Bedenimiz bizimle surekli konuşuyor. Onu dinlemeyi oğrenirsek kendimize cok buyuk iyilik yapmış oluruz. Bedeninizi dinlemek icin ona zaman ayırın. O da bizim her duşuncemizi dinliyor, her duygumuzu hissediyor. Bizim duşuncelerimize, soylediklerimize ve duygularımıza uygun tepkiler veriyor. Beden duruşumuzu, omurgamızı, yuz kırışıklıklarımızı, hormonlarımızı bile duşunce ve duygularımıza uygun şekilde ayarlıyor. Nemrut bir ihtiyar duşunun; hastalıklarla boğuşan, mızmız, kendisine de cevresine de cektiren bir ihtiyar!
Nur yuzlu bir yaşlı duşunun; sağlıklı, dinc ve hayata bağlı bir yaşlı!
Bu insanlar gencliklerinde nasıldı dersiniz?
Siz yaşlandığınızda hangisi olacağınızı duşunuyorsunuz?
Hastalıklar, ruhumuzun ve bedenimizin, onlara gosterdiğimiz saygısızlığa bir isyanıdır. Hastalıklar, yaptığımız bir şeyin bizim icin iyi olmadığını soyleyen bedenimizin dilidir.
Hastalıklar, sağlıklı olmayan duşunce kalıplarımızın, duygularımızın, inanclarımızın, yaşam ve beslenme bicimimizin değiştirilerek yeniden yapılanmamızı, kendi doğamıza donmemizi sağlayan birer metafordur.
Hastalıklarımız, bize kim ve ne olduğumuzu yeniden tanımlama ve tanıma şansı verir. Derine gomulmuş duygusal incinmelerimizin etrafında oluşturduğumuz sahte kimliklerimizi ve sağlıksız alışkanlıklarımızı sorgulayarak rahatlık alanımızdan cıkmaya teşvik eder ve onlardan ozgurleşmemizi sağlar.
Hayatınız birbirinden bağımsız olayların oluşturduğu bir tesadufler zinciri değildir. Sağlık ya da hastalık da bir şans, bir tesaduf değildir. Sağlıklı beslenen, hareket eden, uyku duzenine dikkat eden, olumlu duşunen, amacı olan ve amaclarını gercekleştirmek icin yaratıcılığını kullanan, caba gosteren, uretken, canlı bir insanla, abur cuburla beslenen, TV karşısında pinekleyen, hareketsiz, tekduze yaşayan, tek amacı hayatını idame ettirmek olan, surekli hayatından ve koşullarından şikÂyet eden ofke dolu bir insanın sağlığı bir olur mu?
Tum hastalıkların nedeni, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutumuzda dengenin olmamasıdır.
Cocuğunuz hastalandığında ona sevgi ve şefkatle yaklaşır, onunla konuşur, ilgilenir, iyileşmesi icin elinizden geleni yapar ve onu sevdiğinizi soylersiniz değil mi?
Bedeniniz hastalığında tıpkı cocuğunuz gibi sizden ilgi ve sevgi bekliyor. Onunla konuşmanızı istiyor. Elinizden gelen ihtimamı gostermenizi bekliyor.
Doğumumuzdan itibaren hayat deneyimlerimizin depolandığı bilincaltında, bizi zihinsel, duygusal ve fiziksel boyutta etkileyen bircok program (bilincaltı kasetleri) vardır. Bu programların ne olduğunun (bilincli olarak) farkında olmayız. Ama hayatımızı otomatik olarak bu programlar doğrultusunda yaşarız. Bu programların bazıları bize zarar verir, surekli aynı sorunları ya da hastalıkları tekrar tekrar yaşamamıza neden olur, gercek benliğimizin ortaya cıkmasını bloke eder, gucumuzu zayıflatır ve olabileceğimizin en iyi versiyonu olmamızı engeller.
Bircoğumuz hayatımız boyunca değişik hastalıklarla ve sorunlarla mucadele ederiz.
Psiko Kinesiyoloji (PiKi) teknikleri ile hastalıklarımızın ve sorunlarımızın temelinde yatan bilincaltı programlarından ozgurleşerek, bedenimizin iyileşme surecini hızlandırabiliriz. Bunlar, uzun yıllardır boğuştuğunuz ve ustesinden gelmek icin her yolu denediğiniz sorunlar ya da hastalıklar olsa bile.
PiKi, bireylere uygulanabilen, gruplara oğretilebilen, kolaylıkla hayata gecirilebilen bir sistemdir. Bu sistemden mumkun olduğu kadar cok insanın yararlanması, kendisine ve sevdiklerine uygulaması icin, Turkiye’nin dort bir yanında PiKi danışmanları ve eğitmenleri olmasını hedefliyorum.
İnsanlara yararlı olmak ve iclerindeki gucu kendi yararlarına nasıl kullanabileceklerini hatırlatmak, sonucları almalarını gormek harika bir doyum.
(Alıntıdır-TB)
Piki ve Bedenin bilgelii
Psikoloji, Ruh Sağlığı0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Psikoloji, Ruh Sağlığı
- Piki ve Bedenin bilgelii