Ses Kısıklığını Ciddiye Alın!
Sağlık0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Ses Kısıklığını Ciddiye Alın!
-
19-09-2022, 23:11:21
Kişinin aynası olarak da tanımlanan sesin kısıklığı; alerjiden refluye, psikolojik sebeplerden gırtlak tumorlerine kadar pek cok hastalığın ortak belirtisi olabilir. ENT Tıp Merkezi KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi uzmanlarından Op. Dr. Sinan Yucel ses kısıklığı hakkında bilgi verdi.
Akut Larenjit:
Genellikle burun, sinusler ve yutakta başlayan enfeksiyonun gırtlağa yayılmasıyla olur. En sık adeno ve influenza virusleri ile oluşup, damlacık yoluyla bulaşır. İklim değişiklikleri, vucut direncinin duşmesi, fiziksel veya psikolojik stres olayı başlatabilir.
Ses kısıklığı, gırtlakta ağrı ve rahatsızlıkla kendini gosterir. Bu şikayetlere coğu zaman oksuruk de eşlik etmektedir. Ses tamamen kaybolmaz, ancak kaba bir ses vardır. Muayenede ses tellerinin beyaz gorunumunu kaybettiği ve şiştiği gozlenir. Tedavide ses istirahati ve buhar tedavisi onerilir. Sigara, kirli hava, asitli ve alkollu iceceklerden kacınılmalıdır.
Koyu ve iltihaplı balgamın varlığı, bakteri dediğimiz mikropların da var olduğunu gosterir. Bu durumda tedaviye antbiyotikler ve balgam yumuşatıcı ilaclar eklenmelidir. Bu tedavi ile akut larenjitler birkac gun icerisinde duzelir.
Kronik Larenjit:
Kronik akıntılı sinuzit, farenjit, boğaz enfeksiyonları, sigara, hava kirliliği, endustriyel gaz-duman, reflu varlığı, sesin kotu kullanımı-devamlı ağız solunumu yapılması; gırtlak ve ses tellerini uzun sure tahriş ederek kronik larenjit oluşturur. Uzun sureli ses kısıklığı, boğazda gıcık hissi ve oksuruk başlıca şikayetler arasında yer alır.
Muayenede ses telleri beyaz renklerini kaybetmiş, matlaşmış, hafif pembe-kırmızı bir renk almıştır. Ses istirahatı, kirli ortamdan uzaklaşma, sigara ve alkol yasağı ve uygun medikal tedavi ile iyileşme sağlanabilir. Ancak gırtlak mukozası puruzsuz ve duzenli ozelliğini kaybetmişse, lokoplaki veya keratoz denilen beyaz lekeler oluşmuşsa, şişlik, kitle varsa mutlaka biyopsi uygulanmalı sonuca gore de tedavi protokolu duzenlenmelidir.
Ses Teli Nodulu:
Noduller ses telleri uzerinde oluşan iyi huylu şişliklerdir. Sıklıkla sesin zorlanması ve hatalı kullanımı ile oluştuğu icin bunlara şarkıcı nodulu de denmektedir. Ses tellerinin titreşiminin en yoğun olduğu one yakın bolgededir. Nodulu olan hastalar genellikle agresif, sinirli kişilerdir. Ses kısıklığı dışında şikayet yoktur.
Endoskopik muayenede erken donemde nodul, ses teli serbest kenarında yumuşak, kırmızı şişlikler olarak gorulur. Hastalık suresi arttıkca fibrotik veya sert nodul denilen nasırlaşma oluşur.
Başlangıcta ses terapileri ile nodule sebep olabilecek sesin hatalı kullanımının onlenmesi tedaviyi sağlar. Nodul oluşumunu artırabilecek sinuzit ve reflu gibi diğer hastalıklarda ortadan kaldırılmalıdır.
Nasırlaşmanın olduğu gec donemlerde cerrahi tedavi gerekir. Klasik mikrolarengeal ya da tecrubeli ellerde lazer cerrahisi yapılabilir. Tedavi başarısı ve hastalığın tekrarlamaması icin cerrahi oncesi-sonrası ses terapisi yapılmalıdır. Cocukluk cağı ses teli nodullerinde ise cerrahiye ihtiyac cok nadirdir. Sıklıkla ses terapisi yerlidir.
Ses Teli Polibi:
Ses tellerinin iyi huylu tumorlerinden olan polipler, genellikle alerji, sigara ve kirli havanın yol actığı tahrişle oluşur. Bu nedenle erkeklerde ve sigara icenlerde sıktır. Hastalığın oluşumunda kronik travma yanında sesin kotu kullanımı da etkilidir. Poliplerin ilk belirtileri ses kısıklığı ve solunum problemidir. Ses telinde titreşimi etkileyerek seste catallaşmaya neden olurlar. Polipler buyuduğunde solunumla ilgili ciddi sıkıntı oluşturabilir.
