Kalp kasının ihtiyacı olan oksijenin sağlanamamasına bağlı olarak ortaya cıkan, tekrarlayıcı iskemi ve (miyokart nekrozu gelişmeden oluşan) miyokart disfonksiyonu nedeniyle olan, dinlenmekle veya nitratlar gibi anti iskemik ajanlarla gecen rahatsızlık duygusu veya ağrılara angina pectoris denir.

Tipik angina psikolojik veya bedensel streslerde oluşan kısa sureli (30 saniye ile 15 dakika arasında suren) goğus kafesi altında bir rahatsızlık hissi, baskı veya ağırlık varmış gibi bir duygu ya da goğsun icinde sıkışma şeklinde bir ağrı gibi yakınmalarla gorulen ve goğuse, sol kola (ulnar kenara), omuzlara, ceneye ve boyuna, ayrıca epigastrik bolgeye yayılımı olabilen yakınmalardır. Sıklıkla beraberinde nefes darlığı, goz kararması veya bulantı gibi yakınmalar da olur. Angina visseral bir ağrı olduğu icin hastaların anginayı net bir şekilde tanımlamaları ve tam olarak lokalize etmeleri beklenemez. (Orneğin parmaklarıyla işte tam şu nokta diyemezler). Angina pectoris ceşitli şekillerde gorulur:

Ağrı tipleri:

Stabil angina:
Efor esnasında belli bir sure sonra oluşur ve en az 2 aydan beri herhangi bir ilerleme veya kotuleşme gostermemiş olan anginadır. Herhangi bir efora başlarken oluşan anginanın, efora dinlenmekle hafifler veya kaybolur. Bu tip anginada, anginanın azalmasında iskemik bolgeden vasodilator metabolitlerin salınımının rol oynadığı bildirilmiştir.Stabil angina pectoriste, koroner yetmezliğe yol acan sabit bir lezyon (arteryel darlık) vardır. Bu nedenle kalp kasının metabolik ihtiyacları arttığında yeterli kanlanma sağlanmaz ve angina ortaya cıkar.

Kararsız angina:İlk kez olan veya son 2 ay icinde başlayan ya da şiddeti, suresi ve sıklığı artan veyahut istirahatte de olan, gecmesi icin giderek daha fazla ilac gereken butun anginal yakınmalar karasız anginadır. Stabil anginada sabit bir koroner lezyon varken burada miyokardın kanlanmasını akut olarak azaltan ilave bir durum ortaya cıkmaktadır. Coğunlukla aterom plağının uzerindeki endotelin disfonksiyonuna veya kaybına (endotel lezyonu) (kararsız plak- rupture plak) bağlı olarak vasospazm ve tam okluzyon yapmayan intravaskuler bir trombus formasyonu vardır. Yıllık mortalitesinin %18-20 olduğu bildirilmiştir.

Prinzmetal Sendrom (Varyant angina):
Anginayla birlikte EKG’de ST elevasyonu olur ve kısa surede herhangi bir enzim yukselmesi olmadan ve Q dalgası gelişmeden gecer. Esas neden koroner spazmdır. Hastaların hemen tamamına yakınında koroner ateroskleroz vardır.
Angina pectoris ile karışan ağrılar: (Angina decubitus -Gece anginası): Uykuda ortaya cıkan angina veya nefes darlığı atakları şeklindedir. Ayırıcı tanısında boyun ve torakal vertebralarının spondilartrozunu duşunmek gerekir (24 saatlik holter-EKG tanıda yardımcı olabilir).

Kanada Kalp-Damar Derneği Angina Pectoris Sınıflaması
Klas 1: Aşırı uzun sureli, hızlı veya zorlayıcı aktivitelerde veya durumlarda anginal yakınmalar ortaya cıkmaktadır.
Klas 2: Alışılmış aktiviteleri yaparken hafif sınırlanmalara neden olabilen anginal yakınmalar varsa Klas 2 angina vardır. Buna ornek olarak hızlı yurume, merdivenleri hızlı cıkma, yokuş cıkma veya yemek sonrası yurume, soğukta veya ruzgara karşı yurume ya da emosyonel gerilimlerin altında yakınmaların oluşması gosterilebilir. Bu hastalar normalde 2 bloktan fazla duz yol yuruyebilir, iki kattan daha fazla merdiveni rahatlıkla cıkabilirler.
Klas 3: Alışılmış gunluk aktivitelerde belirgin bir kısıtlanma vardır. Ancak 2 blok kadar duz yol yuruyebilir veya bir kat merdiven cıkabilirler.
Klas 4: Anginal yakınmaları olmadan herhangi bir iş yapamazlar. Hatta istirahatte dahi şikayetleri olabilir.

Teşhis aracları

EKG
Anginada, hastaların %25-30’unda istirahat EKG’lerinin tamamen normal olduğu bildirilmiştir. Geri kalan hastalarda da daha onceden gecirilmiş miyokart infaktusune ait bulgular veya ileti bozuklukları (atriyoventrikuler bloklar, dal blokları, gibi...), sol ventrikul hipertrofisine ait değişiklikler veya ozgun olmayan ST-T değişiklikleri izlenir.

Treadmill testi (Eforlu EKG)
Tanın konması, hastalığın ağırlık derecesinin belirlenmesi, prognozun tayini, tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi ve hastalığın progresyonunun takibi icin kullanılmaktadır. Bu testte, kalp hızı, kan basıncı ve EKG monitorizasyonu yapılarak hastaya efor yaptırılır. Amac miyokartta oluşabilecek gecici iskemi bulgularının saptanmasıdır. Ancak relatif olarak riskli bir test olduğu icin, test yapılacağı zaman oluşabilecek her turlu akut kardiyak olaya karşı gerekli tedbirler alınmış olmalıdır.
Maksimal efor testinin kritik koroner arter stenozu olanlarda sensitivitesi %80-85’dir. Submaksimal efor testi yapılanlarda yalancı negatiflik oranı ise %15 civarında daha fazladır. Bu nedenle efor testinin negatif olmasının koroner arter hastalığını ekarte ettiremeyeceği unutulmamalıdır.