere baş-boyun kanserleri 2.5 olume neden olmaktadır. Kadınlarda ise 100 bin kişilik populasyonda baş-boyun kanserleri 0.7 olumden sorumlu bulunmuşlardır.
Larenks kanserleri erkeklerde en fazla olume neden olan kanserler sıralamasında akciğer, mide, prostat, losemi ve barsak kanserlerinin ardından altıncı sırada gelmektedir.

Belirtileri Neler?

Baş-boyun kanserlerinin yarısını larenks kanserleri ve larenks kanserlerinin yarısını da glottik kanserler oluşturur. Glottik kanserlerde de en onemli başlangıc semptomu ise ses kısıklığıdır. Ancak ses kısıklığı pek cok benign durumda ortaya cıkabilir. Bu yuzden tedaviye rağmen iki haftadan uzun suren ses kısıklığında endoskopik muayene gerekir.
Oral kavite kanserleri ise buyuk coğunlukta prekanseroz lezyonları izleyerek ortaya cıkar. Ağız icinde lokoplaki veya yara yakınmasıyla başvuran hastaların iyi bir şekilde değerlendirilmesi ile erken tanı olasıdır.
Ne yazık ki nazofarenks, orofarenks, hipofarenks ve paranazal sinus lezyonları icin aynı şeyleri soylemek olanaksızdır. Bu bolgenin tumorleri genellikle ileri evre lezyonlar olarak karşımıza cıkar.
Boyunda kitle baş-boyun kanserlerinin sık gorulen bir bulgusudur. Ozellikle, ağrısız, yavaş buyuyen, cevre dokulara gore daha sert bir kıvamı olan kitleler, baş-boyun bolgesinde olası bir kanseri duşundurur. Baş-boyun bolgesinde başlayan kanserler, vucudun başka bir bolgesine sıcramadan once, boyun bolgesindeki lenf duğumlerine yayılır ve boyunda bir yumru gozlenir. Kulakların onunde veya altındaki şişlikler tukuruk bezlerine, cene altındaki şişliklerde, dil altı ve cene altındaki tukuruk bezlerine ait bir tumorun habercisi olabilir. Bu tip yumrular; ağız, yutak, geniz, gırtlak, tiroid bezi, tukuruk bezi kanserlerinin veya kan kanserinin ilk belirtisi olabilir.
Yutak ve ilerlemiş gırtlak kanserinde, yutkunurken takıntı hissi olabilir. Yemek borusu kanserinde ise ozellikle katı gıdalara karşı yutma gucluğu ortaya cıkar.
Nazofarenks (geniz) kanserinde doktora başvurma sebebi, sadece kulakta dolgunluk hissi ve tek taraflı işitme kaybı olabilir.
Baş-boyun bolgesinde cilt kanseri de olabilir. Dudaklar, alın, yanak ve burun cildi gibi surekli guneş ışınları ile temasta olan bolgeler risk altındadır. Ciltte iyileşmeyen yaralar cilt kanserini duşundurmelidir.


Kimler Risk Altında?

Baş-boyun yassı epitel hucreli kanserli hastaların yuzde 85-95’inin tutun ve/veya alkol kullandığı bilinmektedir. Tum dunyada yaklaşık bir milyar kişinin sigara ve 600 milyon kişinin tutun ciğneme şeklinde tutun kullandıkları hesaplanmaktadır. Epidemiyolojik calışmalar gelişmiş ulkelerde tutun kullanma alışkanlığının yılda yuzde 1.5’lik duşuş, buna karşın dunya nufusunun altıda beşini oluşturan gelişmekte olan ulkelerde ise yılda yuzde 2’lik bir artış olduğu belirtilmektedir.
Baş-boyun kanserli hastaların yuzde 75’i alkol kullanmaktadır. Alkol kullanımının ozellikle farenks kanserlerinin gelişiminde daha etkili olduğu ve aşırı alkol kullanımının larenks kanseri gelişme riskini 2.5 kat artırdığı saptanmıştır. Alkol almadan sigara kullananlarda larenks kanseri gelişme riski 9.4 kat artmaktadır. Her ikisi birden bu risk ayrı ayrı kullanımlarında oluşan risk artışlarının toplamından daha fazla risk artışına sebep olmaktadır.
Diyetin baş-boyun kanserlerinin gelişmesinde rolu vardır. Yağda kızartılarak hazırlanan et, balık ve patatesle beslenme sigara ve alkolden bağımsız risk faktorudur. Meyveler, pişirilmeden yenen sebzeler, tahıl ve sut urunleri ve zeytinyağlı beslenmenin onleyici rolu vardır. Riboflavin, bakır ve cinko gibi besinlerde bulunan eser elementler baş-boyun kanserlerini onleyici ozelliklere sahiptir.

