DR. KENAN DEMİRKOL, AKILLI BESLENMENİN MATEMATİĞİNİ ANLATTI
AYDINLIK HAFTALIK HABER-YORUM DERGİSİ, 07 OCAK 2007 SAYISI
"Damar tıkayan kolesterol değil, şeker!"
Gazetelerden kesip buzdolabına astığınız butun "kibrit kutusu kadar"
recetelerini cope atın! Prof.Dr. Kenan Demirkol, A'dan Z'ye akıllı
beslenmenin matematiğini anlatıyor… Şeker, vucudumuzu, demir paslanır gibi
paslandırıyor, eskitiyor; cocuklarımızın hucrelerini 12 yaşında
yaşlandırıyor. Şekeri, gıda sanayiinden sokup atmak zor ama, işe evlerimizin
kapısından başlayabiliriz!
Prof. Dr. Kenan Demirkol genel cerrah. Muayenehanesinin kapısında "prof."
yazmıyor. "Ben universitede hocayım, burada hekim" diyor. Soz bir ara
"kronometreli doktorlara" geldiğinde, yani 15 dakika muayene suresini aşınca
ikinci vizite ucretini alanlara cok şaşırdı. Cunku kendisi saat takmıyor,
"dalgınlıkla saatime bakar da hastayı tedirgin ederim" diye. Uzmanlık alanı,
beslenmeyle yakından ilgili olan sindirim sistemi organları. Ancak Demirkol
bir "akıllı beslenme" uzmanı. Bunu bir insanın tum bedenine ilişkin olduğu
kadar, siyasi ve toplumsal boyutlarıyla da ele alıyor. Peki beslenme nedir?
İlk aklımıza gelen, şişmanlık-zayıflık. Ozellikle kadınlarda modasına gore
sıfır bedenle, 90-60-90 arasında değişen olculerde olmak ya da olmamak.
Doğru mudur? "Kibrit kutusu kadar" recetelerini bir yana bırakıp,
Demirkol'a: "Neden duşmandır şu unlu uc beyaz?" diye sorduk. O, şekerle
başladı.
"ŞEKER TUKETİMİYLE HASTALIK ARTIŞ EĞRİSİ PARALEL"
DEMİRKOL- Kısmen ya da tumuyle beslenme alışkanlıkları sonucu oluşan kronik,
aslında onlenebilir hastalıklar, cok buyuk bir toplum sağlığı sorunu haline
gelmiştir. ABD'de 20 yaş ustu erişkinlerin yuzde 65'i ya şişman ya daha da
ileri aşamada. 64 milyon insanın koroner kalp hastalığı, 11 milyon insanın
şeker hastalığı, 37 milyonun kolesterol yuksekliği vardır. Ulkemizde kalp
hastalığı sıklığı bu boyuta henuz gelmemiş gozukse bile, şeker hastası
sayısının dort milyon olduğu goz onunde bulundurulursa, yakın zamanda vahim
bir tablo ile karşı karşıya kalacağımız acıktır.
Ne zaman ki şeker pancarından şeker uretilmesi Avrupa'da ortaya cıktı, soğuk
iklimlerde de şekere donuşebilecek bir besin maddesi keşfedildi, toplumların
şeker tuketimi arttı. Toplumların şeker tuketiminin artış eğrisiyle,
hastalıkların artış eğrisi bire bir ortuşuyor. Cunku; şeker sadece
kalorisiyle, şişmanlatıcı etkisiyle zarar vermiyor, doğrudan kimyasal
yapısıyla da cok tehlikeli. "Şeker yiyeyim oradan aldığım kaloriyi başka
yerden kısarım" demek cok yanlış. İnsan vucudunun şeker almasına gereksinim
yoktur.
"12 YAŞINDA YAŞLANDIRIYOR"
AYDINLIK- Cocukların enerjiye ihtiyacı var diye belli miktarlarda yemeleri
doğru değil mi?
DEMİRKOL- Asla doğru değil.
AYDINLIK- Peki enerji ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız?
