'Allerji' kelimesi Yunanca "allos" (diğer) ve "ergon" (iş) sozcuklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Allerji herhangi bir madde ile karşılaşan ve ona karşı duyarlı -hassas- hale gelen bir insanın, aynı madde ile daha sonra yeniden karşılaştığında vucudunun bu olaya aşırı tepki gostermesi durumudur.
İnsan vucuduna ceşitli yollarla giren ve kanda kendine ozgu karşıt bir madde oluşturan yabancı maddelere antijen, oluşturduğu karşıt maddeye ise antikor denir. Bu antijen bir allerjiye yol acarsa o zaman bu antijene allerjen denir. Cevremizdeki yabancı maddeler ceşitli yollarla vucudumuza girdiğinde bağışıklık sistemi bizi korumak icin, bu yabancı maddelere karşı reaksiyon verir (orneğin virus ve bakteriler solunum yoluyla alındığında ateş yukselmesi); allerjik bunyeli kişilerde, zararlı olmayan maddeler (alerjenler) vucuda girdiğinde de bağışıklık sistemi sanki alınan madde zararlı imiş gibi reaksiyon verir ve ceşitli allerjik reaksiyonlar oluşur.
Allerjenler genellikle protein yapısında olan maddelerdir. Alerjenlerin kaynakları cok ceşitlidir.
En sık rastlanan allerjenler şunlardır:
Cevresel (aero) allerjenler
a. Ev tozu akarları
b. Polenler
c. Kuf mantarları
d. Hayvan allerjenleri
Bocek allerjenleri
Besin allerjenleri
İlac allerjenleri
Mesleki allerjenler.
En sık allerjik hastalıklara yol acan alerjenler cevresel alerjenlerdir.
Bunlar icinde en sık rastlanan ve en sık allerjik hastalığa yol acanlar cevresel allerjenlerdir. Bunlar da bulundukları ortama gore ev ici ve ev dışı olarak ikiye ayrılır. En sık rastlanan ev ici cevresel allerjen ev tozu akarı alerjenleridir. En sık rastlanan ev dışı cevresel allerjenleri ise polenlerdir.
Ev tozu akarları
Mite adı da verilen akarlar gozle gorulmeyen, ancak mikroskop altında gorulebilen, 0.1 - 0.5 mm capında kucuk canlılardır. Yaşamaları icin ideal koşullar 20-30°C sıcaklık, %60-70 arası nemdir. İnsanların dokulen deri hucreleri, sac, kıl, kepekten ve diğer organik maddelerden beslenirler. Ne kadar temiz olursa olsun her evde bulunan ev tozu akarlarının en yoğun olarak uredikleri yerler insanların yatakları (ideal nem, sıcaklık ve besin nedeniyle), yastık, yorgan, halı dipleri ve kumaş kaplı mobilyalardır. Bir gram ev tozu icinde 100-500 adeti canlı olmak uzere, yaklaşık olarak 19.000 akar bulunur.
Akarların en onemli alerjen kaynağı dışkılarıdır. Bir akar gunde ortalama 20 kez dışkılar ve 100 akar haftada 2 mikro gram alerjen uretir. 1 gram ev tozunda 2 mikrogramın uzerinde akar alerjeni bulunması allerji gelişimi icin risk faktoru ve 10 mikrogramın uzerinde bulunması ise, astım atağı icin risk faktoru olarak kabul edilmektedir.
Akarlar deriden dokulen olu hucrelerle beslenirler. Akarların buralara bıraktıkları dışkıları zamanla kuruyarak ince toz haline gecer ve bu ince toz solunum yoluyla alınınca allerjik bunyeli kişilerde şikayetlere neden olur.
Akarların vucut proteinleri ve dışkıları allerjik ozelliktedir. Akarların nemin % 50 nin altında olduğu yerlerde ve 60 derece ısının uzerinde yaşama şansları azalır. En sık ev ici allerjenleri oldukları icin ve her zaman ortamda bulundukları icin yıl boyu allerji yaparlar.
Tabi ki ev icinde ve kapalı ortamda gecirilen birim zamanın arttığı kış mevsimlerinde daha cok allerjik hastalık bulgusuna yol acarlar.
POLENLER (cicek tozları)
Polenler; 5-40 mikron capında, tohumlu bitkilerde erkek organların başcıklarında bulunan ve daha sonra dağılan erkek dol hucreleridir. Bunlar bitkilerin dollenmesini sağlarlar. Polenler cıplak gozle gorulemeyecek kadar kucuktur. Polen taneciklerinin bir kısmı ruzgar yolu ile dağılır ve cok geniş alana kilometrelerce uzaklara yayılırlar ve en cok allerji yapanlar bu grup ruzgarla taşınanlardır. Diğer grup daha buyuk polenler parlak renkli, guzel kokulu ciceklerce uretilir ve boceklerle taşınırlar daha az allerjeniktirler.