Erken Tanı İcin:

Baş-boyun bolgesi kanserlerinin erken tanı sonrası daha az yan etki ve yuksek tumor kontrolu ve sağkalım sozkonusudur. Ancak bu gune kadar etkin bir tarama yontemi geliştirilememiştir. Hastanın yakınmaları erken tanı icin onemli ip ucları verebilir. Bu yuzden insanların bilgilendirilmesi ve yakınmaları olduğunda konusunda uzman doktorlara başvurması cok onemlidir.
Ses kısıklığı 2-3 haftadan daha uzun surerse, baş-boyun bolgelerinde ağrısız buyuyen kitle mevcutsa, ciltte ozellikle guneşe dik gelen dudak, burun veya kulak gibi bolgelerde kapanmayan yaralar mevcutsa, katı yiyecekleri yerken takıntı veya zorlama varsa veya uc haftadan fazla suren boyunda veya kulağa vuran ağrı varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Eğer baş-boyun bolgesi bir şekilde iyonize ışına maruz kalmışsa periyodik kontrollerde uzman doktor tarafından baş-boyun bolgesi muayene edilmelidir.


Tedavisi:

Pek cok kanser turu icin gecerli olan; cerrahi, radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (ilac tedavisi) baş-boyun kanseri icinde gecerlidir. Baş-boyun bolgesi bircok dokunun bir arada bulunduğu bolge olduğundan cok değişik kanser turlerini burada gormek mumkundur. Bu yuzden tek tip tedavi yaklaşımı yoktur. Uc tedavi yonteminden biri veya birkacı kanserin turu, bolgesi ve yayılımına gore uygulanır. Bolgesel yayılmayı seven ve cerrahi cıkarımı mumkun olan kanserlerde (ağız ici, dudak, parotis vd.) cerrahi cıkarım gerekirken cerrahi mudahale ile kozmetik sorun veya fonksiyon kaybı oluşuyorsa veya hic cıkartılamıyorsa radyoterapi uygulanabilmektedir. Yayılım riski cok olan ve kemoterapiye duyarlı olan kanserlerde veya diğer tedavilerin etkinliğini artırmak icin kemoterapi uygulanabilir. Kombine tedavi yontemleri yan etkiyi azaltırken iyileştirme şansını artırmaktadır. Bu nedenle hastaların multidisipliner bir yaklaşımla calışan bir ekip tarafından ele alınması gerekir. Bu ekip kulak-burun-boğaz uzmanı, radyasyon onkoloğu, tıbbi onkolog, radyolog, patolog, psikiyatrist, ses rehabilitasyon uzmanı ve sosyal hizmet uzmanından oluşmalıdır. Hastaya tedavi secenekleri sunulmalı ve bu tedaviler sonucunda ortaya cıkabilecek fonksiyonel sonuclar anlatılarak goruşu alınmalıdır. Ayrıca tedavi boyunca ve sonrası bir psikiyatristin hastayı hazırlaması gereklidir.
Baş-boyun kanserleri tedavi edilebilir kanserlerdir. Diğer kanser gruplarıyla karşılaştırıldığında tedavi sonucları daha iyidir.

Korunmak İcin...

· Sigara kullanılmamalıdır. Alkol almadan sigara kullananlarda larenks kanseri gelişme riski 9.4 kat artmaktadır
· Alkol kullanılmamalıdır. Alkol kullanımının ozellikle farenks kanserlerinin gelişiminde daha etkili olduğu ve aşırı alkol kullanımının larenks kanseri gelişme riskini 2.5 kat artırdığı saptanmıştır. Her ikisi birden bu risk ayrı ayrı kullanımlarında oluşan risk artışlarının toplamından daha fazla risk artışına neden olmaktadır. Tutun ve alkol kullanılmaması ile %90’dan fazla oranda potansiyel olarak onlenebilir niteliktedir.
· Diyetin baş-boyun kanserlerinin gelişmesinde rolu vardır. Yağda kızartılarak hazırlanan et, balık ve patatesle beslenme risk faktorudur. Meyve, tahıl ve sut urunleri ve zeytinyağlı urunlerle beslenmelidir. Riboflavin, bakır ve cinko gibi besinlerde bulunan eser elementler baş-boyun kanserlerini onleyici ozelliklere sahiptir.
· Eğer baş-boyun bolgesi bir şekilde iyonize ışına maruz kalmışsa periyodik kontrollere gidilmeli ve uzman doktorlar tarafından baş-boyun bolgesi muayene edilmelidir.