Poliplerde tercih edilen tedavi yontemi mikrolarengeal cerrahidir. Cerrahide klasik cerrahi yanında lazerle eksizyon da yapılabilmektedir. Ses teli nodullerinde olduğu gibi tekrarları onlemek icin ameliyat oncesi ve sonrası ses terapisi uygulanmalıdır.
Reinke Odemi (Polipoid Dejenerasyon):
Ses tellerinde mukoza denilen cilt dokusu altında yer alan Reinke boşluğunda sıvı toplanması yani odem oluşumudur. Nedenleri arasında alerji, enfeksiyonlar ve tahrişler yer alır. Sigara kullanımının, kronik sinuzitin ve reflu denilen mideden gelen asit kacağının Reinke odemi gelişmesinde onemli rol aldığı bilinmektedir. Son yıllarda kadınlarda da sık gorulmesinin nedeni sigara kullanımının artışı olduğu duşunulmektedir.
Ses tellerinin hacmi, reinke boşluğundaki sıvı nedeniyle arttığı icin saniyedeki titreşim sayısı (frekans) azalır, ses de kısılma ve kalınlaşma olur. Ayrıca kuru oksuruk ve boğazda yabancı cisim hissi de mevcuttur.
Muayenede ses telleri hacimce artmış ve kızarık olarak izlenir. Odemin cok arttığı durumlarda aşırı şiş ve polipoid gorunum oluşur.
Tedavide mikrolarengeal cerrahi veya laser cerrahisi uygulanmalı ve sonrasında ses terapisi yapılmalıdır. Kirli, dumanlı ortamdan, ozellikle sigaradan uzaklaşılmalıdır.
Gırtlak Kanseri:
Gırtlak kanseri coğu zaman ses kısıklığı yaparak erken bulgu veren ve bu nedenle erken saptanabilen kotu huylu bir hastalıktır. Bir başka ozelliği ise, gırtlağı oluşturan yapıların tumorun yayılım hızını sınırlandırmasıdır. Gırtlak kanseri bu iki ozelliğinden dolayı solunum yollarının diğer kotu huylu tumorlerine gore tedavi ve yaşam suresi acısından daha iyi sonuclar vermektedir. Erkeklerde tum kotu huylu tumorlerin yaklaşık % 2,5’ini, kadınlarda tum kotu huylu tumorlerin ise % 0,5’ini oluşturur. Gunumuzde sigara kullanımına bağlı olarak kadınlarda da gorulme sıklığı giderek artmaktadır. Genellikle 50- 60 yaş civarında gorulur. 20 yaş altında nadirdir.
Gırtlak kanseri icin risk faktorleri arasında sigara yanısıra mesleki faktorler, kirli hava, radyasyon, alkol kullanımı ve son yıllarda oldukca populerlik kazanan larengofarengeal reflu de yer almaktadır. Sigaranın alkolle birlikte kullanımının ozellikle ses tellerinin ust bolgesinde kanser gelişiminde etkili olduğu duşunulmektedir. Gırtlak kanserinin başlıca bulgusu ses kısıklığı, yutma gucluğu, kulağa vuran ağrı ve boğazda yabancı cisim hissidir. Geniş ulsere tumorlerde nefes darlığı başlar, ağızdan kan gelebilir.
Gırtlak kanseri sıklıkla boyun lenf dokularına yayılır. Başta akciğerler olmak uzere nadiren uzak dokulara yayılabilir. Bu oran yaklaşık % 1–4 arasındadır. İlerlemiş gırtlak kanserlerinde uzak dokulara yayılma ihtimali artar.
Gırtlak kanserlerinin % 40'ı supraglottik bolgede (ses tellerinin uzeri), % 59'u glottik bolgede (ses tellerinde) ve % 1'i de subglottik bolgede (ses tellerinin altı) oluşmaktadır.
Kesin tanı biyopsi ile konulur. Gırtlak kanserinin en onemli tedavi şekli cerrahidir. Bazı tumorlerde cerrahi ile birlikte ya da tek başına ışın tedavisi yapılabilir. İleri tumorlerde kemoterapide tedaviye eklenebilir. Kanserin bulunduğu bolgeye ve buyukluğe gore ceşitli cerrahi tedavi protokolleri vardır. Son yıllarda cerrahi lazer kullanımının yaygınlaşması ozellikle ses teli tumorleri icin onemli bir alternatif oluşturmuştur. Cerrahi tekniklerin gelişmesi sonucu gırtlağın tamamının alınmasının azaldığı ve gırtlak kanserlerinin yaklaşık % 15’inde uygulandığı bilinmektedir.