Boceklerle taşınan polenler daha ağırdır ve havada asılı bulunmadıkları icin pek allerjiye neden olmazlar. Polen allerjisi denince evde buyutulen salon bitkileri allerji yapar mı sorusu akla gelir. Oysa bu tur bitkilerin polenleri genellikle bocekler ile taşındığından, ağır ve yapışkandırlar ve havada yaygın bulunmazlar, pek de allerjik değildirler.
Polenler genel olarak gunun erken saatlerinde atmosfere yayılırlar. Yağmur polen sayısını artırır, sis ise havadaki polenlerin yayılmasını onler.
a) Yabani ot polenleri- Temmuz- Ekim arası, yaz sonu - sonbaharda etkilidir. Ulkemizde yavşan, sinir otu, soda otu, kuzu kulağı, dikcam otu, akkaz ayağı
b) Cayır polenleri-Mayıs-Temmuz arası yaz aylarında etkilidir. Ulkemizde ayrık otu, kedi kuyruğu, delice otu, domuz ayrığı ve yumak otudur.
c) Ağac polenleri- Ocak-Mayıs arası en cok da ilkbaharda etkilidir. Kızılmeşe, fındık, zeytin, ıhlamur, aksoğut, karaağac, bazı cınar turleri, kavak ve bazı cam turleridir.
CAPRAZ REAKSİYONLARA DİKKAT
Aynı aileden olan bitki turlerinin polenlerinin yapısı birbirlerine benzediği icin, allerjik bir kişide aynı aileden pek cok bitkiye birden allerji saptanır. Buna capraz reaksiyon denir. MeselÂ, huş ağacı polenlerine allerjsi olanların fındık ve kızılağac polenlerine de allerjik olmaları mumkundur. Capraz reaksiyonlara polenlerle meyveler arasında da rastlanır. MeselÂ, huş ağacı polenlerine allerjik olanların yarısında elma ve fındığa karşı da allerji vardır, cunku huş ağacı polenindeki proteinlerle elma ve fındıktaki proteinler birbirlerine cok benzerler.
İyi bilinen capraz allerjiler:
- Huş ağacı, fındık, kızılağac: Elma, armut, kiraz, erik, şeftali, kayısı, fındık, badem...
- Tum cayır turleri, cavdar: Tahıl unları, soya, fasulye, mercimek, bezelye, yer fıstığı...
- Misk otu, kasımpatı, papatya, hindiba: Kereviz, havuc, rezene, anason, maydanoz, kişniş, kimyon, dereotu, ay cekirdeği, yeşil ve karabiber, domates...
KUF MANTARLARI
Kuf mantarları; sıcak, rutubetli ve karanlık ortamlarda urerler. Allerjik hastalıklara, kuflerin spor ismi verilen ve solunum havasına karışan kucuk tanecikleri neden olurlar. Allerji yaratan kuflerin bircoğu sonbaharın ilk gunlerinde daha cok uremektedirler.
Kufler, doğada cok bol bulunur. Toprakta, saman, tohum, hububat ve ağaclarda cok miktarda kuf vardır. Kufler, guneş gormeyen yerlerde daha iyi urerler. Kufler, polenlerin aksine soluduğumuz havada tum yıl boyunca bulunurlar. Sadece kar toprağı tamamen kapladığı zaman havada kuf bulunmaz.
Kufler, evlerde banyolarda ıslak zeminler, duşlar, banyo ortuleri, kirli ve ıslak camaşırda klima ve nemlendirici cihazlar uzerinde cop kaplarında, , bulaşıkta, , halılarda, bodrum ve tavan arası gibi karanlık ortamlarda bol bulunurlar.
Binlerce turu olan kuflerin sadece bazıları allerjiye neden olur. Bunlar icinde en iyi tanınanları aspergillus, cladosporium, alternaria, mukor ve penicillum'dur. Yiyeceklerdeki kufler, orneğin beyaz peynirdeki mavi-yeşil kuflenme cok nadiren bir allerjik reaksiyona yol acabilir.
