Temiz olmak iyidir elbette; mis kokan nevresimler, kar beyazı camaşırlar, ışıldayan musluk başları... Duzenli olmak da oyle; her şeyin yerli yerinde olduğu tertipli bir evde yaşamak aile bireyleri icin daha huzur vericidir. Ancak duzenli ve temiz bir eve sahip olmak icin odenen bedel nedir? Temizliğin, ihtiyac olduğu icin mi yoksa takıntıya donuştuğu icin mi yapıldığını nasıl anlarız?

Akrabalık ve komşuluk ilişkileri bozulabiliyor

Cocukluğunda ofkesini, uzuntusunu hatta sevincini belli etmemesinin daha iyi olacağını soyleyen anne–babalar tarafından yetiştirilmiş kadınlar, şayet duygularını ifade edecek herhangi bir uğraşa sahip değillerse, temizlik yaparak rahatlıyorlar. Psikiyatrist Bahadır Bakım, halk arasında ‘titiz’ olarak tanımlanan bu kadınların aslında ‘gizli depresyon’un pencesinde olduğunu soyluyor. Psikiyatrist Bakım’a gore; hastalık derecesinde titiz olan ve temizliği hayatının odağına yerleştiren kadın, eşi ve cocuklarına yeterince zaman ayıramadığı gibi, evi dağıtırlar ve kirletirler kaygısıyla onlara baskı yapmaya da başlıyor. Gunde birkac kez toz alan, yerleri silen, evdeki her objeyi banyoda deterjanla yıkayan kadınların akrabalık ve komşuluk ilişkileri de bozuluyor. Hayatı sadece temizlik yapabildikleri surece yaşanılır ve anlamlı bulan bu kadınlar, ev kirlenir kaygısıyla misafir kabul etmedikleri gibi, kirli bir eve tahammul edemedikleri icin misafirliğe de gitmiyorlar. İnsanları genelde pasaklı ve temiz olarak iki kategoriye ayırıyor ve kendileri gibi titiz olan kadınlarla ‘temizlik’ uzerine saatlerce konuşabiliyorlar. Yaşadıkları hayat, cocuklarını yıkamak, evi temizlemek ve gunluk ev işlerini yapmak dışında bir fiziksel ya da zihinsel faaliyete izin vermediği icin uzerinde konuşacak başkaca bir konuları da olmuyor zaten. Kitap okumak, hayır işlerinde calışmak, faydalı sohbetlerin yapıldığı gruplar icerisinde yer almak gibi etkinliklerden uzak duşen titiz kadınların bircoğu hemen her ev hanımının ilgilendiği dantel, oya, orgu, dikiş ve nakış gibi zaman isteyen ve kimi zaman evi kirleten işlere de pek yanaşmıyor.

Takıntıyla depresyon yan yana gidiyor

Temizliğe aşırı duşkunluk coğu zaman obsesif ve kompulsif bir bozukluktan kaynaklanıyor. Kimi kadınlar zihinlerinden bir turlu uzaklaştıramadıkları “hastalık bulaşacağı saplantısı’’na karşı surekli yıkanma ve temizlenme davranışı geliştiriyor. Psikiyatrist Bahadır Bakım, sıkıntı veren, icsel kirlilik duygularından kurtulmak icin aşırı temizlik faaliyetinde bulunan bircok kadının, sırf uzun suren seremoniler yuzunden sadece sosyal hayatlarında değil cinsel yaşamlarında da sıkıntıya duştuklerini soyluyor. Takıntılı kişileri genellikle duygularını acığa vurmayan sıkıntılı insanlar olarak tanımlayan Psikiyatrist Bakım, “Sorunlarını ne konuşarak, ne bağırarak ne de ağlayarak dile getirirler. Onun yerine ‘kotu bir şey’ olacağı kaygısıyla, el yıkama, ocağı, utuyu sık sık kontrol etme gibi tekrarlanan davranışlar geliştirirler.” diyor. Obsesif–kompulsif bozuklukla depresyon coğunlukla yan yana yuruyor ve birbirini tetikliyor. Titizlik hastası kadınlar kendilerine, cocuklarına, eşlerine ve yakınlarına rahatsızlık verdiklerinin farkına varıp da bu davranışı terk edemediklerinde depresyona girebiliyor.

Cocuklar da etkileniyor

Titiz kadınların cocukları yetişkin bireyler olduklarında ya anneleri gibi titiz oluyor, ya da baskıdan bunaldıkları icin dağınıklığı tercih ediyorlar. Psikiyatrist Bakım, annelerine benzemeye calışan kız cocuklarının titizliği secmesini daha muhtemel goruyor. Eşlerinin davranışından şikayet eden babalarını ornek alan erkek cocuklar ise coğunlukla temizliğe karşı tavır alıyor, ya da baskıyla buyumekten dolayı onlenemeyen ofke nobetleri geciriyorlar. Titiz annelerin cocukları 0-6 gibi onemli bir yaş diliminde verilmesi gereken anne eğitiminden de mahrum buyuyor. Cocuklarına sık sık banyo yaptıran, yerlere dokmemesi icin yemeklerini kendi eliyle yediren, oyuncaklarıyla oynamalarına izin vermeyen takıntılı anneler, tum zamanlarını temizliğe ayırdıkları icin, parka gitmek, kitap okumak, evcilik oynamak gibi cocuğun duygusal ve zihinsel dunyasını geliştirecek etkinliklere de vakit bulamıyorlar. Ancak ‘titizlik’ ister gizli bir depresyonun isterse obsesif-kompulsif bozukluğun belirtisi olsun, bir ilac ve terapi desteğiyle normal bir hayata kavuşmak mumkun. Yeter ki, kadın gun boyunca sadece temizlik icin cırpınmanın pek de normal bir davranış olmadığını kabul etsin...