Kanser seni yenebilirim...

Kanser 200'den fazla turde olan bir hastalık grubu olup, kontrolsuz coğalan ve yayılan anormal hucreler şeklinde tanımlanır. Kanserin gorulme sıklığını iki temel faktor etkiler. Bunlar kalıtımsal faktorler ve cevresel faktorlerdir. Kalıtımsal faktorler, ailemizden aldığımız genetik mikrastır ve değişmesi mumkun değildir. Cevresel faktorler ise, sigara icimi, sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği, obezite, belirli bazı enfeksiyona neden olan organizmalar, bazı ilac tedavileri, guneş ışınları, besinlerin icerisinde bulunan kanser yapıcı maddeler, calışma alanlarında bulunabilecek kanser yapıcı oğeler ve soluduğumuz havada, ictiğimiz suda ve besinlerimizin temelini oluşturan toprakta bulunabilecek kanser yapıcı ajanlardır. Bu nedenle kanseri bir alın yazısı olarak gormek doğru değildir.Anadolu Sağlık Merkezi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Cağatay Demir'in verdiği bilgilere gore; kanser oluşumunda beslenmenin cok onemli bir faktor olduğunun anlaşılması uzerine bilim adamları bitkilerde bulunan bir takım maddeler uzerine daha cok calışmalar yapmıştır. Bu calışmalar neticesinde "fitokimyasal" terimi ortaya cıkmıştır. Fitokimyasal terimi, bitkisel besinler tarafından uretilen cok ceşitli bileşiklerden ileri gelmektedir. Fito Yunanca'da bitki anlamına gelmektedir, kimyasal ise bitkilerde doğal olarak oluşan kimyasal bileşikleri belirtmektedir. Bu bileşikler meyvelerde, sebzelerde, fasulyede, tahıllarda ve diğer bitkilerde bulunmaktadır. Cok ceşitli fitokimyasal iceren sebze ve meyvelerin tuketimi arttırılarak kanser riskinin yuzde 30 ila yuzde 40 oranında azaltılabileceğ i bilimadamları tarafından bulunmuştur. Fitokimyasalları n ceşitli mekanizmalarla kanser oluşturan hucreleri etkisiz hale getirdiği bilinmektedir. Butun meyve, sebze ve baklagiller fitokimyasal icerdiği icin bu maddeleri vucuda almakta oldukca basittir. Ornek olarak havuc 100'den fazla fitokimyasal icerir. Fitokimyasalları n 8 binden fazla olduğu bilinmekte olup, gunumuzde bunların 150 kadarı uzerinde calışmalar yapılmıştır. İşte kansere karşı savaşta birkac etkili besin.

Domatesin Gucu

Antikanserojen aktivite gosteren karotenoidlerden biri olan likopen, domateste bulunan vitamin A benzeri bir bileşik olup prostat, meme ve akciğer gibi bazı kanser turlerinde kanser riskini azalttığı yonunde araştırmalar mevcuttur. Likopenin antikansorejen etkiyi antioksidan ozelliği ile yerine getirdiği duşunulmektedir. Son yıllarda 47.000 kişi uzerinde yapılan bir calışmada, domates ve urunlerini haftada 10 porsiyon ve daha fazlasını tuketenlerde prostat kanser riskinin %35 oranında azaldığı kanıtlanmıştır. 1994 yılında İtalya'da yapılan bir araştırmada yuksek miktarda domates tuketiminin sindirim sistemi kanser riskini duşurduğu bildirilmiştir. Likopenin en iyi kaynağı domatesten yapılmış urunlerdir. Likopen, işlenmiş domates urunlerinin (salca, ketcap, domates corbası vs.) yağ ile birlikte tuketilmesiyle, vucut tarafından ciğ domatese gore daha iyi kullanılır. Ceşitli araştırmalarla kanıtlanan bu ozellik, likopenin yağda eriyen bir besin oğesi olmasından ve domateste Trans formunda bulunan likopenin pişirme veya benzeri işlemler sırasında cis formuna donmesinden kaynaklandığı duşunulmektedir. Likopen karpuz, greyfurt ve kayısı gibi kırmızı meyve ve sebzelerde de bulunur.

