Merhabalar oncelikle bu yazı cook uzun olacak şu anda gecenin 3 u ve 2 saattir yatakta donup durmanın ardından her gece olduğu gibi başarısız bir uyku denemesi ve ben yine ayakta..Şimdi aşağıda yazacaklarımı kimse eleştiri gozuyle okumasın..Cunku şu an eleştiri gozuyle yazılacak her bi yorum zaten can cekişen aklıma yeni bir darbe vuracak...Keşke bana yardımcı olabilseydiniz.biliyorum hicbir faydanız dokunmayacak belki coğunuz bu yazının başından sıkılacak sonuna kadar okuyamayacak..Ama ben icimi dokmek istiyorum sadece.
Hayatımı yaşadıklarımı bugune kadar soylemek isteyipte soyleyemediğim herşeyi burda paylaşmak istiyorum..19 yaşındayım.Annemle birlikte yaşıyoruz birde abim var istanbulda polis.Biz aksaraydayız..Aksaray cok gelişmiş bir şehir değil henuz yeni yeni ayağa kalkmaya calışan bir il..Bundan 25 yıl once annem mustakil taş evlerinde yoksulluk ve o yoksulluğa rağmen cocukluğun verdiği neşeyle hicbirşeyden habersiz..Henuz 13 yaşında.Ve bir adam istemeye geliyor..Annemi veriyorlar ve annem istanbula doğru 13 yaşında bir gelin olarak yola cıkıyor..Eşi 40 yaşında.Ve 2 cocuğu var..Yoksulluk olunca kim olursa olsun verelim kızı diye duşunuluyor sanırım..Annemin yinede guzel bir evliliği oluyor ki bu yaşta guzel olup olmadığını nasıl anlayabiliyor onuda anlamış değilim ya neyse..Birde cocuk..14 yaşında anne..Eşi 15 yaşına geldiğinde kalp krizi geciriyor ve vefat ediyor..Annem bir tane de cocukla 15 yaşında tekrar baba evinde..17 yaşına geldiğinde bir başka adam geliyor ve istiyor..Bu adam almanyada yaşıyor aslında annemide oraya goturecek.Neyse buna da veriliyor annem..Ve bu seferde almanya yolcusu..Eşi orda alman bir kadınla zaten evli cıkıyor ve resmi nikah kıyılamıyor.imam nikahıyla devam...1 yıl sonra bir cocuk..ve eşi karnında o cocukla birlikte cahil 18lik bir 'kadını' ben sizi tekrar getireceğim vaadiyle yolluyor turkiyeye...Benim dunyada ki maceramda tam bu sıralarda başlıyor işte

Babamı annemin karnından ucakta el salladığım o gunden beri hic gormedim

Aslında cocukluğum cok guzeldi herşey cok şahane hiperaktifmişimde cokta neşeliymişim..Biz anneannemlerden ben 6. sınıfa gectiğimde ayrıldık kiraya gectik annem halk eğitim kursunda falan birşeyler oğrenmiş sonrada orada oğretmen olmuş o maaşla gecim..6. sınıfta yeni bir okula geldim ve o sıra hic hesapta olmayan babam bir anda oraya cıktı ama nasıl ? Telefonla...ne oldu hala anlayabilmiş değilim ancak seni almanyaya getireceğim falan dedi o sıralar calışkandım.Ama bunu duyunca bya boşverdim herşeyi..Sonra babam 2. bir kalleşlikle o hiperaktif cocuğa o hayat dolu cocuğa yaşayacağı ilk buyuk darbeyi vurdu..Bende bu olaydan sonra cok buyuk hasarlar cıktı..Vitiligo hastalığı cıktı şimdilerde hayatımı zehir edeceğini bilsem o zamanlar belki herşey başka olurdu..cocuk aklıyla dunyaya veda etmek şimdiki kadar zor olmazdı diye duşunuyorum..Vitiligoyu bilirsiniz deri renk değiştirir beyazlar..ve stres oldukca dahada hızla beyazlar..beyazladıkca stres artar ..stres arttıkca beyazlar .. beyazladıkca daha daha daha...işte boyle bir hastalık.Neyse 6. sınıfı atlattık 7. sınıfta okulda bambaşka bir ben vardı..Hocalarım falan cok severdi beni ama ben cok değişmiştim..hepsi ne olduğunu neden boyle değiştiğimi falan sormaya başladılar..ortaokul bittiğinde ben zar zorda olsa kendimi toparlamış ve o zamanın LGS sınavı olan liselere giriş sınavında Aksaray Anadolu Oğretmen Lisesin'ni kazanmıştım...Velhasıl lise bitti oyle ya da boyle..Ve gecen sene muhendislik kazanmıştım ama duşunmem gereken 2 kişi daha vardı.o yuzden bir yıl daha kaldım ve bu sene TIP fakultesine puanım yetiyo henuz tercihimide teslim etmedim...Bu puanı almadan once Allah'ım cok yeni bi hayat cok başka annemle abimle daha huzurlu bi hayat..Şu tıpı bi kazanıyım tum dertlerim bitecek derdim..Tıp fakultesine puanım yetiyor.Ama ben sanki sınavda sonncu olmuş kadar mutsuzum.Mutlu olamıyorum..Hedefime ulaştım ancak bunu kutlayamıyorum...Arkadaşlarım sınıfca buluşuyo eski arkadaşlar olarak ama ben gidemiyorum hep evdeyim cunku vitiligo yuzunden guneşe cıkamıyorum cıksamda uzun sure kalamıyorum.Kendime cok fazla sorun uretiyorum...Tıp fakultesini kazanan bir insan ne yapar bayram eder.ama ben sanki yarın olecek gibiyim..gulemiyorum.ağlayamıyorum.duşunebiliyor musunuz ağlayamıyorum.Allah'ım eriyip bitiyorum evden cıkamıyorum arkadaşlarımla doyasıya gezemiyorum.Ama ağlayamıyorum.İcim yanıyo ama gozumden yaş gelmiyo.Olup bitiyorum cıkıp haykırmak istiyorum ama yalnızlıktan onu yapmaya bile hak bulamıyorum kendimde.Yatıyorum yatağa.Allahım sanki dunya uzerime cokmuş gibi.kafamı sıktırıyolar sanki birşeyle.Dolu boşaltamıyorum.Babam yok babamı değil ama babayı ozluyorum.Annemin bu cokuşunu dertlerden bitişini izlemek istemiyorum..Uyumak istiyorum yattım mı 1 yıl kimse dokunmasın istiyorum..Yatıyorum 12 de 4e 5 e kadar uyuyamıyorum.Kalkıyorum kitap okuyorum uykum geliyo.Yattığım an aklıma hayat geliyo.hayatla baş edemiyorum.Cok yalnızım en yakın dostumla bile goruşmek istemiyorum.cunku o universiteye gidip geldi ve beni son gorduğunden bu yana elim yuzum heryerim dahada beyazladı coktum zayıfladım.Cok başka bişey oldum..GULMEYİ OZLEDİM biliyomusunuz..Gulerken yapmacık guluyorum.cok mutlu edecek bişey oldu mutlu olmalıyım.ama yok icimden mutluluk gelmiyo.sadece ağlamak geliyo ama ağlayamıyorumda.şimdi tercihimi yapacam bir universite gelecek gidecem.Ama orda ilk kayıt olmaya gittiğimde herkes bana bakacak herkes beyazlayan yuzume ellerime bakacak.belki kotu niyetli değil , ama herkes merakla izleyecek beni.Her zaman olduğu gibi universiteye de 1-0 geriden başlayacam.Ben nasıl mutlu olacam Allah'ım bana yardım et.ne istesem veriyosun ama hicbiri gorunmuyo gozume.hep yeni bi dert buluyorum.dert bulamasam vitiligoyu duşunup duruyorum.Benim gibi mutluluğa hasret biri var mı bilmiyorum.Ama ben cocukluğumdaki o dertsiz tasasız gunlerimi mutlu gunlerimi ozluyorum.