Erkeklerde en sık gorulen kanser ceşidi olan akciğer kanseri, kadınlarda da sigara kullanımının artmasıyla beraber giderek daha sık gorulmektedir.

Avrupa Birliği ulkelerindeki tum kanser olguları icerisinde %21'lik paya sahip olan akciğer kanseri, aynı zamanda hastalığa bağlı yuksek olum oranı nedeniyle kansere bağlı olumlerin %29'undan sorumludur. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1991 yılı verilerine gore, kadın ve erkeklerde kansere bağlı olumler arasında 1. sırada yer alan bu hastalık, kanser tedavisinde kaydedilen butun gelişmelere rağmen onemini ve yerini korumaktadır. En sık gorulen kanser turlerinden biri olan akciğer kanseri, buyuk oranda sigara kullanımına bağlı olarak geliştiğinden aynı zamanda onlenebilir tek kanser turu olarak tanımlanabilir. Yapılan bir cok araştırmada sigara kullanımındaki artışa paralel olarak sıklığını arttıran bu hastalığın, sigara karşıtı kampanyaların başarılı olduğu ulkelerde sigara kullanımındaki azalma ile birlikte insidansının azaldığı saptanmıştır.

Akciğer kanseri gelişimi icin risk faktorleri
Akciğer kanseri ile ilişkili bircok risk faktoru tanımlanmış olmakla birlikte bunların en onemlisi sigara kullanımıdır. Akciğer kanseri olgularının yaklaşık %80-85'inde sigara hastalıktan sorumlu tutulmaktadır. Ozellikle squamous hucreli akciğer kanseri ve kucuk hucreli akciğer kanseri ile sigara kullanımı arasındaki sebep - sonuc ilişkisi cok iyi tanımlanmıştır. Gunluk tuketilen sigara miktarı ve tiryakilik suresi ile akciğer kanseri olasılığı arasında doğrusal ilişki bulunmaktadır. Yani daha fazla sigara icenlerde akciğer kanseri riski sigara icmeyenlere veya az sigara icenlere gore artmaktadır.

Sigara kullanımının dışında bazı metal ve kimyasal maddelere mesleksel maruziyet, asbest teması, radon gazı, genetik bazı faktorler, radyasyon, onceden gecirilmiş bazı akciğer hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları da akciğer kanseri icin risk faktorleri olarak sayılabilir. Orneğin ailesinde akciğer kanseri olan bireylerde akciğer kanseri gorulme olasılığı biraz daha fazladır. Ozellikle ailede akciğer kanseri oykusu ile birlikte sigara kullanımı, riski daha da arttırmaktadır. Yine akciğer tuberkulozu, interstisyel fibrozis, bulloz amfizem ve doku harabiyeti ile seyreden diğer bazı akciğer hastalıklarında ortaya cıkan nedbe dokusu akciğer kanseri gelişimi icin bir zemin oluşturabilir. Mezotelyoma(akciğer zarı kanseri) icin bilinen en onemli risk faktoru olan asbest maruziyeti, aynı zamanda akciğer kanseri riskini de arttırmaktadır.

Akciğer kanserinin hucre tipine gore sınıflandırılması
Akciğer kanseri, hucre tipine gore kucuk hucreli akciğer kanseri (small cell) ve kucuk hucreli dışı akciğer kanseri (non-small cell) olmak uzere 2 temel grupta ele alınır. Kucuk hucreli dışı akciğer kanseri, squamous, adeno ve buyuk hucreli kanser alt gruplarından oluşur. Kucuk hucreli ve kucuk hucreli dışı akciğer kanserinin seyri ve tedavi yaklaşımı bazı farklılıklar gosterir (bkz. tedavi). Kucuk hucreli akciğer kanserinin tum akciğer kanserleri icindeki sıklığı yaklaşık %15-20 oranındadır. Kucuk hucreli dışı akciğer kanserleri arasında yer alan squamous hucreli kanser ulkemizde en sık gorulen tiptir ve buyuk olcude sigara kullanımına bağlı olarak gelişir. Yine aynı grupta yer alan adeno kanser ise bizde daha seyrek gorulmekle birlikte orneğin ABD'de en fazla gorulen akciğer kanseri turudur. Squamous hucreli kanser ve kucuk hucreli kanser daha cok akciğerin santral bolumlerinde yani ana bronşlar ve lob bronşlarında yer alırken, adeno kanser coğu kez periferik akciğer alanlarından başlar.