DEMİRKOL- Taş devri doneminde insanlar hayvan avlar ve bitki toplar. Şeker
sadece meyvede var. Meyve esas olarak bir kultur bitkisi. Doğal ortam sebze
ağırlıklıdır. İnsan eli ne kadar fazla değmişse bir gıda maddesine, o oranda
olumsuzlaşıyor. O donemde, insanların kan şekeri 60 dolayındaymış. Bu
devirlere geldikce şekerle tanışıyor ve alışkanlıkları değişiyor.
Dolayısıyla ortalama kan şekeri de değişiyor. Şimdi 100'lerdeyiz, 120'de
şeker hastalığı. Biliyorsunuz şimdi şeker hastalığı iki turlu. Bir doğumsal
genetik ozelliklerle alakalı tip 1 diabet. Bir de edimsel tip 2 diabet.
Pankreas organının artık yeterince insulin uretememesiyle ortaya cıkar.
Yaşlanma sureci olarak kabul edilir. 60'lı yaşlarda gorulmesi beklenir. Ama
şu anda 12 yaşındaki cocuklarda tip 2 diabet var. Sağlıklı beslenmede
şekerin hic yeri yok. Tamamen bir damak alışkanlığıdır.
"KANSER HUCRESİ DE ŞEKERLE BESLENİYOR"
AYDINLIK- Ama, beyin sadece glikozla beslenmiyor mu?
DEMİRKOL- Doğru. Ancak, bu glikozu her turlu karbonhidrat iceren bitkiden
vucut elde ediyor. Kanser hucresi de şekerle besleniyor. Ozellikle
kemoterapi goren asla şeker yememeli.
Şeker pancarından veya şeker kamışından elde ettiğimiz şeker 'sakaroz', iki
ayrı molekulden oluşan bir birleşik molekuldur. Sakarozu biz yer yemez
vucudumuzda glikoz ve fruktoza ayrışır. Glikoz kan şekerimizin de adıdır.
Hemen kana karışır ve kan şekerini yukseltir. Vucudumuz şekerin zararlı
olduğunu bildiği icin korkudan hemen insulin salgılar. Cok fazla miktarda
şeker yemişsek, gereğinden fazla insulin salgılanır. İnsulin o şekeri hemen
alır vucudun bir enerji acığı varsa kısmen enerjiye donuşturur. Ama insan
vucudu cok tasarruflu bir biyolojik bunye. Cok az enerjiyle cok işler
yapabilir. Mutlaka yediğiniz şekerde bir fazlalık olacaktır. Bu fazla şeker,
insulin aracılığı ile ya kas ve karaciğerdeki şeker depolarına goturulecek
ki, vucudumuzun şeker deposu 120 gram kadardır. Orası da surekli doludur,
hic boş kalmıyoruz cunku. İnsulin bu şekeri alacak ve yağa donuşturecek.
Dolayısıyla sizin yediğiniz şeker vucudun değişik bolgelerinde yağlanmalara
sebep olacak. İnsulin salgılandığı icin bir de tokluk hormonu salgılanır.
Hic olmazsa şekerin glikoz bolumu bir derecede tokluk yarattığı icin daha
fazla şeker yemenizin de onune gecmiş olur.
Şekerin ikinci bolumu olan fruktoz; cok az oranda insulin salgılatır.
Dolayısıyla sınırsızca yiyebiliriz. Fruktoz gunde 15 gram kadar vucudumuzda
metabolize edilebiliyor. Değişik kimyasal sureclerin icine katılabiliyor. Bu
da 30 gram şekerdir. Gunde bundan fazla yenirse karaciğerde trigliserite
donuşur. Trigliserit kan yağıdır. Bu hem karaciğer yağlanmasına, hem damar
sertliğine, hem de vucudumuzun yağlanmasına yol acar. Bugun Amerika'da
alkole bağlı sirozdan daha cok, karaciğer yağlanmasına dayalı sirozdan
karaciğer nakli gereksinimi duyuluyor.
Damar tıkayan kolesterol değil, şeker!
Sağlık0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Damar tıkayan kolesterol değil, şeker!