Kuf mantarlarından kurtulmak icin evlerde havalandırma arttırılmalı; banyo ve mutfakta havalandırma sağlayan aspiratorler kullanılmalıdır; evde klima varsa, filtresi duzenli aralıklarla temizlenmeli; ev icindeki bitkiler azaltılmalıdır ve evde rutubete neden olan sorunlar giderilmeli, gerekli yalıtım yapılmalıdır.
Hayvan Alerjenleri
Hayvan allerjenleri de sık rastlanan cevresel allerjenlerdir. Allerjik nezle, egzema ve bazen de astıma yol acabilirler. Bunlar arasında en sık goruleni kedi ve kopek allerjisidir. Pek cok ulkede evlerin %50'de kedi/kopek beslendiği ve atopik kişilerin %15-40'da kedi veya kopeğe karşı aşırı duyarlılık saptandığı bildirilmektedir. Kediler kopeklere nazaran daha cok allerjeniktirler. Kedi alerjenleri deri dokuntusu ve salyada bulunur. Kedi alerjenleri cok kucuk (5 mikron) oldukları icin havada asılı kalabilirler. Kedi olan tum evlerde yuksek alerjen duzeyi saptanmaktadır. Kedi alerjenlerinin halılara, kumaş kaplı mobilyalara, duvarlara ve giysilere yapışma ve taşınma ozelliği vardır. Kedi evden uzaklaştırılsa bile allerjenleri 6 ay ve daha uzun sure ile aynı ortamda kalabilir. Bu nedenle kediler evden uzaklaştırıldıktan sonra evdeki halı veya eşyaların cok iyi temizlenmesi hatta mumkunse değiştirilmesi onerilir.
Kopek alerjenleri deri dokuntuleri, salya ve idrarda bulunur. Kuşlar daha cok tuyleri arasında mantarlar ve akarlar icin uygun ureme ortamları sağladıkları icin allerji gelişimine ve şikayetlerin ortaya cıkmasına neden olurlar. At kılına allerji at binenlerde veya at bakıcılarında daha sık gelişmektedir. Ayrıca kumes hayvanı, koyun ve bircok hayvana karşı, hatta laboratuarda deney yapmada kullanılan hayvanlara karşı dahi laboratuar calışanlarında allerji saptanabilir.
Bocek allerjenleri
En sık rastlanan bocek allerjisi arı allerjisidir. Arı zehirinin icinde bulunan protein yapısındaki bazı maddelere karşı allerji gelişir. Arı allerjisinde, allerjen arının sokması ile direk olarak vucuda girdiği icin anaflaksi denilen olumcul bir allerjik şoka neden olabilir. Ayrıca sivrisinek ve diğer sokucu tum hayvanların cıkartı, zehir ve salyalarına karşı da allerji gelişebilir. Gelişen allerjik reaksiyon sadece deride kızarıklıktan, anaflaksik şok ile olume kadar değişebilen yelpazede olabilir. Genel olarak bocek sokmaları sonucu anafilaksi gorulme sıklığı toplumda yuzde 0.3 - yuzde 3 arasında değişir. Arı allerjisine bağlı olarak ABD'de yılda yaklaşık 40, Fransa'da ise 16-38 olum vakası bildirilmektedir. Arılardan allerji yapanlar arasında yaban arısı, eşek arısı, balarısını ve tuylu arıyı saymak mumkundur. Bal arası ve tuylu arı selim olup ancak kışkırtıldıklarında sokarlar. Yaban arısı ve eşek arısı kokulu yiyecekler ve diğer kokular tarafından cekilirler. Arı allerjilerinde aşı tedavisi ile %100 olumlu sonuc alınmaktadır.
Ayrıca bu grupta hamamboceği allerjisi de sayılabilir. Hamam boceğinin dışkısı allerjiktir. Bu haşarelerin yaşamlarını surdurmelerinde iki temel gereksinim ortamda nem ve gıda artıklarının bulunmasıdır. Astım, allerjik nezle ve egzemaya neden olabilirler.