Akciğer kanseri belirtileri nelerdir ?
Akciğer kanseri belirtileri lokal belirtiler ve akciğer dışı belirtiler olmak uzere 2 grupta incelenebilir :

Lokal belirtiler doğrudan akciğere yerleşen tumorun ve onun bolgesel lenf bezlerine metastazlarının ortaya cıkardığı oksuruk, balgam cıkarma, nefes darlığı, goğus, omuz, kol veya sırt ağrısı, kan tukurme, ses kısıklığı, yuz ve boyunda şişme, hışıltılı solunum gibi belirtilerdir. Ancak hastalığın başlangıc doneminde olguların buyuk coğunluğunda belirti yoktur. Bircok olguda ise oksuruk erken bir belirti olmakla birlikte hastaların buyuk coğunluğu sigara kullandığından oksuruklerinin sigaraya bağlı olduğunu duşunerek hekime başvurmazlar. Bu nedenle uzun suren (3 haftadan uzun) oksuruk varlığında veya onceden varolan oksuruğun karakterinde bir değişme ortaya cıktığında, orneğin oksurukle birlikte balgamla karışık kan gelmesi gibi durumlarda mutlaka kontrolden gecmek gerekir.

Akciğer kanserinin akciğer dışı belirtileri, tumorun diğer organlara metastazlarına bağlı olabildiği gibi tumorden salınan bazı immunolojik ve hormonal maddelere bağlı da olabilir.

Metastaz belirtileri organa ozgu olup orneğin kemik metastazlarında ağrı, beyin metastazında bilinc bozukluğu, kasılmalarla seyreden nobet, gorme bozuklukları olabilir.

Metastaz belirtilerinin dışında iştahsızlık, kilo kaybı, kuvvet kaybı, halsizlik, ateş gibi şikayetler olguların bircoğunda gorulebilir. Ayrıca ozellikle kucuk hucreli akciğer kanserinde tumorden salınan bazı hormonal maddelere bağlı olarak parmaklarda comaklaşma, deri lezyonları, norolojik tablolar, kan tablosunda bozulma gibi bulgular olabilir.

Akciğer kanserinde tanı ve evreleme
Yukarıdaki belirti ve bulgularla hekime başvuran hastalarda ayrıntılı bir oyku ve fizik muayenenin ardından tanı icin atılacak ilk adım standart akciğer grafisi (2 yonlu) cekilmesidir. Bircok olguda bu goruntuleme yontemi ile tumor ya da tumorun oluşturduğu enfeksiyon, plorezi, atelektazi (akciğerin cokmesi) gibi tablolar saptanabilir. Akciğer grafisinde tumor ya da tumor ile ilişkili olabilecek diğer gorunumlerin saptanması halinde atılacak 2. adım genellikle akciğerin bilgisayarlı tomografisinin cekilmesidir. Bilgisayarlı tomografi gorulen lezyon hakkında detaylı bilgi verdiği gibi standart akciğer grafisinde gorulemeyecek kadar kucuk olan diğer lezyonların gorulmesine de olanak sağlar. Standart akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografilerin incelenmesinden sonra hastalığın bolgesel yayılımı ve lokalizasyonu ortaya cıkar. Hekim bu noktada artık kesin tanı icin gerekli olacak biyopsi yonteminin ne olacağına karar verebilir. Orneğin cerrahi mudahale duşunulen olgularda ve santral bolgede yer alan tumorlerde bronkoskopi yapılması hem evreleme hem de tanı icin gerekli iken, bronkoskopi ile ulaşılamayacak periferik bolgelerde yer alan tumorlerde bilgisayarlı tomografi rehberliğinde iğne biyopsisi tercih edilebilir. Yine bu ilk incelemelerin sonucunda tumore cerrahi bir girişim duşunulmuyorsa tanı icin ilk aşamada balgam muayenesi istenebilir. Bu tur hastalarda balgamın sitolojik incelemesi sonucunda tanıya ulaşılamaz ise diğer yontemlere başvurulur.

Akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi ile goruntulenen tumorde balgam, plevra sıvısı sitolojisi, bronkoskopi veya iğne biyopsisi gibi yontemlerle hucre tipi tanısı da konulduktan sonra elde edilen sonuca gore evreleme calışmalarına başlanmalıdır. Kanserde evreleme hastalığın seyri ve uygulanacak tedavi yonteminin belirlenmesi acısından son derece onemlidir ve mutlaka yapılması gerekir.