Karoten Zengini Mandalina

Yapılan ceşitli araştırmalar sonucu, mandalinada bulunan ve ona turuncu rengini veren karoten maddesinin sağlık uzerine bircok olumlu etkisi ortaya kondu. Japonya'da yapılan iki farklı calışmaya gore karoten deposu olan mandalinanın, kansere yakalanma riskinin azalttığı azalttığı bulundu. Mandalinanın bunun yanında karaciğer hastalıkları, damar sertliği ve şeker hastalığı riskini azalttığı, mandalina suyu icen hepatit hastalarının ise karaciğer kanserine yakalanmadıkları tespit edildi.

Brokoli, Karnabahar, Lahana ve Bruksel Lahanası

Bu gruptaki besinlerin yapısı oldukca karmaşık olduğu icin, yapılarında bulunan kanser onleyen bileşikler veya bileşik toplulukları tam olarak acıklanamamaktadı r. Kanser turleri arasında ucuncu sırada gorulme sıklığıyla kolon kanseri ve Amerika'da yaşam boyunca her 6 erkekten birinde gorulen prostat kanseri riskini azaltan bu besinler, yuksek oranda C vitamini, beta-karoten, lif, kalsiyum, folik asit ve bircok fitokimyasal madde icerirler. Bu besinlerin yapısında bulunan bileşikler DNA zedelenmesini baskılayan veya bloke Eden enzimleri tetikler, tumor buyukluğunu ve ostrojen benzeri hormonların etkinliğini azaltır.

Gecmiş Yılların İlacı, Sarımsak

Sarımsak yuksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kukurt, cinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile AZ miktarda DA kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini icerir. Sarımsağa karakteristik kokusunu veren ve biyolojik aktivitesinin coğunu sağlayan icindeki allisin, allilik sulfitler gibi organik kukurtlu bileşiklerdir. Soğan ve sarımsakta bulunan bu maddeler karsinojenlerin atılımını arttırır ve tumor hucre coğalmasını baskılayan enzimleri uyarırlar. Ayrıca sarımsağın antibakteriyel olduğu bilinmektedir.

Sarımsağın bir başka bilinen ozelliği ise midede bulunan Helikobakter Pilori adlı bakterinin uremesini onleyerek, bu bakterinin midedeki miktarını azaltmaktır. Bu bakteri mide kanseri ile ilişkilendirildiğ i icin, sarımsak dolaylı yoldan mide kanserinden de koruyabileceğ i konusunda veriler bulunmaktadır. Cin'de geniş bir grupta yurutulen bir calışmada, soğan ve sarımsak tuketimi ile mide kanseri gelişme riski arasında ters bir ilişki bulunmuştur. Kırk bin menopoza girmiş kadında yapılan bir calışmada sarımsak tuketiminin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir. İtalya ve İsvicre'de yapılan araştırmalara gore soğan ve sarımsak tuketen yaşlı yetişkinlerin, barsak, yumurtalık, gırtlak ve bobrek gibi bazı kanser turlerine yakalanma risklerinin en duşuk seviyede olduğu bildirilmiştir.

Sarımsaktan en iyi şekilde faydalanmanın yolu, ciğ olarak doğrayıp tuketmektir. Sarımsağa uygulanan pişirme dahil ceşitli işlemler, sarımsağın sağlık icin yararlı aktivitesini engellemektedir.

Antioksidan Deposu Uzum

İnsan vucudunda meydana gelen birtakım olaylar sonucunda serbest radikaller oluşur. Serbest radikaller ise hucre hasarına neden olarak kanser gibi pek cok rahatsızlığın ortaya cıkmasına neden olurlar. Orneğin hucrenin yapısını oluşturan lipitleri etkileyerek, hucre zarını zedeleyebilir ve neticesinde hucrenin yapı ve butunluğunde bozulmalar meydana gelebilir. Ayrıca bir nukleik asit olan ve genetik bilgi taşıyan DNA molekulune zarar vererek genlerde bozulmalara neden olabilirler. Serbest radikallerin bu gibi etkileri başta kanser olmak uzere, kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi cok ciddi hastalıkların ortaya cıkmasına neden olur.