BESİN ALLERJENLERİ
Bazı besinlerde bulunan proteinler, vucutta bağışıklık sisteminin uyarılmasına sebep olur. Uyarılan bağışıklık sistemi, besine karşı bağışıklık yanıtı oluşturur ve besin allerjileri ortaya cıkar. Bircok kişi kendisinde besin allerjisi olduğunu duşunmektedir. Fakat gercek besin allerjileri, yetişkinlerde ‰ 1-2, cocuklarda %1-2 oranında gorulur. 1985'te İngiltere'den yapılan bir araştırmada 30.000 kişiye gıda allerjileri olup olmadığı sorulmuş, araştırmaya katılanların %7'sinin kendisinde herhangi bir gıdaya karşı allerjisi olduğuna inandığı gorulmuştur. Ancak daha sonra bu grup incelendiğinde gercek gıda allerjisinin ancak 10.000'de 23 oranında olduğu bulunmuştur. Ulkemizde yapılan az sayıdaki araştırmalar da toplumun %5'inin kendisini herhangi bir gıdaya karşı allerjik olarak değerlendirdiğini ortaya koymuştur. Bu kişilerin zaman zaman yaşadığı kaşıntılar, nefes darlığı, ishal, karın ağrısı gibi yakınmaların sebebi klasik olarak bilinen allerji yolu dışında da gıdaların insanları etkilemesi olarak tanımlanan gıda intoleransıdır. Besin allerjilerinin vucutta en sık sebep olduğu değişiklikler; şişme, aksırma veya mide bulantısıdır. Fakat besin allerjilerinde deri dokuntusu, dudak şişmesi, gozlerde kaşıntı, oksuruk, solunum sıkıntısı, kusma ve ishalde gorulebilir.
İNEK SUTU ALLERJİSİ
Besin allerjenleri icinde en sık rastlananı cocuklar icin inek sutudur. Bunun nedeni de inek sutunde anne sutunde bulunmayan "beta-laktoglobulin" isimli bir proteinin bulunmasıdır Bu proteinler ısıya dayanıklı olduğundan alerjenik etkileri kaynatıldıktan sonra da devam eder. Bebeklerde inek sutune olan allerji bebeğe inek sutu veya inek sutu bazlı bebek mamalarının verilmesi ile ortaya cıkmaktadır. Bu durumda bebekte bulantı, kusma, ishal ve iştahsızlık oluşur. Belirtileri hayatın ilk aylarında (genellikle ilk 6 ayda; ishal, kusma, kanlı dışkılama, huzursuzluk, ağlama şeklinde) kendini gosterir. Allerjik cocuklar icin en iyi gıda hic şuphesiz anne sutudur ve sut allerjisini onlemenin en iyi yolu, bebeği olabildiğince uzun sure anne sutuyle beslemektir. Anne sutu alanların cok azında sut allerjisi gelişir.
İnek Sutu Allerjisi Olan Cocuk Hangi Yiyeceklerden Kacınmalıdır?
İnek sutu alerjisi olan hastalar aşağıdaki besinler ve besin iceriklerinden kacınmalıdırlar:
Sutun her formu: taze, ciğ, pastorize, sut tozu, kaymağı, her ceşit bebek maması (anti-allerjik mamalar dışında), diğer hayvanların sutleri
Tereyağ, margarin, kaymak, hayvansal yağ
Yoğurt, puding, krema, sutlu tatlılar
Peynir, krem peynir, lor, peyniraltı suyu (whey)
Kazein, kazeinat (ticari gıdalar)
Lactalbumin, lactalbumin fosfat, lactoglobulin, laktuloz(ticari gıdalar)
Kefir, ekşi krema, kesilmiş sut
İnek Sutu Allerjisi Olan Bebek Nasıl Beslenmelidir?
Bebek ilk 6 ayı icindeyse sadece anne sutu yeterlidir.
Anne sutu yetmiyorsa veya 6 aydan sonra inek sutunun yerini tutabilecek, normal buyume ve gelişmeyi devam ettirecek ancak sut alerjeni icermeyen mamalar kullanılmalıdır. Bu mamalar gideren artan koruyuculuk sırasına gore şunlar olabilir:
Soya mamaları (6 ayın altındaki bebeklerde onerilmez)
Yuksek derecede hidrolize (whey veya kazein) mamalar
Esansiyel aminoasit mamaları
İnek sutune allerjik bebeklerin % 30-50 kadarı soya bazlı mamalara, % 10 kadarı da hidrolize mamalara reaksiyon gosterir. Bu cocuklarda esansiyel aminoasit mamaları verilmelidir.
Bu ozel mamaları yeterince alamayan bebeklerin diyetinde diğer protein ve kalori kaynaklarının arttırılması ve mutlaka kalsiyum ve vitamin desteği verilmesi gereklidir.
YUMURTA ALLERJİSİ
Yumurta beyazına karşı oluşan allerji, bebek ve cocuklarda sıklıkla gozlenir. Bu nedenle, ek besinlere ilk başlandığında bebeklere sadece yumurta sarısı verilmesi onerilir. Bir yaşına kadar yumurta beyazının verilmemesi daha uygun olacaktır. Bu allerjinin onemi; cocukluk cağında uygulanan kızamık, kabakulak vb. aşıların tavuk embriyosunda hazırlanması nedeniyle, eğer bilinmeden aşılanma yapılırsa hayatı tehdit edici allerjik reaksiyonların başlayabilmesindendir.
Yumurta Allerjisi Olan Cocuk Hangi Yiyeceklerden Kacınmalıdır?
Yumurta ve yumurta ile yapılan yiyecekler
Albumin(ticari gıda)
Lizozim(ticari)
Mayonez
Mereng
Bebe biskuvisi
Ayrıca, bazı makarnalar, pastalar, şekerler, cikolatalar, ticari gıdalara eklenen lesitin ve lezzet vericiler de yumurta proteini icerebilir.
BALIK ALLERJİSİ
Balık allerjisi de ciddi allerjik reaksiyonlara yol acabilir. Allerjik kısım balığın adalelerinde yani etindedir. Bazı kişiler butun balıklara allerjikken bazıları da sadece belli balıklara karşı allerjiktir. Bu kişiler en der olarak mektup pullarını yaladıklarında bazı allerjik yakınmalar ortaya cıkabilir. Cunku pulların arkalarındaki zamklar balık kemiklerinden yapılmaktadır.
SEBZE ve MEYVE ALLERJİSİ
En sık gorulen sebze ve meyve allerjileri; elma, ve armut, sert cekirdekli meyveler (kiraz, vişne, kayısı, şeftali vs), ceviz, fındık, badem, ıspanak, domates, maydanoz, kereviz ve bezelyedir. Ulkemize son yıllarda gelmeye ve tuketilmeye başlayan egzotik meyvelere karşı da allerji gelişebilmektedir. Orneğin Kiviye duyarlı kişilerde, sadece kivi yemek değil ellemek veya kivi kesmek bile allerjik reaksiyonlara yol acabilir.
Meyve ve sebzelere allerjisi olanların coğunluğu polen allerjik kişilerdir. Orneğin kuzey Avrupa'da pek yaygın olan Huş ağacı polenine allerjik olanların yarısında elma allerjisi bulunur. Cimen polenine allerjik olanların belli bir bolumunde de maydanoz allerjisi vardır. Meyve ve sebze proteinleri ısıya dayanıksız olup ısıtıldıklarında bozulurlar, allerjik kişiler tarafından da yenebilirler.
DİĞER BESİNLER
Mısır, baklagiller ve soya allerjik etki gosterebilecek besinler arasında yer almaktadır. Yer fıstığı ve kabuklu deniz hayvanları da bazı bireylerde allerjik reaksiyonlara sebep olur. Cavdar, cikolata ve cilek de allerjik etki gosterebilecek besinlerdendir.
Fıstık, yumurta ve kabuklu deniz hayvanlarının oluşturabileceği allerji, diğer besinlere nazaran daha tehlikeli olabilir. Bu besinlere allerjisi olan bireylerde, besinlerin tuketiminden sonra terleme, duzensiz kalp atışları, duşuk tansiyon ve şok durumu oluşabilir.
Gıda allerjisi olan cocuklar buyudukce, duyarlı oldukları gıdaları, daha iyi tolere etmeye başlarlar. Gıda allerjilerinin coğu 2 ile 4 yaş arasında kaybolur. İnek sutu veya yumurta allerjisi zamanla kaybolur ancak balık veya bezelye allerjisi genellikle yıllarca surmektedir.
Bunun dışında bircok besinler de değişik allerjik hastalıklara sebep olabilir. Saf ve tabii besinlerin ortaya cıkardığı allerjik reaksiyonları suni besin maddelerin hazırlanmasında renk veya lezzet vermesi icin konan ceşitli kimyasal katkı maddelerinin allerjileri ile karıştırmamak gerekir.
Bu tur suni boyalı gıda maddeleri iceren besinler cok sık olarak allerjik hastalıklara neden olduğundan allerjik şikayetleri olan kişiler yememelidir.
Besinlerin İcindeki Etken Maddeler
Farmokolojik Madde Bulunduğu Besinler
Solanoidler Patates, domates, patlıcan
Seratorinin Muz, domates
Triptamin Domates, erik
Tiramin Peynir, cikolata, sirke, konserve balık
Theobramin Cikolata, cay
Kafein Kahve, meşrubat
Histamin(iceren) Sosis, salam, ıspanak, sirke, şarap, lahana turşusu, domates, patlıcan, fermente gıdalar, fermente peynir
Histamin(salımına neden olan) Cilek, yumurta akı, ananas, baklagiller, cikolata, tarcın, ananas
Yalancı Besin Alerjileri
Allerji yapan besinle vucudun buna karşı urettiği antikor arasındaki tepkimenin neden olduğu gercek besin allerjisinde vucutta bazı maddeler acığa cıkar. Bunlardan ozellikle histamin allerjiyle ilgili belirti ve bozukluklardan sorumlu olan onemli bir maddedir. Ama kendi yapısında cok miktarda histamin bulunan ya da sindirildiğinde allerjik bir mekanizmadan bağımsız olarak vucutta histamin salgısını uyaran bircok besin de vardır. Bu besinlerin başlıcaları şunlardır:
Yumurta akı
Kabuklu deniz hayvanları, cilek, domates, cikolata, balık ve domuz eti
Ananas ve papaya gibi bazı tropik meyveler
Bakla, bezelye, fasulye gibi bazı sebzeler, tahıllar, ceviz, yerfıstığı gibi ceşitli besinler histamin serbestleştirici bir madde olan lesitin icerir.
Butun bunlardan başka protein yapısında olmayan bazı besinler de boyle etki gosterebilir.
Alkol
Histamin acısından zengin besinler
Aşın histamin yuklenmesi doğal olarak histamin acısından zengin ya da mayalanmayla sonradan zenginleşmiş besinlerin alınmasından kaynaklanır. Etteki histamin miktarının hayvanın oldurulme anında arttığı bilinmektedir. Histamin yuksek sıcaklıklara dayanıklıdır; yiyeceğin pişirilmesiyle yok olmaz. Lahana turşusu, salam, mayalı peynirler ve ozellikle konserve olmak uzere balık gibi besinlerde bol histamin bulunur.
Karbonhidratlar- Tahıllar, ekmek ve unlu besinler, tatlı ve şekerlemeler, ayrıca bezelye ve mercimek, fasulye gibi kuru sebzelerin aşırı tuketilmesi.
Benzoat -Benzoat ozellikle meyvelerde bulunan doğal bir maddedir. Uzum, ahududu, dut ve yabanmersini bol miktarda benzoat icerir. Besinlerin bozulmasını onlemek amacıyla gıda sanayisinde de kullanılan bu madde nufusun yuzde 10'undan coğunda allerjik tepkilere neden olabilir.
Sodyum nitrat - Sodyum nitrat guclu bir mikrop oldurucu ve oksitlenme onleyicidir. Jambon, salam, salamura peynir, gibi ceşitli urunlerde kullanılır. Yapılan test sonuclarına gore bu madde insanların yuzde 5'ten biraz fazlasına dokunur; damar kaynaklı baş ağrıları, bağırsak bozuklukları ve urtiker nobetleri yapar.
Alkol - Yalancı besin allerjisi olgularının yuzde 38'inde aşın alkol tuketimi saptanmıştır. Bu olgularda alkol ceşitli etkilerine bağlı olarak kolaylaştırıcı bir rol oynar. Orneğin damarları genişleterek besinlerin sindirim sistemi mukozasından hızla gecmesini sağlar. Ayrıca alkolden elde edilen asetaldehit guclu bir histamin serbestleştiricidir. Şarap ve hafif alkollu obur ickilerin dokunma olasılığı daha duşuktur. Vucudun alkolu kaldıramaması durumunda carpıntı, kalp atışlarında hızlanma, kaslarda gucsuzluk, baş ağrısı, ayrıca astım ve nezle gibi solunum sistemiyle, ilgili belirtiler ortaya cıkar. Cok seyrek olarak gercek allerji de gorulebilir. Bunda asetaldehidin histamin serbestleştirici etkisi belirleyici gorunmektedir. Bazı beyaz ve kırmızı şarapların cok miktarda histamin icermesi histamine aşırı tepki gosteren kişilerdeki belirtileri acıklayabilir. Uzumde cok miktarda bulunan benzoat burun cevresi sinuslerinde polip olan ve aspirin alamayan astımlı hastalarda nezle ve astım nobeti başlatabilir. Ayrıca bazı astım hastaları şaraplarda koruyucu madde olarak cok kullanılan kukurt dioksiti kaldıramama belirtileri gosterebilir.
Cocuklarda Besin Alerjilerinde İlac Tedavileri
Besin alerjilerinde temel yaklaşım sorumlu besinden kacınmaktır. Varolan belirtilerin ortadan kaldırılması amacıyla hafif reaksiyonlarda antihistaminik ilaclar ve kortizon turu ilaclar kullanılabilir. Ağır alerjik reaksiyonlarda ve anafilakside acil olarak verilecek ilk ilac adrenalindir. Otomatik enjektor şeklinde veya direkt ampulden kas ici enjeksiyon şeklinde uygulanabilir, gerekirse 15-20 dk arayla 2-3 kez tekrar edilebilir. Anafilaksi ve ağır reaksiyon gecirenler ve ağır astımı olanların yanlarında adrenalin taşımaları onerilmelidir.
Besin Alerjisi Olan Hastalara Cocukluk Cağı Aşıları Yapılabilir mi?
Besin alerjisi olan cocuklara genel olarak cocukluk cağı aşıları yapılmasında sakınca yoktur. Ancak dikkatli olunması gereken birkac durum soz konusudur.
Kızamık, kızamık-kızamıkcık-kabakulak(MMR) ve grip(influenza) aşıları hazırlanış ozellikleri nedeniyle cok az miktarda yumurta ilişkili antijen icerebilir. Bu nedenle aşı takvimine uygun olarak kızamık ve MMR aşıları uygulanmalı ancak mutlaka bir uzman denetiminde ve acil girişim koşulları altında olmalıdır. Grip aşısı da uzman tarafından gerekli goruluyorsa dikkatle uygulanabilir.
Jelatin veya neomisine sistemik alerjik reaksiyon gosteren cocuklarda ise bu aşılar yapılmamalıdır.
Cocuklarda Besin Allerjileri Kalıcı mıdır?
Besin alerjileri cocuklarda ve erişkinlerde duzelme eğilimi gosterir. Sut, yumurta, buğday ve soya alerjileri yıllar icinde coğunlukla duzelir. Buna karşılık kuruyemiş, balık ve kabuklu deniz hayvanları alerjilerinin duzelmesi beklenmez.
İLAC ALLERJİLERİ
İlac allerjileri, istenmeyen etkilerinin %5-10 unu oluşturur. İlaclara bağlı gorulen allerj hastaneye yatan hastalarda %2.2 oranında bildirilmiştir. İstenmeyen ilac etkileri iki grupta incelenir:
1) Onceden tahmin edilebilenler: Sıklıkla ilacın dozuna ve bilinen tedavi edici etkisine bağlıdır, diğer yonlerden normal olan hastalarda gorulur, istenmeyen ilac etkilerinin %80' inden sorumludur.
2) Onceden tahmin edilemeyenler: Bu reaksiyonlar ise genellikle ilacın dozuna ve tedavi edici etkisine bağlı değildir, sıklıkla kişinin bağışıklık cevabı veya duyarlı kişilerin genetik farklılığı ile ilgilidir.
Allerjik ilac reaksiyonları, daha once alınmış bir ilac ile tekrar karşılaşıldığında o ilaca karşı, antikor yapılması sonucu oluşur. İlac ile daha once karşılaşılmamışsa, aynı ilacın alımıyla 1 haftadan once allerjik reaksiyon genellikle gorulmez. Yalancı allerjik reaksiyonlar klinik olarak allerjik reaksiyonlara benzer, ancak ilacla ilk karşılaşmada ortaya cıkar ve ilacın damarlar uzerinde etkili madde salınımını uyarmasına bağlıdır.
En fazla allerjinin karşılaşıldığı ilaclar antibiyotikler (penisilin, sefalosporin ve sulfonamidler), epilepsi ilacları (fenitoin), ameliyatlarda hastayı uyutmak icin kullanılan ilaclardır.
En fazla deri altına veya damar icine ilac uygulamalarında allerjik reaksiyon riski vardır.
Kadınlarda allerjik reaksiyon gorulmesi erkeklere oranla daha fazladır.
Erişkin yaşta ilac allerjisi daha fazla, cocuklarda azdır.
Eşlik eden karaciğer veya bobrek hastalığı varsa ilacın vucuttan atılması gucleşerek vucutta birikeceği icin allerji gorulme olasılığı artar.
Her ilac allerjiye neden olabilir. Bir ilac tedavisi sırasında herhangi bir istenmeyen reaksiyon ortaya cıktığında allerjiye neden olan ilacların ismi mutlaka kaydedilmelidir. Bu kayıt ilac allerjilerinde cok onemlidir, ileride aynı etken madde iceren ilaclarla tekrar allerji gelişme riskini onlemek icin her doktora gidildiğinde recete yazılmadan hekime gosterilmelidir.
PENİSİLİN ALLERJİSİ
Penisilinler allerjik reaksiyonlara en sık neden olan ilaclardır. Amerika Birleşik Devletleri'nde penisiline karşı allerjik reaksiyona tedavi uygulamalarının %1-10 unda rastlanmasına rağmen bunların ancak 4 /10.000 - 15/10.000 inde anaflaktik (ağır allerjik) reaksiyon gorulmuştur. Penisilin anaflaksisinden olum ise tedavi uygulamalarının 1/50.000 - 1/100.000 inde gorulmektedir. Bu, penisiline bağlı anaflaktik reaksiyonların yaklaşık onda birinin olumcul seyrettiği anlamına gelir. Hastanede yatan hastaların %10-20' sinin penisilin allerjisi oykusu vermelerine karşın, bunların yaklaşık %75' inin hatalı bir şekilde "penisiline allerjik" olarak tanımlanmış oldukları gosterilmiştir.
Olumcul penisilin reaksiyonlarının %96' sı ilac uygulandıktan sonraki 60 dakika icinde ortaya cıkmaktadır. Penisilinin damardan veya kas ici uygulanması ağızdan kullanımından penisilin allerjisi saptanan hastalarda diğer grup antibiyotiklere allerjik reaksiyon verme riski 10 kat artmıştır daha fazla allerjik reaksiyona neden olur. Genel olarak test yapılmadan penisilin enjeksiyonu yapılamayacağı duşunulur, bu cok doğru olmayan bir goruştur. Enjeksiyon yapılmadan once hazırlanan ilacın deri altına verilmesi yoluyla test yapılması hatalıdır. Penisilin testi, bu amac icin uretilmiş ozel test maddeleriyle yapılmalıdır. Bu test maddesi ulkemizde de mevcuttur.
Antimikrobiyal ilaclara gosterilen reaksiyonlarda ailesel yatkınlık soz konusudur. Antibiyotik allerjisi olan ebeveynin cocuğunda aynı ilaca karşı allerjik reaksiyon gorulme olasılığı, aile oykusu olmayanlara gore 15 kat artmıştır.
Asetil salisilik asit (Aspirin), sık kullanılan ağrı kesici ve ateş duşurucu, kanı sulandırıcı bir ilactır. Aspirin de bazı hastalarda allerjiye neden olabilir. Aspirin allerjisi, astım ve kronik urtiker gibi hastalığı olanlara aspirin (asetil salisilik asit) kullanmaması oğutlenmektedir.
Antiromatizmal ilaclar olarak bilinen Non-Steroid Antiinflamatuvar (NSAİ) ilaclar da aspirine benzer şekilde etki etmektedir. Diğer onemli kaynak hazır gıdalardır.
Salisilatların en onemli kaynağı ilaclardır. Salisilatlar, gıda endustrisinde kullanılan onemli bir katkı maddesidir.
Başka bir kaynak ise doğal gıdalardır.
Salisilatlar bircok bitki tarafından yapılan doğal kimyasal bir maddedir. Bitkiler salisilatları kendilerini zararlı boceklerden korumak icin uretir. Genellikle bitkilerin koklerinde (patates, turp), kabuklarında (patlıcan) ya da yapraklarında bulunmaktadır. Kronik urtiker veya aspirine bağlı astım şikayetleri olan hastalarda, doğal salisilatlardan da sakınmak yararlıdır.
Ağrı kesici, ateş duşurucu amaclı kullanılan salisilatlar 500mg, kanı sulandırmak amacıyla kullanılanlar 100-300mg.dır.
100gr Kırmızı (acı) biberde 203mg, 100gr Kekikte 183mg, 100gr bademde 3mg salisilat bulunmaktadır.
Metamizol ya da herkesin bildiği adıyla Novalgin, sık kullanılan ve recetesiz satılabilen, ağrı kesici ve ateş duşurucu bir ilactır Novalginle reaksiyonların diğer ilaclara oranla daha sık goruluyor gibi olmasının nedeni cok yaygın olarak kullanılmasıdır.
Sulfonamidler ilk keşfedilen antibiyotiklerden birisidir. Diğer bircok ilacta olduğu gibi sulfonamidler de bazı hastalarda allerjik reaksiyonlara neden olmaktadır.
İlac allerjilerinden korunmanın yolu, allerjiye neden olan ilacın kullanılmamasıdır. İlac allerjilerinin kalıcı (kesin) tedavisi yoktur. Allerjik reaksiyonların tekrarlamaması icin yapılabilecek tek şey sorumlu olan ilacı kullanmamaktır.
Uzm. Dr. Sevin Karalar
Alerji Nedir? Alerji Ceşitleri
Sağlık0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Alerji Nedir? Alerji Ceşitleri