Kucuk hucreli akciğer kanseri sınırlı ve yaygın evre olmak uzere 2 evrede incelenir. Sınırlı evrede hastalık goğsun tek bir tarafı ile sınırlıdır, karşı akciğere veya diğer oraganlara yayılım yoktur. Yaygın evre kucuk hucreli akciğer kanserinde hastalık, akciğer dışı diğer organlara ya da karşı akciğere metastaz yapmıştır. Sınırlı ve yaygın evrelerde tedavi farklılık gosterdiğinden kucuk hucreli akciğer kanseri tanısı konulan olgularda en azından beyin tomografisi ya da MR'ı, kemik sintigrafisi ve ust batın tomografisi veya ultrasonografisi ile uzak organ metastazları araştırılmalıdır.

Kucuk hucreli dışı akciğer kanserinin erken evrelerinde cerrahi tedavi sağkalım uzerine en etkili tedavi modalitesi olduğundan bu hastalıkta evreleme calışmaları kucuk hucreli akciğer kanserine gore daha detaylı incelemeleri gerektirir. Kucuk hucreli dışı akciğer kanserinde evreleme TNM sistemine gore yapılır. Bu sistemde T ile tumor boyutu, tumorun komşu doku ve organlarla ilişkisi, tumorun bronkoskopik gorunumu gibi bircok ozelliği tanımlanırken, N tumore ait bolgesel veya uzak lenf bezlerindeki metastaz varlığını yada yokluğunu tanımlar. M uzak organ metastazları ile ilişkili olup, M1 olarak tanımlanan olgular yani uzak organ metastazı saptanan olgular doğrudan başka bir incelemeye gerek olmaksızın evre IV olarak sınıflandırılır. TNM sistemine gore akciğer kanseri olguları evre I, evre II, evre III ve evre IV olarak dort grupta ele alınır. Evre I ve II, erken evre akciğer kanseri olarak tanımlanır ve bu tur olgularda mutlaka cerrahi tedavi olanakları araştırılmalıdır.

Akciğer kanseri tedavisi
Akciğer kanseri tedavisi multidispliner bir yaklaşım gerektirir. Yani akciğer kanserinin tedavisi ve takibi Goğus Hastalıkları, Onkoloji ve Goğus Cerrahisi uzmanlarının işbirliği ile kararlaştırılmalı ve yapılmalıdır.

Kucuk hucreli akciğer kanserinde tedavi
Kucuk hucreli akciğer kanserinde secilecek tedavi yontemi cerrahi dışı yaklaşımlar yani kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarıdır. Bu tur kanserin kombine kemoterapi ve radyoterapiye yanıtı genellikle cok iyidir ve kısa surede tumor ve metastazlarının boyutlarında gerileme ya da radyolojik olarak silinme olduğu gorulur. Sınırlı evre kucuk hucreli akciğer kanseri olgularında kemoterapi ile birlikte uygulanan radyoterapi, sadece kemoterapi uygulanmasına gore daha iyi sonuc vermektedir. Yine sınırlı evredeki hastalıkta beyne koruyucu radyoterapi uygulanması da tedavi yontemleri arasında yer alır. Yaygın evrede ise secilecek tedavi yontemi kombine kemoterapidir ancak beyin metastazı varlığında buraya radyoterapi uygulanmalır.

Kucuk hucreli dışı akciğer kanserinde tedavi
Kucuk hucreli dışı akciğer kanseri tanısı konulan ve evre I, II ve bazı secilmiş evre III olgularda tercih edilecek tedavi yontemi cerrahi girişim olmalıdır. Bu tur olgularda cerrahi sonrası gerekli gorulurse kemoterapi yada radyoterapi uygulamaları da yapılabilir. İleri evre kucuk hucreli dışı akciğer kanserinde ise kemoterapi ve akciğer dışı beyin, kemik gibi organ metastazları varlığında buraya yonelik radyoterapi uygulanılır.

Akciğer kanserinden korunma ve erken tanı
Akciğer kanserinden korunmanın en etkin yolu sigarayı bırakmaktır. Bunun dışında endustride kullanılan bazı metal ve kimyasal maddelere karşı tedbir alınması, hava kirliliği ile mucadele, radyasyon maruziyetinden kacınma, korunma onlemleri olarak sayılabilir.

Akciğer kanserinde erken tanının onemine ilişkin cok buyuk hasta gruplarını iceren calışmalar yapılmış ve bu calışmalarda balgam sitolojisi, akciğer grafisi gibi tanı yontemleri tarama testi olarak kullanılmıştır. Bu calışmaların sonucları incelendiğinde ne yazık ki kansere bağlı olum oranlarında tarama testi uygulanan hasta grupları ile uygulanmayan gruplar arasında onemli bir farklılık gorulmediği saptanmıştır. Bununla birlikte sigara icen 40 yaş uzerindeki bireylerde en azından yılda 1 kez akciğer grafisi cekilmesi erken tanı icin onerilebilir
kaynak:akcigerim.com