Uzum icerdiği flavonoid bileşenlere bağlı olarak potansiyel antioksidan (serbest radikalleri etkisiz hale getiren) etkinlik gosterir, bu ozelliği nedeniyle plazma antioksidan kapasiteyi yukselterek oksidasyona bağlı DNA hasarını ve hucrelere zarar veren bileşenlerin duzeyini azaltır. Yapılan calışmalar uzumun bu etkisinden dolayı başta kanser olmak uzere bir cok hastalığın oluşumunu onlediğini gostermiştir.

Doğal Ostrojen Hormonu Soya

Soya ve soya urunleri fitoostrojen kaynakları olup bu besinler insan vucudunda uretilen doğal ostrojen hormonu gibi davranır. Bu bileşiklerin ostrojenik etkisi zayıf olmakla beraber, insan vucudunda hem ostrojenik aktivite yaparlar, hem de doğal ostrojen etkilerini baskılayıcı etki gosterirler. Menopoz sonrası kemik erimesinin temel nedeni ostrojen eksikliğidir. Ozellikle menopoz sonrası kadınlarda fitoostrojenik etki gosteren soya urunleri onem taşır.

Fitoostrojenler ozellikle hormon bağımlı olan kanserleri kontrol ve onlenmesinde rol oynarlar. Meme kanseri, testis ve prostat kanseri gibi ostrojen ilişkili kanserler fitoostrojen alımının yuksek olduğu ulkelerde daha duşuk oranlarda gorulmektedir.

Soyanın kanserden koruyucu etkisinin yanı sıra, kemik erimesi, diyabet, bobrek hastalığı, menopoz semptomları, kolesterol ve kardiyovaskuler hastalıklar uzerine olumlu etki gosterdiği bircok calışma ile desteklenmiştir.

Soyafasulyesi diğer bitkisel kaynaklı besinlere gore daha yuksek protein icermesinden dolayı, doymuş yağlardan zengin et urunleri yerine tuketilmesi oldukca sağlıklı bir tercihtir. Soya sutu ve tofu da gunluk beslenmede yer verilmesi gereken besinlerdir.

Kanser Hucrelerinin Buyumesini Engelleyen Yeşil Cay

Yeşil ve siyah cay, Camellia Sinensis bitkisinin yapraklarından elde edilir. Yeşil cay, siyah cayla aynı bitkiden elde edilmesine rağmen; aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden kaynaklanır. Siyah cay kurutulurken oksijenle tepkimeye girerken yeşil cayda bu işeleme izin verilemez, dolayısıyla icerisindeki antioksidan maddelerin azalmasına karşı korunmuş olur. Her iki cayda da kafein bulunur, ancak yeşil caydaki kafein oranı daha duşuktur.

Cinliler sağlık durumlarını geliştirmek icin yaklaşık 3.000 yıldır yeşil cay icmekteler. Yeşil cay ozellikle Japonya ve Cin gibi Asya bolgelerinde tuketilmekte olup, sağlık uzerine olumlu etkieri ortaya cıktığından beri batı ulkelerinde de populerlik kazanmıştır.

Caydaki antioksidan polifenolik bileşikler kanser ve kardiyovaskuler hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir. Cayda bulunan temel antioksidan madde kateşindir. Bu bileşik, kanser hucrelerinin buyumesi icin gerekli olan enzimi bloke ederek kanser hucrelerinin buyumesini onler. Japon kadınlarda gunde beş bardak ya da daha cok cay icilmesinin evre I ve II meme kanseri tekrarını azalttığı gostermiştir. Bazı araştırmalar ise yeşil cayın prostat, mide ve yemek borusu kanser riskini azalttığını belgelemiştir.

Kanserden Yuzde 75-80 Oranında Korunmak İcin...

· Gunde en az 5 porsiyon ceşitli renkte meyve ve sebze tuketin.

· Sağlıklı kilonuzu surdurebilmek icin kalorisi duşuk yiyecek ve icecekler tercih edin.

· İşlenmiş tahıl urunleri yerine, tam tahıllı urunleri tercih edin.

· Kırmızı et tuketimini sınırlandırın, işlenmiş et urunleri (sucuk, salam, sosis, hazır kofte vs.) tuketmeyin.

· Sigara icmeyin.

· Haftada 5 gun en az 30 dakikalık orta derecede fiziksel aktivite yapın.

· Sağlıklı kilonuzu hayatınız boyunca surdurun


umut ediorum ve yenicem:1rolleyes: